8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ Komisyonu ‘Gazeteci Kadınların Yaşadığı Cinsiyet Ayrımcılığı ve Şiddet Araştırması’ başlıklı bir rapor hazırladı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ Komisyonu'nun hazırladığı ve yaklaşık bir ay süren anket çalışmasına 221 kadın gazeteci katıldı. Ankette kadınların yüzde 61’i psikolojik şiddete, yüzde 59’u mobinge, yüzde 17’si fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtti. Kadın gazeteciler hamileyken işten çıkartıldıklarını, yöneticileri tarafından taciz edildiklerini, fiziksel özelliklerinden dolayı ayrımcılığa uğradıklarını belirtti.

journo.com.tr'den Zeynep Yüncüler'in haberine göre, ankete katılanların yüzde 58’i evli bir kadın olmanın meslek hayatını olumsuz etkilediği ya da etkileyeceği düşüncesine katılıyor. “Katılmıyorum” diyen kadınların oranı ise yüzde 42 oldu. Evlilikle ilgili bu oran görece yüksek olsa da, çocuk konusu sorulunca oranlar radikal biçimde değişti: Kadınların sadece yüzde 13’ü, çocuğunun olmasının meslek hayatını olumsuz etkilemediği ya da etkilemeyeceğini belirtti. Kadınların yüzde 87’si ise çocuk sahibi olmanın meslek hayatını olumsuz etkilediğini ifade eti. Kadınların yüzde 65’i bu soruya “Katılıyorum” ya da “Çok katılıyorum” yanıtını verdi.

Kadınların yüzde 77’si, “Kreş imkânı sağlansaydı iş hayatım olumsuz etkilenmezdi” derken, yüzde 15’i ise bu soruya “Az katılıyorum” yanıtını verdi. “Katılmıyorum” diyen kadınların oranı yüzde 7,4. oldu.

‘Çocuğum okul çıkışına yetişemiyorum’


‘Evli olmak ve/veya çocuk sahibi olmak iş hayatınızı nasıl olumsuz etkiledi/etkiliyor?’ sorusunda ise öne çıkan bazı cevaplar şöyle oldu:

“Bu meslek 9-17 arası yapılmıyor. Haber her saat yazılabiliyor, kaynak her saat arayabiliyor. Öyle olunca da özel hayattan çalınıyor, eşten çocuktan.”
“Çalışma saatleri belirsiz olduğundan çocuğumun okul çıkışlarına yetişemedim.”
“Çalışma saatleri ve iş yoğunluğu nedeniyle çocuğa vakit ayıramamak; hastalık vb. durumlarında işyerinden çıkamamak, kimi zaman 20 saati bulan çalışma saatleri nedeniyle özel hayatının olamaması…”
“Evli olunca evde sizi bekleyen birinin olması duygusal stres yaratıyor. Eş ne kadar anlayışlı da olsa kadının gece yarıları işten gelmesi veya evde bilgisayar başına oturup çalışması mesele oluyor. Nitekim işten dönünce evde de kadını bekleyen sorumluluklar var maalesef. Bir de çocuk oldu mu, evdeki sorumluluk on kat artıyor.”
‘Sen şimdi yavrular işe gelmezsin’



Gazeteci kadınlar evli veya çocuk sahibi olduğu için, patronunun ve yöneticilerinin mobbingine maruz kaldığını belirtti. Kadınlardan dikkat çeken bazı anektodlar şöyle:

“Evlenirken ‘Sen şimdi yavrularsın, işe gelmezsin’ denilerek işten ayrılmam istenmişti.”
“Yakında zengin koca bulursun denilerek, bu mesleğin kadınlara uygun olmadığı, evlenirsem sorunlar yaşayacağım söylenerek psikolojik baskı yapıldı.”
“Çocuğum oldu, doğum iznimin bittiği gün kovuldum.”
“Hamileyken işten çıkarıldım.”
“İlk olarak iş görüşmelerinde ‘Çocukla zor olmaz mı?’ sorusuyla karşılaşıyorsunuz. Daha da vahimi, evliysen ya da çocuğun varsa iş bulman çok zor.”
‘Sürekli şık/bakımlı/güzel olmamız bekleniyor’
Ankete katılan kadınların yüzde 63’ü, iş hayatında cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa uğradığını ifade etti. Yüzde 25 “Kadın olduğum için sürekli şık/bakımlı/güzel olmam bekleniyor” şeklindeki ifadeye “katılmadığını” belirtti. Kadınların yüzde 75’i bu ifadenin yer aldığı soruya az ya da çok katıldığını kaydetti. Yazılı basında çalışan bir kadın gazeteci şu ifadeleri ekledi: “Yazılı medyada kılık kıyafet konusu pek fazla problem olmuyor. Ancak TV alanında çalışan arkadaşların fiziki özelliklerinden dolayı ayrımcılığa uğradığını biliyoruz.”

Anket sonuçlarına göre kadın gazetecilerin en çok yöneticileri tarafından şiddete maruz bırakıldığı görüldü. (yüzde 54) Kadınların yüzde 45’i ise çalışma arkadaşından şiddet gördüğünü ifade etti.

OHAL polis şiddetini arttırdı


Ankkette 54 kadın (yüzde 32) polis tarafından şiddet gördüğünü beyan etti. Kadın gazeteciler OHAL’in ilanından sonra bu şiddetin daha da arttığının altını çizdi. Polis şiddeti ile ilgili, ankette yer alan bazı ifadeler şöyle oldu:

“Özellikle OHAL ile beraber sokağa çıkmak yasaklanırken, sokağa çıkanlara polislerce bir şiddet uygulanmakta ve haber takibi için çıktığımız sokaklarda haber kaynaklarımızın uğradığı polis şiddetine biz de bizzat maruz kalmaktayız.”
“OHAL koşullarında gazetecilik yapmaya çalışmak oldukça zor bir hale geldi. Gittiğimiz haberde sürekli görüntünü çeken, fotoğrafını çeken polis memurları psikolojik anlamda biz gazetecileri etkiliyor.”


Polis: Özür dileriz alternatif basın sandık


İstanbul Üniversitesi’nin önündeki öğrenci eylemlerini takip ederken polisin fiziksel şiddetine maruz kaldığını anlatan bir muhabir kadın ise, polis amirinin daha sonra yanına gelerek “Seni anaakım medyadan değil de alternatif basından zannettik. Özür dileriz” dediğini belirtti.

Öte yandan soruyu yanıtlayan 35 kadın (yüzde 21) okur/izleyici/sosyal medya takipçisi tarafından, 30 kadın ise (yüzde 18) patronu tarafından şiddete uğradığını söyledi.

Ankete kimler katıldı?


Ankete kimler katıldı? Medyada çalışan ve anket çalışmasına katılan kadınların yüzde 56’sı (120 kadın) 26-35 yaş aralığında, yüzde 28’i ise (60 kadın) 36-50 yaş aralığında. Kadınların yüzde 13,6’sı (29 kadın) 18-25 yaş aralığındaki gençlerden oluşurken, 51 ve daha yüksek yaştaki kadınların oranı sadece yüzde 2,3 (5 kadın). Ankete katılan kadınların yüzde 73’ü bekâr, yüzde 27’si evli. Anketi yanıtlayan kadınların beşte biri (yüzde 20) çocuk sahibi, yüzde 80’inin ise çocuğu yok.