İzmir Barosu Konferans Salonu'nda düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan TED Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal, nafakanın bakım ve yardım nafakası olmak üzere 2'ye ayrıldığını, bakım nafakasının da tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası olarak 3 başlıkta toplandığını ifade etti. 

Öcal, yoksulluk nafakasının hukukta "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." şeklinde düzenlendiğini, bu maddede 'isteyebilir' sözünün tartışmalı olduğunu dile getirdi.

Öcal şunları kaydetti:

 "(İsteyebilir) sözcüğü yol gösterici olarak anlaşılmalıdır. Somut olaya göre hakimin takdiri söz konusudur. Her somut olayda hem nafaka miktarı hem de olayın özelliklerine göre süresi hakim tarafından belirlenmelidir. Her somut durum bir diğerine göre değişkenlik gösterecek ve bunu da en iyi hakim takdir edebilecektir. Böylece hiçbir taraf mağdur olmayacak, adil denge kendiliğinden gelişecektir. Maddenin değil, uygulamanın düzeltilmesi lazım."

"Cinsiyetçi bakış açısı"

Hakim Şerafettin Şanver ise yoksulluk nafakasının eşitliğe aykırı bir konu olmadığını, şartlar oluştuğunda kadının da erkeğe nafaka ödeyebileceğini söyledi. 

Şanver, yoksulluk nafakasına bir sınır getirmek gerektiğini belirterek, "İnsanlar neden bir daha yüzünü görmeyeceği kişiye nafaka ödesin. 3 ay evli kaldı, bir süre koymayalım mı nafakaya. Çetrefilli bir konu. Yeri geldiği zaman kadının, yeri geldiği zaman erkeğin yanında olmak lazım. Cinsiyetçi bakış açısıyla değil, adalet üzerinden bakmak lazım. Hangi nafaka olursa olsun tahsilini devlet üstlensin diye düşünüyorum. Onu tahsil etmek için insanlar peşinde koşmasın. Alabiliyorsa devlet alsın." dedi. 

Avukat Selin Nakipoğlu ise yoksulluğa düşecek tarafın kadın olarak görüldüğüne dikkati çekerek, eşitsizliklere cinsiyet odaklı bakılması gerektiğini savundu. 

Nakipoğlu, Küresel Eşitsizlikler Raporu'nda Türkiye kısmına bakıldığında erkeklerin kadınlardan yüzde 50 oranında daha fazla servete sahip olduğunu, kadınların yoksulluğa düşen taraf olma nedeninin araştırılması gerektiğini belirtti.