Haber/ Didar DEMİRCİ

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Gürüz, üniversite bünyesinde yürütülen aşı çalışmalarıyla dünyadaki aşıları değerlendirdi. Türkiye’de sekiz üniversitede aşı çalışmalarının sürdüğünü hatırlatan Gürüz, “Sanırım bizim aşılarımız dünyanın geri kalan fakir ülkelerinin de en büyük umudu olacak” dedi. EÜ’de devam eden DNA aşı çalışmaları hakkında da bilgi veren Gürüz, “Mayıs sonu gibi başladığımız çalışmalarda Aralık 2020 itibariyle hayvan modellerinde yaptığımız çalışmaları tamamladık; Toksikolojik test sürecimiz sürüyor bunu GMP (İyi Üretim Uygulamaları) süreci takip edecek. Bu süreçten sonra FAZ 1 dediğimiz sınırlı sayıda gönüllü (30-40 kişi) üzerinde aşının uygulandığı klinik çalışmaların ilk ayağına geçeceğiz. Biz 4 farklı aşı modeli belirledik. Hayvan deneylerinde elde ettiğimiz sonuçlar yüz güldürücü. Toksikolojik çalışmaların da olumlu sonuçlanacağına inanıyoruz. Hedefimiz etkin, güvenilir, ucuz, taşınması-saklanması kolay bir DNA aşısını insanlığın hizmetine sunmak. Bir aksaklık olmaz ise 2021 yaz ayının sonuna doğru çalışmalarımızı tamamlamayı planlıyoruz” diye konuştu.

Üretimin önemi arttı

Şu anda aşıları kullanıma giren ülkelerin yıllar öncesinde kurulmuş alt yapı ve kadrolarıyla profesyonelce düzenlenmiş enstitü/aşı üretim merkezi gibi multidisipliner yapıları sayesinde bu noktada olduklarını kaydeden Gürüz, “2023 Yerli ve Milli Hedefler kapsamında aşının ve ilacın en önde değer görmesi bizleri bu alanda daha yoğunlaşmaya teşvik etti. Önce Aşı Bilimi Derneğini kurduk, sonuncusu Kasım 2020’de olmak üzere 3 adet uluslararası toplantı düzenledik. Ege Üniversitesi bünyesinde bir Aşı Uygulama, Geliştirme ve Araştırma Merkezi kurduk. Bir yandan aşı üretimi ile uğraşırken, bir yandan da çok önemli bir merkezi Ege Üniversitemize kazandırmanın çabası içindeydik” açıklamasını yaptı.

Aşının bulunması gerekli

Dünyadaki aşı çalışmalarına göre 4-5 ay geriden geldiklerini dile getiren Gürüz şöyle konuştu: “Türkiye sekiz üniversite ve bir merkezde farklı platformda 12 Kovid-19 aşısı üretmek için yola çıktı. Üç Türk aşısı FAZ 1, bir aşımız da FAZ 2 aşamasında. Yani teknoloji ve bilgi birikimi olarak kesinlikle geri değiliz. Zengin ülkeler büyük bir açgözlülük ile üretilen tüm aşıları kendileri için talep ediyor. Bu aşamada etkin güvenilir bir aşının maliyetinden çok bulunması önem kazanıyor. Bizim aşılarımız tamamen insani duyguların dışında sadece tıbbi prestij için etkin, güvenilir, ucuz olacak şekilde planlandı. Sanırım bizim aşılarımız dünyanın geri kalan fakir ülkelerinin de en büyük umudu olacak.”

Yan etki yüzde 5

Türkiye’de uygulanan Coronavac aşısı hakkında bilgi veren Gürüz, “Bu aşının içinde insan sağlığını tehlikeye atacak hiçbir kimyasal yok. Aşı, hafif hastalıktan yaklaşık yüzde 52, orta şiddetli hastalıktan yüzde 79, ölümcül veya ağır hastalıktan yüzde 100 koruyor. Pandemi döneminde FDA ve WHO aşının yüzde 50 korumasını başarı kriteri kabul ediyor. Bu aşıyı olanlarda yan etki görülme oranı yüzde 5. Bu yan etkiler de aşı yerinde ağrı, kas ağrısı, halsizlik, baş ağrısı ve ateş gibi son derece basit ve kısa süreli yan etkiler” dedi.