Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'nde çalışırken bir gece çıkarılan KHK ile kendini yüzbinlerce mağdur arasında bulan, Arzu Şenel Atmaca, 3 kez ödül terfisi aldı. İşini büyük bir saygı ve özveri ile yapan Atmaca, karar için; “Şaka gibi ama hiç komik değil” dedi

Umut KARAKOYUN / Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL'in ardından çıkarılan ve binlerce mağdur yaratan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), hayatları söndürmeye, hayalleri yarım bırakmaya devam ediyor. İzmir Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapan 23 yıllık devlet memur Arzu Şenel Atmaca da KHK mağdurlarından sadece biri. İşine duyduğu saygı ve özeverisi sayesinde 3 kez ödül terfisi alan Arzu Şenel Atmaca, geçtiğimiz 22 Kasım'da çıkarılan ve 16 bin kişinin bir gecede işine son verilen 677 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildi. O kararı, 'Şaka gibi ama hiç komik değil' sözleri ile değerlendiren Atmaca; “Yıllardır devlet memurluğundayım ve bir sabah 'Sen artık çalışma' dediler. Sabah işe gidiyorsun, çağırıyorlar seni ve işine son verildiğini söylüyorlar. Sadece bu. Daha öncesinden ne idari ne de adli bir soruşturma yok. Bir gün bilgisayar ekranından adını görüyorsun ve işsiz kalıyorsun” dedi. Kararın kendisine tebliğ dahi edilmediğini dile getiren Atmaca, devletin posta masrafını bile kendilerine çok gördüğünü söyledi. Ülkede yaşanan gelişmeler nedeniyle memuriyetten atılmasına üzülemediğini, kendi başına gelenlere üzülmenin utanç verdiğini kaydeden Atmaca; “Ben ihraç edilmeden iki gün önce Ahmet Türk'ü tutuklamışlardı. Beni ihraç etmişler çok mu? İlk aklıma gelen buydu” ifadelerini kullandı.

İŞ NASIL ARANIR BİLMİYORUM

Aynı zamanda Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Sendikası İşyeri temsilcisi olan Atmaca, ülkede çok acı olayların yaşandığını dile getirerek; “Ölümler yaşanıyor bu ülkede. İşsiz kalmak bunun yanında önemsizleşiyor. Ölümü bile doğal karşılamaya başladık. Bu çok korkunç. Yapılan haksızlık ve bu haksızlık karşısında öfke duyuyoruz. Hiçbir hukuksal dayanağı olmayan bir durum ile karşı karşıyayız. Tamamen keyfi bir uygulama ve bu süreç katlanarak devam ediyor. Kısa vadede sonlanacak gibi de görünmüyor” dedi. 3 yıl önce eşini kaybeden ve işsiz kalan kardeşi ile birlikte yaşayan Atmaca, okulu bitirdikten sonra göreve başladığını, bu nedenle CV hazırlamayı bilmediğini vurgularken işin nasıl arandığına dair de hiçbir fikrinin olmadığını dile getirdi. Atmaca, şunları söyledi: “İhraç edildikten sonra ilk birkaç ay dolaştım, insanlarla görüştüm. Olayın şaşkınlığını atmaya çalıştım. Devlet memurusun, 24 yıllık bir alışkanlığın var. İşsiz kalmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun. İş nasıl aranır, o konuda hiçbir fikrim yok. Bizim dezavantajımız aynı zamanda. Ben kalifiye bir işçiyim, yaptığım işi çok iyi bilerek, severek ve özverili şekilde yaptım. Ama bundan sonra ne yapabileceğime dair hiçbir fikrim yok.”

ÇOK ACIMASIZ BİR KARAR

İhraç edilmesi karşısında kahrolmadığını ancak kararın çok acıması olduğunu söyleyen Atmaca; “Karar, haksız, hukuksuz, saçma... Ama ben bunu kişiselleştirmedim. Kahrolmadım. Bunda dostlarımın ve ailemin çok büyük katkısı var. Dayanışmayı hissettik. Onların varlığı güven verdi. Mesela FETÖ'den dolayı ihraç edilenler daha yalnız kaldılar. Onlarla tüm bağlar koparıldı, telefon bile açmadılar” dedi. Artık yaşamanın çok daha zor olduğuna dikkat çeken Arzu Şenel Atmaca, ekonomik özgürlüğünün, iş güvencesi ile sosyal güvencenin ortadan kaldırıldığını kaydetti. İhraç kararından çok önce emekli olmak için başvurduğunu da açıklayan Atmaca, bunun kabul görmediğini belirtirken sözlerinin devamında şunları dile getirdi: “Kendimizi savunma hakkı bile vermiyorlar, yargısız infaz yaptılar. Savunma hakkı vermenin ötesinde, itiraz etme yolumuz dahi kapalı. Neden ihraç edildiğime dair hiçbir fikrim yok. Neyi savunacağım, ben kendimi savunacak bir şey yapmadım ki... Ortada suç yok. Uyarı cezam bile yok. Söylediğim bazı şeyler birilerinin hoşuna gitmediği için veya muhalif olduğum için bir sabah işsiz kalıverdim. Freni patlamış bir kamyon gibi duvara doğru gidiyoruz ve hepimiz bu kamyonun içerisindeyiz. Bu toplum kendisi gibi düşünmeyenleri yok etmek istiyor. Yarına dair kimse bir plan yapamıyor artık.”