Başkan, Çeşme Projesi ile ilgili Bakanlık ile üç konuda ayrı düştüklerini belirtiyor. En büyük sorunlardan birinin su meselesi olduğuna dikkat çeken Soyer, “Bir dahaki görüşmemizde kendisine golf sahaları için Selçuk'u teklif edeceğim. Selçuk'un her yeri bataklık. Neden Çeşme? Golf tesislerini oraya yaptırmayacağız. Hiç merak etmeyin. Ancak bize bu imkanı sunan bir bakana; 'Ben seninle çalışmıyorum, bu projeni de yanlış buluyorum. O yüzden biz yokuz' demek doğru olmazdı” diyor

Kısa süre içinde ulaşım sorunlarının çözümü için adım atılacağını belirten Başkan Soyer, “Hocazade'den Havagazı'na kadar olan trafik yer altına alınacak, ilk kazma ay sonunda vuruluyor. Yine kısa süre içinde Deniz Taksi hizmete girecek. 8-14-20 kişilik Deniz Taksilerle deniz ulaşımının payı yüzde 3'ten yüzde 14.5'a yükselecek. 20 adet elektrikli otobüs alındı, 100 adet için finansı hazır. Ayrıca ulaşım filosunun yaşlandığını göz önüne alarak 400 araçlık genç bir filo kurulucak” müjdesini veriyor.

Ay sonunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda 1 yılını dolduracak olan Tunç Soyer 11 aylık icraatını gazetemize değerlendirdi. Başkan Soyer'le Tarihi Asansör'de gerçekleştirdiğimiz buluşmada 9 Eylül Gazetesi olarak başkana çok sayıda soru sorduk. Başkan Soyer, her zamanki nezaketi ve bitmek bilmez enerjisiyle sorularımıza içtenlikle yanıt verdi.

Başkana ilk önce en çok zorlandığı konuyu sorduk. En büyük çaresizliğinin 'işsizlik' olduğunu söyledi Soyer. İşte sorularımız ve Başkan Soyer'in yanıtları:

- Göreve geldiğiniz günden bu yana sizi en çok zorlayan ne oldu?

“Her gün binlerce özgeçmiş geliyor işsizlik üzerine. Doktorasını yapmış 600'ün üzerinde iş arayan vatandaşın başvurusu var. Kime ne yapacaksın? Bu durum beni de mutsuz ediyor. Herkesin bir ağabeyi var. Milletvekilinden, çay getiren çalışana kadar herkesin işe sokmaya çalıştığı bir ağabeyi, akrabası, komşusu var. En büyük çaresizliğim bu. 11 ay içinde Büyükşehir'de 100 binin üzerinde cv birikti. İzmir Büyükşehir Belediyesi halen 28 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bizim gibi 4 belediye daha gerek herkese iş yaratmak için. İşsizliği gidermek zaman istiyor. Yakınmadan, pastayı büyüterek, yatırım yaparak istihdam alanları açmak için çalışıyoruz.”

- İzmir'de halkın en çok konuştuğu konulardan biri de ulaşım. Her geçen gün kent trafiği artıyor, sıkışıklar oluyor. Kentin bazı yerlerinde toplu taşım araçları yetersiz. Deniz ulaşımı bir türlü yaygınlaşmadı. Yakın zamanda bu konularda bir çözüm olacak mı?

Önce Çankaya'daki trafik için konuşayım. Hocazade Camii'nden Havagazı Fabrikası'nın olduğu alana kadar trafiği yer altına alıyoruz. İhalesine ay sonu çıkacağız. Otobüslerle ilgili de bir takım müjdelerim var. 20 tane yeni otobüs almıştık ama filo çok yaşlı. Ortalama yaşı 10,5. 20 tane de elektrikli otobüs alımı yapacağız. Ayrıca 100 küsur da otobüs alıyoruz, birlikte ihalesine Yani 2020 içinde, bir nefes aldıracağız. Seferihisar'da başlattığımız İZTAŞIT uygulamasını da tüm ceperlere yayacağız. Bu, oraların köylerine de toplu taşıma getireceğiz anlamına geliyor. Kooperatifçilikle, ESHOT'u buluşturuyoruz. Aktarma konusunda bir değişiklik olmayacak. Otobüslerin hem sıklığını hem de kalitesini artırıyoruz. Geçtiğimiz ay, Washington'a merkez bankasıyla görüşmeye gittim. 400 tane elektrikli otobüs alımı ile ilgili bunun finasmanını konuştuk. Dünya Bankası'ndan alacağımız bir çok kaynağı da bunun için kullanacağız. Hem çevreci hem ekonomik elektrikli otobüslerle şikayetlerin büyük bir kısmının azalacağını umuyorum.

