İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan 'Dirençli Kentler İçin Bir Çerçeve Yeşil Odaklı Uyarlama' adlı projede kent iklim modelinde iyimser ve kötümser senaryolar ele alındı. Uzmanların araştırmasına göre, İzmir’de 2050 ile 2100 yılları arasında şehrin alçak kesimlerinde sıcaklık artışı beklenirken, yüksek kesimlerde ise hava sıcaklığının giderek soğuması ve yıllar geçtikçe ortalama değerlerin düşmesi bekleniyor. Yine aynı senaryoya göre, kente düşen toplama yağış oranı artarken, oluşan bu durumun tarımı olumsuz şekilde etkilemesi bekleniyor.

Büyükşehir Belediyesi’nin Avrupa Birliği’nden (AB) 150 bin euro hibe almayı hak kazandığı 'Dirençli Kentler İçin Bir Çerçeve Yeşil Odaklı Uyarlama' adlı proje, Kültürpark İzmir Sanat Merkezi’nde Uluslararası İklim Değişikliğine Uyum Konferansı’nda masaya yatırıldı. Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Sağlıklı Kentler ve Temiz Enerji Şube Müdürlüğü ile Peyzaj Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan raporun sonuçları toplantıda açıklandı. Uzmanlar, kentteki iklim değişikliğine dair araştırmalarını, pilot bölge olarak belirledikleri Balçova ilçesinde yoğunlaştırdı. Hazırlanan İzmir İklim Modeli’nde, kent için 2050 yılı ile 2100 dönemi aralığındaki iklim senaryoları oluşturuldu. 1955 yılından 2017’ye kadar olan iki ayrı döneminin ele alındığı incelemede, 2050 yılında yine aynı alandaki olası arazi örtüsü ve arazi kullanım detaylarına dair kentsel yeşil altyapı sistem haritalandı. Avrupa Birliği’nden hibe alan projede, iklim koşullarının etkilerini azaltmaya yönelik yeşil altyapı stratejileri ve önerileri de geliştirildi.

Yağış oranı artacak

İzmir iklim modelinde iyimser ve kötümser senaryolar ele alındı. İyimser tahminlerde, 2050 yılından sonraki 50 yıllık süreçte İzmir’in alçak kesimlerinde sıcaklık artışı beklenirken, yüksek kesimlerde ise hava sıcaklığının giderek soğuması ve yıllar geçtikçe ortalama değerlerin düşeceği tahmin ediliyor. Yine aynı senaryoya göre, kente düşen toplam ortalama yağış oranı artarken, oluşan bu durumun, tarımı olumsuz şekilde etkilemesi bekleniyor.

Radyasyon oranı artacak

Projede yer alan kötümser iklim senaryolarına göre ise kentin denize yakın bölgelerinde ve alçak kesimlerinde ortalama sıcaklık değerlerinde artış bekleniyor. Yüksek kesimlerde ise aynı hızda şiddetli sıcaklık düşüşlerine rastlanacak. Küresel iklim değişikliğine karşı gerekli tedbirler alınmadığı ve ihtiyaç duyulan yeşil alanlar yaratılmadığı takdirde İzmir’i büyük bir kuraklık bekliyor. İzmir’in geneline yağış düşecek, topraktaki nem oranı ve toprak sıcaklığı aynı doğrultuda yükselecek. Rapora göre, iklim değişiklikleri radyasyon oranını da belirgin şekilde arttıracak ve yaşanan bu durum kent nüfusundaki artışla birlikte toplumu da olumsuz etkileyecek.

'Sanayi atıkları  ege denizi’ne akıyor'

Projenin tanıtım toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sırrı Aydoğan, belediyenin en büyük yatırımı çevreye yaptığını belirterek, şöyle dedi: "Ülke olarak nükleer enerjiden kaçıyoruz. Temiz enerjiye yöneliyoruz. Ancak çevremizdeki tüm ülkeler bunu kullanıyor. Ama faydası yok. Tüm ülkelerin bir araya gelerek buna karşı tedbir alması lazım. Bugün halen atıklarını denize döken ülkeler var. Benim çocukluğumda körfez kirleniyordu. Şimdi Akdeniz kirleniyor, okyanuslar kirleniyor. Bunun temelinde insan var. Bunun temelinde para kazanma hırsı var. Gelişmiş ülkeler nükleer atıklarını sessiz sedasız okyanuslara döküyor. Biz kendimizi kurtarıyoruz. En büyük yatırımlarımızı çevreye yaptık. Kaynaklarımızı acımadan çevreye harcadık, gösterişe değil. Bugün koca bir Türkiye’deki tüm artıma tesislerinin yarısı İzmir’de. Trilyonlar döküp Körfez’i temizliyoruz. Ama Gediz, Kütahya, Uşak, Manisa’nın tüm sanayi atıkları Ege Denizi’ne taşınıyor. Bakanlık senelerdir orada çalışma yapacak. Peki benim çalışmam nereye gitti? Kendi kentini kurtaramazsın. 60 senedir İzmir’deki iklim değişikliklerini biliyorum. İlk AB projesini yaşlı bakımı konusunda Bornova’da belediye başkanıyken yaptım. Şimdi çevre hedeflerimiz başarıya ulaşmazsa bakacak yaşlı bulamayız. Karamsarlık olacak ama gidişat bu. Büyük bir hızla kirleniyoruz. Sanayi atıkları, kimyasal zehirlerle denizlerimizi kirletiyoruz. Çocuklarımızı iyi eğitmemiz gerekiyor. Yoksa ileride bizden hesap soracaklar. İşin başı insan, işi başı eğitimden geçiyor. Bir nebze de olsa dikkat çeksek, bu işi yayabiliriz. Biz İzmir’de yerel yönetim olarak bu konuda azimliyiz. Her şey insan için, çevre için, sağlık için."

'Sorunlarla uğraşabilmek için elimizde bilimsel çalışma olması gerekiyor'

Proje tanıtımını gerçekleştiren Peyzaj Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Alphan da, iklim değişikliğinin sıkça gündemde olduğunu bunda geleceğe yönelik kaygıların etkisi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Artık bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki, iklim değişikliğinin bazı ciddi sonuçları olacak ve yaşamlarımızı da etkileyecek. Bir kamuoyu farkındalığı oluşuyor ve bu farkındalık da giderek artıyor. Karar vericilerin bu alanda çalışmaya motive ediyoruz. Bu sorunlarla uğraşabilmek için elimizde bilimsel ve akademik bir çalışma olması gerekiyor. Yapılan çalışma bu açıdan çok önemlidir. Bu araştırmalar ve hazırlanan teknik raporlar iklim değişikliğiyle ilgili uyum çalışmalarının hayata geçmesini sağlayacak. Bu projede bu çerçevede hareket etmeye çalıştık. Önümüzdeki dönem ne kadar başarılı olduğumuzu göreceğiz. Dernek olarak son dönemde iklim değişikliğiyle ilgili konular üzerinde çalışıyoruz. Bu projede çalışmalarımızı İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte tamamladık. Zorlu bir süreçti. Ama çalışmaların ilerleyen dönemde etkili olacağına inanıyorum." DHA