Haber/ Didar DEMİRCİ

Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube, KHK ile görevlerinden ihraç edilen kamu emekçileri için düzenledikleri oturma eylemlerine devam ediyor. 141’inci haftasına gelen oturma eylemleri, yine Karşıyaka Çarşı’da gerçekleşti.

KHK ile görevlerinden ihraç edilen kamu emekçileri adına yapılan oturma eylemlerinde Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam basına ve kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:

“15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ülkenin içinde bulunduğu koşulların daha da ağırlaştığı bir haftayı daha geride bıraktık. Kaz Dağları’ndan Hasankeyf’e kadar birçok yerde karşılaştığımız doğa talanı tarihimizi de örseledi. Sağlık çalışanları başta olmak üzere hizmet üretenlere yönelik saldırılar çalışma barışını gölgeledi. Artan kadın cinayetleri duyarsızlığı kanattı. Savaş çığırtkanlıkları huzurumuzu bozdu. Laik bir devlet düzeninde sözüm ona cemaatler adı altındaki çarpık ilişkilerin ve pervasızlığın gözümüze sokulması insanlığımızdan utandırdı. Özgür medya üzerine yürütülen karartma politikaları karar alıcıları bir kez daha küçülttü. Paranın alım gücünü küçülüp dolar kuru umurumuzda değil diyenler pes artık dedirtti. Seçilmişler üzerinde yargıyı baskı aracı olarak kullananlar, siyasilerin başlarını eğmeye yeltenenler yeter artık dedirtti. İktidarın darbe fırsatçılığı yaparak hukuksuz bir şekilde gerçekleştirdiği ihraçlar, sendikal mücadele açısından en dinamik kesim olan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu üyelerini hedef aldı. 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçmiş olmasına rağmen, hukuksuz ihraçlar konusunda bir arpa boyu yol alınamamıştır. Yapılmak istenenin ihraç arkadaşlarımızı yaşamdan da ihraç etmektir, bunun farkındayız. Bizler hiçbir zaman arkadaşlarımızı kurda kuşa yem etmedik, etmeyeceğiz. Darbeci zihniyetin asıl hedefi, kuşkusuz kurum olarak sadece sendikalarımız değil, savunduğumuz tüm demokratik ilke ve değerlerdir. İhraç olan her bir arkadaşımız toplumsal yararı önceleyen, insan yaşamını önceleyen, çevre ve doğayı koruyan, kadının yaşamdaki varlığına ve mücadelesine güç katan, barışı ve özgür bir yaşamı önüne koyan tutum ve davranışların içerisinde olmuşlardır. Yaşamın her alanında kendisine mutlak itaat isteyen ve bunun için her fırsatı kullananlar, gücünü tarihten alan sendikalarımızın üyeleriyle dayanışmasından geriş bırakamayacaktır. OHAL hukukunu kendilerine dayanak yapanlar suç işlemektedirler. Yaptıklarının bedelini hukuk karşısında mutlaka ödeyeceklerdir. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu üyeleri olarak; her türlü tehdit, baskı ve yasaklara rağmen sürdürdüğümüz onurlu yürüyüşümüzde bizlere rehber olan ilke ve değerlerimizi her koşulda savunmaya devam edeceğiz. Sadece bugüne değil yarını ve yarınlarımızı var edecek olan çocuklarımıza da sözümüz var. Onlara onurlu bir gelecek bırakacağız. Buradan iktidara diyoruz ki; sizlerden beklenen toplumu ayrıştıran değil bütünleştiren olmanızdır. Yoksulu vergi yükü altında ezen değil ekmeğini kazanacak iş imkanı sağlamanızdır. Paranın değerini değil yoksulluğu sıfırlamanızdır. Zor araçlarını kullanarak değil hukukla yönetmenizdir. OHAL komisyonunu derhal lağvedip arkadaşlarımızı işlerine iade etmenizdir. Aksi halde meşru mücadelemizden gelen haklarımızla bu alanlarda olmaya ve direnmeye devam edeceğiz. Öyle veya böyle bugünü güzel günlere kavuşturacağız. Hukuksuzluğunuzla anılacaksınız, geleceğin tertemiz sayfalarında biz olacağız.”