Kadına şiddetin arttığı Türkiye'de, ölümler durdurulamıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, 2017'nin ilk 10 ayında 337 kadın öldürüldü.

Haber / Umut KARAKOYUN

Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslar Arası Mücadele ve Danayışma Günü. Şiddetin her türlüsünü yaşayan kadınlar, bugün alanlarda 'Yaşamak istiyoruz' diye haykıracak. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Sözcüsü Sanem Deniz Kural, bu önemli güne hazırlanırken artan şiddetin nedenlerini anlattı. 2016 yılında 338 kadın cinayetinin işlendiğini söyleyen Sanem Deniz Kural, 2017'de ise bu tablonun katlandığını belirtti. Platformun, basında çıkan haberlerden derlediği verilere göre 2017'nin ilk 10 ayında 337 kadın katledildi. Kadın cinayetinin en fazla işlendiği ay ise Ekim. Yalnızca Ekim ayı içerisinde 40 kadın; eşi, sevgilisi, yakını tarafından öldürüldü. Hiçbir devlet kurumunun, kadın cinayetleri sayısına yönelik veri açıklamadığından yakınan Kural; “Defalarca kez, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na, TUİK'e, emniyete yani veri toplama ihtimali olan heryere başvuru yaptık. Yaptığımız resmi başvurulara ya 'Elimizde veri yok' ya da 'Elimizdeki verileri Aile Bakanlığı'na verdik' diyorlar. Fakat bakanlık kendilerinde veri olmadığını söylüyor. Arada ciddi bir tutarsızlık var” dedi.

CEZASIZLIK SÖZ KONUSU

kadin-manset-(1)Kadına yönelik şiddetin artmasının nedenlerinin başında, kadın haklarına yönelik yapılan saldırıların geldiğini kaydeden Sanem Deniz Kural, şunları söyledi: “Yakın zamanda Müftülük Yasası Meclis'ten geçti. Bu yasa, kadınların şimdiye kadar kazandığı hakları elinden alıyor. Kadınların haklarını ortadan kaldıran uygulamaların geri çekilmesi gerekiyor.
Kadınlarım emekleri ve mücadelesi ile kazandığı 6284 sayılı kanuna saldırılar var. Ekim ayı içerisinde 40 kadın öldürüldü. Bu çok ciddi bir rakam. Kaç yıldır veri topluyoruz ama hiç böyle bir şey ile karşılaşmadık. Ve kadının haklarına yönelik saldırıların hepsi bu ay içerisinde gerçekleşti.” Siyasi iktidarın hamlelerinin, kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini otomatikman etkilediğini savunan Kural, kadın cinayetlerinin azaldığı tek yıl olarak ise 2011'i gösterdi. Kural, nedenini ise şu sözlerle açıkladı: “2011 yılında, bakanlık şiddeti önleyici ciddi çalışmalar yaptı. Ama onun dışında hep artış var. 2011 yılında çıkarılan kanun kağıt üzerinde kaldı. Ama bu kanunun bile caydırıcılığı oldu. Fakat bunu bile elimizden alma gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Bu kadar çok haklara saldırılırsa sonu bu olur. Ciddi anlamda cezasızlık denen bir tablo ile karşı karşıyayız.”


MÜCADELEYE DEVAM

Özgecan Aslan'ın öldürüldüğü dönem, cezaların yetersizliğine dair ciddi eleştirilerin yapıldığını anımsatan Sanem Deniz Kural; “Biz de kadına yönelik şiddet ve cinayetlerde, ceza indiriminin uygulanmamasını defalarca kez önerdik. O dönem sözler verildi ama yapılmadı. Ceza Kanunu'nunda kadın cinayeti ile ilgili bir tanım yok. Bir çok insan sosyal medya paylaşımlarından dolayı tutuklanıyor. Ama Helin Palandöken sosyal medyadan tehdit edildiğini yazdı ve kimse bunu takip etmediler. Başka şeyleri takip etmekle meşguller. OHAL başladığı dönemden bu yana kadına yönelik ciddi bir artış oldu. Veriler bunu gösteriyor. Bu dönemde mücadele etmek isteyen kadınların sayısı da arttı. Biz de Kadın Meclislerini kurduk. Biraraya gelerek ne yapabileceğimizi konuşuyoruz. Kadınların yaşadığı çok fazla şiddet türü var. Tek çözüm kadınların bir araya gelerek mücadele etmesi. Hepimiz, Kadın Meclislerinde bir araya gelerek, sorunlarımızı konuşup çözüm yolları bulmamız gerekiyor” dedi.

Şiddet, taciz meşrulaştı

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Semra Pektopal da, yaptığı açıklamada kadına yönelik şiddeti eleştirdi. Pektopal; “2017’nin ilk 10 ayında erkekler 77 kadına tecavüz etti, 207 kadını taciz etti, 286 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 338 kadına şiddet uyguladı. Kadın ve kız çocuklarının tacize ve tecavüze uğrama oranları her geçin gün artmaktadır. AKP iktidarı, kadınları koruyucu kanunlar çıkarmak yerine çocuk istismarının yasalarla meşru kılmaya, tecavüzde rıza aranmasının, tahrik indirimi, şiddete uğrayan kadının boşanması yerine arabuluculuk uygulamasının, müftülere resmi nikah yetkisi verilmesinin ve yaşamın dinselleştirilmesini hızlandırmakla uğraşmakta” dedi.