DENİZ TAKSİLERİ GELİYOR

Deniz taksilerini önümüzdeki ay başlatacağız. Mendireyi yat limanına dönüştürmek için İzmir Ticaret Odası'yla mutabık kaldık. Bakanlıkla konuşarak oraya bir kent marinası yapacağız. Körfez ulaşımı için yeni iki gemi geliyor. Biri Nisan'da diğeri Ekim'de gelecek. Şuan da İzmir'de deniz ulaşımı, yüzde 3 oranında kullanılıyor. Bunu, yüzde 14,5'a çıkartmak için uğraşacağız. Bir diğer projemiz olan 'Deniz Taksilerini hayata geçiriyoruz. Ulaştırma Bakanlığı ile de görüştük yeni iskeleler için. Olumlu görüş bildirdiler. Deniz Taksiler 8-14-20 kişilik 3 farklı kapasitede olacak.

Hem biz işleteceğiz hem hizmet almak için ihaleye çıkacağız.

HALKAPINAR'A TRANSFER İSTASYONU

Halkpınar tramvay durağında yeni bir transfer istasyonu yapıyoruz. Aynı Fransa'da, Londra'da olduğu gibi. Biz, orayı kapalı bir yaşam alanı haline getireceğiz. İhalesine de çıkıyoruz. İçerisinde restoranları olan, kafeteryaları olan, alışveriş yapabilecekleri bir merkez haline getireceğiz.

Öte yandan, Gül Sokak gibi daha bir çok yeri yayalaştıracağız. Buna da Bornova Sokağı'ndan başlıyoruz.

ŞEHİR TİYATROSU 27 ARALIK'TA

- Seçim bildirgenizde kültür sanat etkinlikleri ağırlıklı olarak yer alıyordu. Şehir tiyatrosu, sinema sektörü, festivaller ve benzeri. Bir yılın sonunda bu konularda ne kadar yol aldınız?

Sizin de dediğiniz gibi tiyatro ve sinemayla ilgili bir irade ortaya koyduk. Büyükşehir Belediyesi'nin bu alana bir kaynak ayıracağını belirterek yola çıktık. Tiyatro ile ilgili 3 başlıkla çalışıyoruz. Şehir tiyatrosunu kuruyoruz. 18 Mart'ta son rütüşleri yapılacak. 27 Mart'ta da açılışı olacak. Benim en büyük kaygım, İBB'nin tiyatrosu yok ama bunu kurursak da, özel tiyatrolara haksızlık olacağı yönündeydi. Bu konuyla ilgili geniş toplantılar yaptık. Bir sonuca vardık. Özel tiyatrolara da proje bazlı destekler vereceğiz. Şöyle ki; oyunu olan bir grup, bize gelecek, biz bu kişilere aksesuar, dekor, yönetmen, oyuncu, ışık gereken bütün desteği vereceğiz. Hedefimiz, İzmir'de tiyatro seyirci sayısını 1 milyona çıkartmak. Aynı şey sinema içinde geçerli. Sinemaya destek sadece plato kurmak gibi bir şey değil. Asıl mesele, bir ekosistem yaratmak. Sinemacılar için burada film çekmeyi cazip kılacak bir takım uygulamaları hayata geçirmek lazım. Fas örneğini verebilirim. Fas'ta film çeken yapımcıya yaptığı harcamanın yüzde 30'u iade ediliyor. Bu çok cazip bir teşvik. Biz de buna benzer cazip mekanizmalar kuracağız. Diziler için, konaklamayı biz karşılayacağız. Kentin tanınırlığını ve bilinirliğini çok arttıran bir şey. Ben Seferihisar'dan biliyorum. Kavak Yelleri dizisi Seferihisar'da çekildi, ondan sonra sadece o sokakları görmek için çok sayıda insan geldi.

ÇEPERLERE SPOR TESİSLERİ

- İzmir'de çok sayıda amatör kulüp malzeme, altyapı ve tesis desteği bekliyor. Ayrıca bu şehrin asırlık kulüpleri var. Büyükşehir Belediyesi'nin spora bakışı nasıl? Bir soru da İzmir'in camia kulüpleri bazı spor branşlarında Büyükşehir Belediyesi'nin yarışmacı takımlarıyla kendilerine rakip olmasından rahatsız. Büyükşehir Belediyespor Kulübü yarışmacı takımlarıyla mücadele etmeye devam mı edecek, yoksa altyapılara önem verip kulüplere sporcu mu yetiştirecek?

