Yüksek maliyetlerin birçok üreticiyi hileye ittiğini savunan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, süt ürünlerinde kemik unu, jelatin, don yağı gibi domuzdan elde edilen, riskli katkı maddeleri kullanıldığını açıkladı.

sinann

Yüksek maliyetler nedeniyle merdivenaltı tabir edilen birçok işletmenin hileye başvurduğunu dile getiren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Süt Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, Avrupa'da hayvan yemlerine dahi karıştırılması yasak olan ve muhtemelen domuz kemiklerinden üretilen kemik ununun peynirlerde kullanılarak maliyetlerin düşürüldüğünü iddia etti. Kemik unu, jelatin ve don yağı ithalatının yasak olmadığını ancak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu katkı maddelerinin süt ürünlerinde kullanılmasını yasakladığını anlatan Uysal, “Buna rağmen yapılan denetimlerde yoğurtlarda domuz jelatini, peynirlerde kemik unu ve tereyağında don yağı tespit edildi. Bunlar ithal edilen ürünler. Baktığınız zaman Avrupa'da en çok tüketilen hayvan domuz olduğu için bu katkı maddelerinin de domuzdan elde edildiğini söylemek yanlış olmaz” dedi.

DELİ DANA'YI HATIRLATTI


1990'lı yıllarda ortaya çıkan deli dana hastalığını hatırlatan Uysal, “Hastalıktan ölen koyunların kadavrasını parçalayıp sığırların yemlerine kattılar. İnekler o yemleri yedikten sonra delirdi. Sonra bu hastalık insanlara geçti. O dönemde hayvan yemlerinde kemik ve kan unu kullanılıyordu. Bu olaylardan sonra yasaklandı. Bugün Türkiye'de de hayvanların yemlerine kemik unu katılması yasak. Ama bu hilebaz firmalar bunu insanların yiyeceklerine katıyorlar” diye konuştu.
Açıkta satılan, markasız, bakanlığa ait etiketi olmayan ürünlerden uzak durulması gerektiğinin altını çizen Uysal şöyle devam etti: “Firmaların etik değerleri göz ardı etmemeleri gerekiyor. Ama yüksek girdi maliyetleri onları bu yola sevkediyor. Etik değerlerini koruyarak ürününü olması gereken fiyattan satan firma bir süre sonra piyasa koşullarına yeniliyor ve ürün maliyetini düşürmenin yollarını arıyor. Domino taşı gibi birbirini devirerek gidiyor. Türkiye'de gittikçe gıda hileleri artıyor. Bu biraz da gelirlerin adil paylaşımıyla ilgili. Türkiye'de bir pasta var, siz bu pastanın yüzde 90'ını küçük bir kesime, yüzde 10'unu çok büyük yığınlara verirseniz, pastadan az pay alan yığınlar ucuza yönelir. Türkiye'de sağlıklı, güvenilir gıda ürünleri pahalıdır, asgari ücretle çalışanların bu ürünleri alabileceğini düşünemiyorum. Tüketicilerin yüzde 58'i aldığı ürünün taklit olduğunu bilerek alıyor.”
Uysal, tüketicilerin bir üründen şüphelenmeleri halinde Alo 174'ü arayarak ihbarda bulunabileceklerini söyledi.

Hilebaz mucitler


Kemik unu meselesinin henüz yeni olduğunu ve bundan sonraki denetimlerde ortaya çıkacağını belirten Prof. Uysal, “Türkiye'deki gıda hilebazları mucitler. Yetişemiyorsunuz. Arka arkaya o kadar çok hile çıkıyor ki aklınız şaşar. Mesela don yağı meselesi; bakanlığın denetmenleri mandıraya gidiyor fakat bir şey bulamıyor. Adamlar stok bulundurmuyor çünkü. Sütleri de katkı maddelerini de tedarik yaptığı işletmelerde bulunduruyor. Günlük kullanacağı kadarını alıyor. Denetlemeye gelindiğinde ise ürün bulunmuyor. Hangi ahırda olduğunu tespit etmeleri çok zor” dedi.