Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Yürütme Kurulu'ndan yapılan açıklamada, TBMM’nin, 15 santrale baca filtresi takılması için verdiği 2.5 yıllık ek sürenin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Söz konusu santrallerin atmosfere salacağı karbondioksit miktarının milyonlarca ton olduğu belirtilen açıklamada, termik santrallerden, çok yüksek miktarlarda kükürt dioksit, azot oksitler, karbon monoksit, ozon, hidrokarbonlar ve partiküler maddelerin de atmosfere salındığı kaydedildi. Kararın yeni kurulacak termik santraller için de emsal olabileceğini ifade edilirken, “Yatağan ve Afşin-Elbistan termik santrallerinin insan ve çevreye verdiği zararlar ortadadır. Yatağan santralinin atmosfere saldığı milyonlarca ton karbondioksit sonucu binlerce hektar orman kurumuş, bölgedeki tarımsal ürünlerin verim ve kalitesi düşmüştür. İnsanlar üzerindeki tahribatı ise felaket boyutlarındadır. Benzer durum, Afşin-Elbistan havzasında yaşanmaktadır. Uzun yılar filtresiz çalışan santral nedeniyle yörede kanser ve solunum yolu hastalıklarının sayısında korkunç derecede artış olmuştur” denildi.

Direnme görevimiz var

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun resmi raporlarına göre, termik santrallerin bacalarından çıkan partiküllerde ve kazanlarından alınan külde radyoaktivite olduğu aktarılan açıklama, şöyle devam etti: “Yöneticiler ve sanayiciler aksini iddia etseler de çok küçük radyoaktif parçacıkların, vücuda girdikten sonra hücrelerin duvarlarına tutunarak dokuları ışınladıkları bilinmektedir. Yayılan kurşun, cıva gibi ağır metaller sinir sistemini etkilemekte, anormal doğumlara, gelişme bozukluklarına ve öğrenme yeteneğinde azalmaya neden olmaktadır.

Türkiye’nin imzalamış olduğu çevre koruma sözleşmeleri ile Anayasa’nın yasama hakkını düzenleyen 17. maddesi ve sağlıklı çevrede yaşama hakkını düzenleyen, çevreyi geliştirme, çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin, devletin ve yurttaşların ödevi olduğunu söyleyen 56. maddesi bize, TBMM’nin bu kararına karşı direnme ödevi yüklemektedir.”

Derhal kapatılmalı

Binlerce ailenin sosyal ve ekonomik yaşamının doğrudan olumsuz etkileneceğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Termik santrallerin çevresindeki canlı yaşamı çok kötü etkilenecek ve on binlerce dekar verimli tarım arazisi daha da kirlenerek bir daha geriye kazanılmayacak şekilde yok olacaktır. Oil Change International ve 350.org isimli iki küresel çevre örgütü tarafından ortak yayınlanan raporda, fosil yakıtların yol açtığı sağlık faturasının Türkiye ekonomisine yıllık 3 milyar 900 milyon dolar olduğu belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle bu 15 santralin, yörelerdeki tüm canlıların yaşamına daha fazla zarar vermemesi için derhal kapatılmasını istiyoruz. Bacaların filtresiz çalıştırılmasına 2.5 yıl daha izin veren bu kararı kabul etmeyeceğimizi, anayasanın bizlere verdiği sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunma görevi gereği bu karara karşı yasal direnme hakkımızı kullanacağımızı duyuruyoruz.”