Yapmak istediğimiz saha çok var. Yola çıkarken, mottomuz arka mahallelerdi. Buralarda halı saha ve spor tesisi yapılacak pek çok yer bulduk. Şimdi onlara başlıyoruz. Hem arka mahallelerde yaşayan gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutacak, hem de ekip, mahale duygusunu güçlendirecek yönde çalışmalarımız olacak. Alt yapılara önem vereceğiz. Çok daha aşağıdan başlayarak spor imkanlarını geliştireceğiz. Söylediğiniz diğer konuda ben de camia kulüplerimizle aynı fikirdeyim. Ben ilçe takımlarının, il takımlarının daha büyük bir lige çıkalım derdini anlayamıyorum. Doğrusu doğru da bulmuyorum. Bizim sporu ne kadar daha çok sevdiririz, ne kadar kıyafet veririz bununla ilgilenmemiz gerek. Bu nedenle takımlarımızın altyapısına oyuncu yetiştirmek, onların tesisleşmesine yardımcı olmak daha doğru.

GOLF SAHALARI SELÇUK'A YAPILSIN

- Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy pazartesi günü sizi ziyaret etti. Ege Turizm Projesi'ni anlattı. Sizin de projeyi benimsediğiniz ve desteklediğiniz yolunda pek çok haber okuduk. Ancak üç önemli konuda itirazınızı gördük. Bu proje konusunda bakanlıkla örtüştüğünüz ve ayrı düştüğünüz konular neler?

Ben Berlin'deyken, Bakan beyin kalemi aradı ve bana projeyi anlatacaklarını söyledi. Projeyi erken açıklamak zorunda kaldıklarını söyledi. Otuz beş dakika boyunca, projenin aslında bitmiş tamamlanmış bir şey olmadığını her şeyin değiştirmenin mümkün olduğunu ve burada beraber çalışmak istediklerini söyledi. Kaldı ki, ben de ona aynı cümleler ile konuştum. Proje, Çeşme'ye bütüncül olarak bir şeyler tarif ediyor. İçerisinde opera da var, veledrom da. Her şey var. 20 tane de golf sahası var.

Ayrı düşündüğümüz konulardan biri, bence biz, şehir merkezi turizmi gerçekleştirmeliyiz. Aynı Barselona gibi, Paris gibi, Marsilya gibi. Bizim deniz, kum, golf üzerinden yapacağımız bir şey, aslında kentin kültürü, inanç üzerinden yürütülecek turizmin çok gerisinde kalır. Paris'e neden bu kadar insan gidiyor? Tarihe, kültüre gidiyor. Şehir merkezi turizmi için ilk cruise gemisi Aralık'ta geliyor. Biz bir şirkette mutabık kaldık. Daha sırada iki şirket var. Korona virüsü salgını nedeniyle iptal olmazsa, dünyanın en büyük cruise şirketiyle görüşmeye gideceğiz. Bizim hedefimiz, haftada altı gün buraya cruise sokmak. Hedefimiz de 1 milyon turist. En yoğun zamanı olan 2016'da İzmir, cruise müşterisi olarak 500 bin kişiyi almış. Mevcut limanımız da bu yoğunluğu kaldırabilecek güçte.

Ayrı düştüğümüz bir diğer konu. En büyük sorunlardan bir tanesi de, su meselesi. Bir dahaki görüşmemizde kendisine golf sahaları için Selçuk'u teklif edeceğim. Selçuk'un her yeri bataklık. Golf sahası yapılacaksa Selçuk'ta yapsınlar. Neden Çeşme? Çeşme'ye veledrom, golf sahası yapmayın dedik. Golf tesislerini oraya yaptırmayacağız. Hiç merak etmeyin. Ancak bize bu imkanı sunan bir bakana; 'Ben seninle çalışmıyorum, bu projeni de yanlış buluyorum. O yüzden biz yokuz' demek doğru olmazdı.

