Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, randevu istemesine rağmen randevu verilmediğini aktardı. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Et ve Süt Kurumu'ndan randevu istediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, önceki gün yaptığı paylaşımla bugün saat 10.00'da kurumu ziyaret edeceğini açıklamıştı.

Twitter hesabından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Çocukların beslenme hakkının korunmasını konuşmak üzere Et ve Süt Kurumu'ndan randevu istedim. Herhalde bir yerlerden izin alamadılar ki ses yok!" demişti.

Kılıçdaroğlu Et ve Süt Kurumu'nun kapısına gitti. Kılıçdaroğlu'nu karşılayan güvenlik görevlisi "randevunuz olmadığı için sizi içeri alamıyorum" dedi. Bu sırada kurumun kapısının telle bağlandığı görüldü.

İçeri alınmayan Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

Değerli basın mensupları,

Daha önce TÜİK'e gitmiştim, emeklilerin, asgari ücretlilerin haklarını savunmak için. Çünkü TÜİK enflasyonu düşük göstererek milyonlarca insanın düşük zam almasına neden oluyordu. Buna dikkat çekmek için TÜİK'e gittim.

Daha sonra sözlü sınavda hakları yenen gençlerin sesini kamuoyuna duyurmak için MEB'e gitmiştim. KPSS'de dereceye giren birçok genç sözlüde torpili olmadığu için elenmişti. Buna da dikkat çekmiştim

Bugün Et ve Süt Kurumu'nun önündeyim; burada olmamın temel nedeni çocukların haklarını savunmak. Kadın milletvekilleri ile beraberim, tüm anneler çocuklarının iyi beslenmesini isterler. İyi beslenme bir haktır, bunu sağlayacak olan sosyal devlettir. Bütün çocukların yeterli beslenmeleri gerekir.

Tarım Bakanı dün katıldığı bir programda "Türkiye'de aç ve açıkta kimse yok" diyor. Tarım Bakanı'nın dünyadan, Türkiye gerçeklerinden haberi yok. İzin verirseniz Türkiye'deki derin yoksulluğu uzun yıllardır araştıran Hacer Foggo'ya bu konudaki düşüncelerini aktarması için söz vereyim.

GERÇEK GÜNDEM YAZARI VE DERİN YOKSULLUK AĞI KURUCUSU HACER FOGGO'DAN ÇARPICI AÇIKLAMA

Hacer Foggo şunları söyledi:

Yapılan bir araştırmada çocuklarda kansızlık çıktı, geçen hafta açıklandı. Bu ne demek, yetersiz beslenme demek. Bütün çocuklar bununla mücadele ediyor. Daha dün bir anne ile görüştüm "Çocuklarla beraber sahurda patates kızartması yedik, iftarda ise çorba içtik" dedi. Bir kasabın önünden geçerken yaşlı bir adam bana dedi ki "Kızım eskiden kuyumcu vitrinine bakardık, et değil mücevher sanki" dedi.

Güneydoğu'da çocukların çoğu bodur, bu da yetersiz beslenme demek. Yoksulluk ve açlık yok demek, bunu inkar etmek yanlış. Yoksulluğun olmaması benim temel hedefim, ben böyle bir dönem görmedim. Her girdiğim evde beslenme yetersizliği yüzünden gelişim bozukluğu olan çocuklar var.

Cep telefonunu soracağınıza fakir mahallelerdeki çocukların kaç yaşında olduğunu sorun. Açlık var arkadaşlar, ben Türkiye'nin her yanında geziyorum ve siz de bu sokaklarda olun. Ya da gelin birlikte gezelim. Sayın Genel Başkanım'ın sözleri ile buradayım "Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek" ve biz o son çocuğu bulana kadar çalışacağız.

SARAY'A AÇIK BİR ÇAĞRI YAPIYORUM

Hacer Foggo'nun ardından tekrar söz alan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Saray'a açık bir çağrı yapıyorum; beşli çeteye verilen dolarların en azından binde birini yoksul ailelerin çocukları için harcasalar hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Sözler bana ait değil, 22 saat önce söylenen sözler şöyle; "Damızlık hayvanlar, süt inekleri kesiliyor. Kesile kesile nereye kadar gidecek? Damızlık hayvanlar bittiğinde et sıkıntısı, süt sıkıntısı yaşanacak. Üreticinin sırtındaki yükün inmesi lazım, milletin artık gücü kalmadı."

Bu bir siyasetçinin değil bir üreticinin sözleri. Süt üreticileri perişan, bir kilo kıyma 98 lira oldu, hangi asgari ücretli kıyma alabilecek? Bu nedenle daha önce yaptığımız gibi bayramdan sonra Millet'in Sesi Mitingleri'ne yeniden başlayacağız. Saray ne kadar duyar bilmiyorum ama benim yaptığım çağrı bu halkın refahı içindir, siyaset kurumunun halkın gözünde saygın olmasını sağlamak içindir. Ben Türkiye'nin itibarını ve saygınlığını korumak istiyorum.

Et ve Süt Kurumu çiftçi ve üreticinin yanında olmalı. Bu nedenle çağrımı yineliyorum: Beşli çeteye sağlanan imkânların binde birini üreticiye verirseniz bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmez.