Haber/ Özge GÜNERKEN

Bakımevleri, terk edilmiş, hasta, engelli ve bazen de istenmeyen canların barındığı ve hayatta kalmaya çalıştığı yerler. Türkiye’nin dört bir yanında bulunan geçici bakımevlerinin en şansız sakinleri ise yavru köpekler… Bakımevleri, kalabalık nüfusları nedeniyle özellikle bağışıklığı düşük yavru köpeklerin kolay hastalık kapmalarının da yolunu açıyor. Ve maalesef bu nedenle de bakımevlerinde dünyaya gelen veya buraya bir şekilde yolu düşen yavruların çoğu hayata tutunmakta zorlanıyor.

İzmir’de gönüllülerin desteği ile ayakta kalan Nebiha Deprem Şopengazi Bakımevi’nde dünyaya gelen yavru köpekler için de durum iç açıcı değildi. 6 yavrudan ikisi ölmüş, kalan dört yavrudan biri ise ölmek üzereydi. Hayvan Hakları Federasyonu-HAYTAP’ın Yaşar Üniversitesi öğrencileri ile yürüttüğü proje kapsamında bakımevinde yapılan ziyaret, o yavrunun hayatını kurtardı.

HAYTAP İzmir Temsilcisi Meral Örüç o günü şöyle anlattı: “Yaşar Üniversitesi öğrencileri ile sosyal sorumluluk projemiz kapsamında rutin bakımevi ziyaretleri yapıyoruz. Bu hafta da 10 öğrencimizle bakımevine gittik. Her padoku temizledik, hasta köpeklerin gerekli bakımlarını yaptık. Bol bol onları sevdik. Sonra bir padokta aniden minik bir yavru köpeği fark ettim. Avuç kadar, küçücük bir candı. Hareketsiz duruyordu. Önce öldü sandık. Kucağıma alınca ufacık bir ses çıkardı, hala yaşadığını anladık. Bedeni çok soğuktu. Isıtmamız gerekiyordu, hemen öğrencilere verdim köpeği, sürekli ve hızlıca ovalayarak ısıtmaya çalıştılar. Böylece kan dolaşımını hızlandırmayı başardık. Bezlere sardık. Hemen kliniğe yetiştirdik. İlk müdahale orada yapıldı. Son dört gündür de Karşıyaka Belediyesi Taypark’ta bakımları yapılıyor. Antibiyotik veriliyor, çeşitli testlere bakılıyor.”

Örüç, adını Şopen koydukları yavru köpeğin durumunun her gün daha da iyiye gittiğini, hayati tehlikeyi de büyük anlamda atlattığını müjdeledi.

Tedavisi sürüyor

Şopen bebeğin bakımını üstlenen Karşıyaka Belediyesi Taypark’ın Poliklinik Şefi Dr. Veteriner Hekim Aysu Altıkardeşler ise yavrunun sağlık durumu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Sistemik enfeksiyon olasılığı üzerine tedaviye başladık. Minik yavrunun 1-1.5 aylık olduğunu düşünüyoruz, bu yüzden de ilk etapta bebek köpeklerin ölümüyle sonuçlanan parvoviral enterit virüsünden korktuk. Barınak ortamında bekleyen bir virüstür bu, iyi dezenfekte edilmeyen ortamlarda sinsi bir şekilde uzun süre canlı kalır. Anne sütünü az emen yavruları yakalar. Ancak Şopen bebeğin dışkısında kan yok ve genel durumu da iyiye gitmeye başladı. Hayati tehlikeyi atlattık gibi görünüyor. Fakat parvo virüsü çok sinsi seyredebiliyor beklemede kalıp bir anda ortaya çıkabiliyor, hastanın güçten düştüğü anı kollayabiliyor. Biz minik hastamızı yakından takip etmeye devam edeceğiz. Antibiyotik tedavimiz sürüyor. Parazit temizliği aşamasına geldik. Olası iç parazitlerden de arınması için şurup içirmeye de başladık. Haftaya iyi olduğuna karar verirsek hemen aşı programına başlanacak. Tabii tedavinin yanı sıra bakım ve besleme de önemli. Et suyu, kemik suyu, bol güneş şu an en çok ihtiyacı olan şeyler. Bir de tabii kontrolsüz ve sınırsız sevgi ve şefkat. Meral hanımdan da onları bol bol alıyor zaten.”

Satın alma, sahiplen

Şopen’in aslında altı kardeşten biri olduğunu da belirten Örüç şunları söyledi: “İki kardeşinin öldüğünü öğrendik. Maalesef anne yavrulara bakmıyormuş. Şopen bebek de zaten iyi beslenememiş ve sıcak kalamamış, bu yüzden ölümle burun buruna gelmişti. Hayatta ve durumları nispeten iyi olan 3 kardeşi özel bir bölüme anneleri ile birlikte aldık. Umarım anne yavrulara bakmaya başlar, bu kardeşleri de sahiplendirmek için elimizden geleni yapacağız. Umuyorum ki Şopen ve kardeşleri mutlu yuvalarında sağlıkla yeni bir yaşama merhaba diyecekler. Bu vesileyle buradan bir çağrımızı da yinelemek istiyorum: Yavru köpek sahiplenmek istiyorsanız, barınaklara uğrayarak bir can kurtarabilirsiniz. Lütfen satın almayın, barınaktan sahiplenin.”