Üçüncüsü 100 bin istihdam diyen bir kişi sayı saymasını bilmiyordur. Böyle bir proje yok. Bakan da söyledi bu bir fikir. Kanal İstanbul gibi bir şey. Belki de asla gerçekleşmeyecek, hayata geçmeyecek bir şeyden bahsediyorlar. Siz, hayır dediğiniz anda, 'istemezükçük' duruma düşeceksiniz. Ben karşı çıktığım takdirde, 'biz getirdik konuştuk, belediye başkanı istemedi' durumuna düşeceğim. Neden düşeyim bu duruma? Bunu istemiyoruz demek büyük bir tuzak. Neden diyelim? Buyrun yapıyoruz diyoruz. Biz bu hükümetin 18 yıllık seceresini biliyoruz. İzmir bugüne kadar böyle bir çatışmadan hiç fayda görmedi aksine zarar gördü. Bu çok bıçak sırtı bir şey. Biz, o yolda ne kadar yürüyebiliriz, ne kadar yanında durabiliriz onun muhasebesini yapmak zorundayız. Bir yandan da İzmir'i, çevresini, ilçeleri, yarımadayı, tarihi, kültürünü, su kaynaklarını korumak zorundayız. Bu ikisini birlikte yürütmek zorundayız. İçim kan ağlasa da gitmek, dinlemek, konuşmak, saygı göstermek mecburiyetindeyim. Selçuk'ta dedim ya sulak alan, belki de Bakan bey bunu kabul edecek ve Çeşme'ye bir kongre merkezi kazandırmış olacağız. Belki de böyle bir şey çıkacak ortaya. Bunun faydalı olacağı inancını koyuyoruz.

-Elektrik Fabrikası ve Kadifekale konusunda ne gibi gelişmeler var?

Kadifekale meselesinde, Vakıflar Müdürlüğü'yle görüştüm. Onu alacağız. Bazen, yumuşak yumuşak gitmek gerekiyor. Dengede götürmek gerekiyor. Kadifekale'yi alacağız ve oradaki çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

Elektrik Fabrikasını da İzmir'e kazandırma konusunda umudumu koruyorum. İzmir Ekonomik Koordinasyon Kurulu, oy birliğiyle bir metin hazırladı ve kamuoyunu açıkladı. İktidarın İzmir'e nasıl baktığının en çıplak göstergesi elektrik fabrikası meselesidir. Ben Cumhurbaşkanımıza bu hikayeyi anlattım. İhalesine girdiğimizi, 35 Milyon TL'lik bir bedelle, bunun ihalesinin bize kaldığını ama 4 aydır onaylanmadığını, rica ettiğimizi söyledim. Maliye Bakanlığı'na söyledi Cumhurbaşkanı ve tekrar inceleyeceklerini söyledi. Maliye Bakanı ile görüşüp, burasının İzmir'in hakkı olduğunu, büyükşehir belediyesinin sadece bir aracı olduğunu söyledim. Sanayi müzesi yapacaklarmış. Mesele orada değil ki, mesele burada ne yapılacağına birlikte karar vermemiz gerekiyor. Müze mi, kütüphane mi, sinema platosu mu yapılacak. Buna karar verilmeli. İzmir'e yapılan haksızlık bu. Böyle bir hakları yok. Burasının üzerine biz para veriyoruz. Ve biz, burayı kente kazandırmak istiyoruz.

Cumhurbaşkanı ile yapılan belediye başkanları toplantısında bir WhatsApp grubu kurulmuştu. Bu grup aktif mi?

Maalesef, hiç çalışmadı. Grup kuruldu, herkes hayırlı olsun mesajları attı. Sonra grup dağıldı. Hikaye oldu.

- Cumhurbaşkanı İzmir'e her gelişinde 'Gördes Barajı ile İzmir'e suyu biz getirdik' diyor. Gördes Barajı gerçekten İzmir'e su veriyor mu?

Gördes Barajı'nın yapıldığı neredeyse 10 yıl oldu. Biliyorsunuz zemini çatlaklardan dolayı su tutmuyordu. Bu yüzden henüz 1 metreküp su almadık. Sonunda zemindeki çatlağın bir bölümü giderildi. Uzun zamandan beri ilk defa baraj su tutmaya başladı. Daha su veremiyorlar, biz de isale hatlarının yapımına başladık. Sanıyorum bir süre sonra Gördes'ten su almaya başlayacağız.

- Halk bakkallar

Halk bakkallar ve masal evleri çok önemsediğimiz çalışmalar. Çok yönlü bir proje. Masal evlerini de çok önemsiyoruz. Hem kadına istihdam demek, hem eğitimcilere istihdam demek.

- Kemeraltı aydınlatma

Aydınlatma meselesi çok önemli bir manşet. O yüzden ilkine Kemeraltı'yla başlayacağız. Kemeraltı'nı tamamen aydınlatacağız. Kemeraltı'nı yirmi dört saat aydınlanan bir alana dönüştüreceğiz. Yaşanan yerler haline getireceğiz.

- Siz kredisi yüksek, pek de nakit sıkıntısı olmayan bir Büyükşehir Belediyesi devraldınız. Şu an kasa ne durumda?

İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarihin en büyük sıkıntısını yaşıyor. Buna rağmen idare ediyoruz. Bu yıldan sonra rahata ereceğimizi düşünüyorum. Ben dünya bankasına gittiğimde, paşa gibi karşıladılar beni. Bankalar para satmak için varlar. Türkiye'ye olan güvenini kaybetmiş durumdalar. Ama bizim kredimiz çok yüksek.

- Bu bir yıl içinde pişmanlıklarınız oldu mu?

Pişmanlık değil de, yanlış olduğunu ya da yanlış anlaşıldığımı düşündüğüm birkaç tane şey var. Biri Konak'taki Gökdelen meselesi var. Kültürpark ve Güzel Sanatlar Fakültesi meselesi. Orada da pek çok sıkıntı yaşandı. Dokuz Eylül rektörlüğü çok ketum davrandı. Bizi yok saydı. Biz binayı yapmayı teklif ettik ama kendilerinin yapacağını söylediler. Eğer binayı yapma hakkını alabilseydik çözümlerde getirebilirdik. Pişmanlık dersek, belki bu birkaç noktaya diyebiliriz.

- Peki siz 1 yılınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir sene içerisinde, bu makinenin nasıl döndüğünü anladım. Bir yıl öncesine kadar, kurmuş olduğum hayallerle koymaya çalıştığım vizyonu nasıl hayata geçireceğime dair fikirlerim net artık. En önemlisi; heyecanımı kaybetmedim. Bu akış ve bu hikaye heyecanımı kaybetmeme sebep olabilirdi. Endişem oydu. Ama öyle bir şey olmadı. Aynı heyecan ve aynı aşkla devam ediyorum. Biraz daha somut ilerliyorum. Kim kimdir, kime karşı sorumluluğu vardır. Bunun bilincini netleştirdim. Bunu netleştirmek için ne yapacağımı biliyorum artık. Bu bir sene sadece teşhis ile değil, tedaviyle de geçti. Narlıdere metrosuyla ilgili çok önemli bir kaynak yarattık. Buca metrosuyla ilgili önemli adımlar attık. Şimdi yeni dönemde daha hızlı daha sağlam adımlar atacağız.

Soyer'in ajandasından bazı notlar:

  • Çeşme Projesi için ciddi çekincelerim var. Bakan Bey'e de söyleyeceğim golf sahalarını Çeşme'ye değil Selçuk'a yapın.

  • Hocazade'den Havagazı Fabrikası'na kadar trafik yer altına alınacak. İlk kazma ay sonunda vuruluyor.

  • 400 elektrikli otobüs için gerekli adımlar atıldı, Dünya Bankası'ndan gerekli finansman sağlandı. İlk etapta 20 elektrikli otobüs hemen alınacak.

  • Ticaret Odası ile anlaşıldı. Pasaport'taki mendireği yat limanı haline getireceğiz.

  • Deniz Taksileri geliyor. Yeni iskeleler açılacak, 8-14-20 kişilik deniz taksileri hizmet verecek. Hem İZDENİZ işletecek hem de hizmet alımı için ihaleye çıkılacak.

  • Halkapınar Tramvay Durağı'na yeni bir transfer istasyonu yapılacak.

  • Bornova Sokak gibi pek çok sokak daha yayalaştırılacak, taşıt trafiğine kapanacak.

  • Dünya Tiyatrolar Günü'nde (27 Mart) Şehir Tiyatrosu 'perde' diyecek. Ayrıca özel tiyatrolar desteklenecek.

  • Elektrik Fabrikası için asla pes etmeyeceğiz.

  • Çeperlere çok sayıda spor tesisi kuracağız.

  • Spor kulüplerine ve amatörlere desteğimiz sürecek, belediye yarışmacı takım çıkartıp camia kulüplerine rakip olmayacak.

  • Her mahallede bir Halk Bakkal olacak, hem üretici, hem tüketici hem de halkımız kazanacak.

  • Masal Evleri İzmir'i bir ağ gibi saracak. Annelere iş, çocuklara yuva, eğitmenlere istihdam yaratılacak.

  • Dünya Bankası bizi ayakta karşılıyor. Dünyada kredimiz çok yüksek, finans sıkıntımız bu yıl son. Buca ve Narlıdere Metrosu sıkıntısız yürüyecek.

  • Kemeraltı ışıl ışıl olacak. Şehir merkezi turizmi geliştirilecek. Hedef yıllık 1 milyon cruise yolcusu. Bir cruise firması ile anlaştık, iki tanesi ile de görüşüyoruz.