İzmir'in Kemalpaşa ilçesine bağlı Nazarköy'de Çin malları nedeniyle bitme noktasına gelen nazar boncuğu üretimi, kadınların pazarlama ve tasarımda işe koyulmasıyla yeniden canlılık kazandı.

İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde Çin mallarıyla rekabet edilememesi nedeniyle bitme noktasına gelen nazar boncuğu üretimi, köylü kadınların tasarım ve pazarlamada aktif rol almaya başlamasıyla eski günlerine döndü. Yaklaşık 8 yıl önce Çin'den gelen düşük maliyetli boncukların piyasaya hakim olması nedeniyle Nazarköy'de nazar boncuğu üretimi yavaşladı. Boncuğun ham maddesi hurda camı bulmakta da zorlanan üreticiler, toptan sattıkları boncukları pazarlamada sorunlar yaşadı. Bu durum karşısında iş yapamayan bazı üreticiler, boncuk ocaklarını kapattı. Köyde 12 olan boncuk atölyesi sayısı 5'e kadar düştü, mesleğe yıllarını vermiş ustalar, para kazanamadıkları için işlerini bırakmak zorunda kaldı. Geleneksel el sanatlarını yaşatmak isteyen bazı üreticiler ise daha önce 4-5 farklı modelde yaptıkları boncukları çeşitlendirip pazarlama yollarını araştırdı.

Ata yadigarı yaşatıldı


Kemalpaşa Kaymakamlığının Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla açtığı takı tasarım ve el sanatları kurslarına yoğun ilgi gösteren Nazarköylü kadınlar, ürettikleri boncukları kendi tasarımlarında kullanmaya başladı. Hafta sonları köy merkezinde kurulan çarşıda ve hafta içi de İzmir'deki çeşitli semt pazarlarındaki sergilerde boncuklarını satan kadınlar, piyasayı yeniden hareketlendirmeyi başardı. Atölye sahibi Necla Şahin, nazar boncuğu üretiminin geçmişte en önemli geçim kaynaklarından olduğunu ama birçok ustanın fabrikalarda çalışmayı tercih ettiğini belirterek, kadınlar olarak ata yadigarı gördükleri mesleği devam ettirmek için bir araya geldiklerini anlattı, “Kadınlarla birleştik, köyün duvarlarına bile nazar boncuklu işlemeler yaptık, kurslara gittik, tasarım yapmaya çalıştık. Takı üzerinde uzmanlaştık, duvar süsleri yaptık. Şu anda bulunduğumuz duruma kadınlarımız sayesinde geldik. Artık herkes evine para götürmeye başladı” dedi. Nazarköy Mahallesi Muhtarı Hasan Yıldırım da kadınların geleneği yaşatma adına kurslara katıldıktan sonra özgün tasarımlarını ortaya koyduğunu belirterek, “Kadınların el atmasıyla boncuk üretiminin kaderi değişti. Şu anda köydeki atölyeler sadece köye mal verse yine de pazarlama sorunu yaşanmaz” diye konuştu.

Üretim bir gün önceden başlıyor


Kötülükten ve uğursuzluktan koruduğuna inanılan nazar boncuğunun üretimi bir gün öncesinden başlıyor. Akşam parçalanmış hurda camlarla doldurulan ocaklar, sabah gün doğmadan yakılıyor. Ocaklarda çıralı yapısından ve köz oluşturmamasından dolayı sadece kızılçam odunu kullanılıyor.
Ortalama 800-1200 derece ısıda eriyen camlar ustaların becerisiyle şekle giriyor. Günde 10-12 saatini ateş karşısında geçiren ustalar, eriyen camı kobalt, bakır oksit, opak ve kurşun gibi maddelerle renklendiriyor. Daha sonra özel yapım cıva çeliği çubuklarla eriyen camı ocaktan alan ustalar, nazar boncuğunu kalıp kullanmadan çelik çubuklarla siparişe göre şekillendiriyor. Bir usta günde ortalama 40 ila 700 adetlik üretim yapabiliyor. Üretilen boncukların bir kısmı toptancılara satılmak üzere paketlenirken kalanı da köyde kadınların açtığı satış yerlerinde halka sunuluyor. Ahmet BAYRAM/ AA