TARİŞ yönetimi DİSK/Gıda-İş Sendikası'na üye oldukları için işten çıkarılan işçilere ve onları destekleyen Gıda-İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Mazhar Uzbek, Genel-İş 2 No’lu Şube Mali Sekreter Ümit Gültekin, DERİTEKS Genel Merkez Yöneticisi ve İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz ile Birleşik Metal-İş Sendikası Schneider Electric İşyeri Baştemsilcisi Sedat Sadak'a ‘işgal’ gerekçesiyle dava açtı. Gıda-İş ve TARİŞ işçileri duruma tepki gösterdi.

9 kişiye dava açıldı

Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, TARİŞ yönetiminin işçilerin sendikalaşma mücadelesini kırmak için her yolu denediğini ifade ederek, “İşverenin şikayeti üzerine dayanışmaya gelen üç emek örgütü temsilcisi, sendikamızın Ege Bölge Temsilcisi ve işten atılan beş üyemizin de olduğu dokuz kişiye dava açılmış bulunuyor. TARİŞ yönetimi işçilere karşı sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinde sınıf tutumu almıştır” diye konuştu.

Gülüp geçecekler

DİSK/Gıda-İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Gürsel Köse ise davanın sonuçsuz kalacağını ifade ederek şöyle konuştu: “Çünkü bizim işlediğimiz bir suç yok. Bir suçlu varsa o da işverendir. İşveren, çalışanlarının demokratik haklarını engellemeye çalışıyor. Ama sendikayı suçlu gösterip, TARİŞ'in adını kötülediğimizi söylüyorlar. Biz ne TARİş markasını kötüledik ne de başka kötü bir şey yaptık. Bu açılan dava, kısasa kısas açılan bir davadır. TARİŞ yönetimi, işçilerin sendikadan istifa etmesi için tehdit ediyordu. Biz de buna şahit olduk ve suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyurusuna karşılık, böyle bir yol izleyerek,bize mahkeme açtılar. Ama bu mahkemeden hiçbir şeyin çıkmayacağını biliyoruz. Hakimlerin bile bu davaya gülüp geçeceğine inanıyoruz.” TARİŞ direnişinde 69 günü geride bırakan işçiler ise “İşyeri müdürlerinin talimatı üzerinde dava sadece kapıdaki işçilere ve sendikacılara yönelik açılıyor. İşverene açtığımız davaya misillemedir. İşçilerin taleplerini dinlemek yerine sendikaya ve bize saldırıyorlar” dedi.

Metin: Hukuka aykırı değil

İşçilere ve sendikacılara, 2911 sayılı toplantı ve gösteri yüryüşleri kanununun 28/1 maddesi uyarınca dava açıldığını belirten Avukat Özgür Metin, “İşçilerin fabrikanın üretim alanı dışında bulunan fabrika bahçesinde beklemelerinden ibaret olayın demokratik bir hak kapsamında olan toplu eylem hakkının kullanımından ibaret olduğu, bu yönü ile de olayda hukuka aykırı bir durumun olmadığı açıktır” dedi. Metin, işçilerin ekonomik, sosyal ve çalışma koşulları alanındaki hak ve çıkarlarını korumak için toplu olarak başvurduklarını, düşünme ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilen demokratik ve temel bir insan hakkı olduğunu vurguladı.