Dikili Belediyesi, Deliktaş Mahallesi’nde zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı toplam 598 hektarlık alanda kum ocağı kurmayı planlıyor. BirGün Gazetesinden Aycan Karadağ’ın haberine göre, projeye ‘ÇED Gerekli Değil’ kararı verilmesi ise dikkat çekti. Bölgede yaşayan yurttaşlar ise karara tepki göstererek, İzmir 1. İdare Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması için başvuruda bulundu.

Deliktaş’ta yaşayan Servet Sever, bölgede zeytin ve bamya ürettiğini belirterek tüm yurttaşların kaygılı olduğunu ifade etti. Köylünün geçim kaynaklarının yok edildiğini ileri süren Sever, "Hayvancılık ve arıcılık bitecek. Köylü kaygı içinde. Belediye başkanından bu işten vazgeçmesini istiyoruz. Bu köyde 3 bin kişi yaşıyor. Dip dibe köyler var. İşimiz elimizden alınınca nereye gideceğiz? Babamdan kalma 500 zeytin ağacım var. Zeytinlerimizi, tarımı kurtarmak için uğraşıyoruz" ifadesini kullandı.

'KÖYÜMÜZÜ MERAMIZI SATIYORLAR'

Bölge sakini Melek Dalkılınç ise, "Akıtmayın gözümüzden yaşları, yıkmayın güzel kayaları. Çam mantarı toplarım koronadan kendimizi koruruz. Maden istemiyoruz. Köyümüzü satıyorlar. Meramızı satıyorlar. Biz temiz hava istiyoruz. Toprağımızın satılmasını istemiyoruz" açıklamasında bulundu.

“Şantiye alanı köyün yerleşim yerine yalnızca 290 metre mesafededir. Köyde yaşayan insanların büyük çoğunluğunun geçim kaynağı tarım ve hayvancılık faaliyetleri olduğu için proje bu faaliyetleri bitirme noktasına getirir." diyen Avukat Yusuf Yılmaz ayrıca şunları söyledi:

"Ben bu köylüyüm. Projeye ÇED raporu gerekli değil diye görüş verilmiş. Ama bu kadar ağaçların olduğu bir bölgede ÇED raporu nasıl gerekmez" dedi. Ağaçlara dokunmadan bölgeden malzeme alınmasının mümkün olmadığını savunan Yılmaz, "Tepenin arkasında 300 metre ötede zeytin ağaçları var. 200 metre sonra yerleşim yerleri var. Toz bulutu insan sağlığına da zarar verir. Tek geçim kaynağı çiftçilik. Ürünlerin verimi düşer.”

TEK BİR AĞACA DOKUNULMAYACAK

Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamda şu ifadelere yer verdi:

“Yapılan ariyet malzemesi alımı çalışmalarının gerek tarımsal arazilerimize gerekse içme ve kullanma suyu havzalarımıza zararının olmadığı 28.08.2020 tarihli 2020183 sayılı karar numaralı ‘Çevresel etki değerlendirilmesi gerekli değildir’ kararı ile bu çalışmaların olumsuz bir etkisinin olmadığı belirtilmiştir. Bu bağlamda 2006 yılından bu yana kontrolsüz ve yasadışı yollarla malzeme alımının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Hal böyleyken bu çalışmaları kendince bir fırsat bilen, siyasi beklentileri karşılanmamış, bu olaydan siyasi çıkar elde etmeyi amaçlayan kişilerce; olay mesnetsiz dayanaksız, aslı astarı olmayan dedikodularla bir karalama kampanyasına dönüştürülmeye çalışılmıştır. Fakat bizim bu tür provokatif ve gerçekten uzak söylemlere prim vermeden, belediyecilik anlayışımız gereği bu kente yaşayan herkesin huzur ve mutluluk içinde yaşaması için dün olduğu gibi bundan sonra da gece gündüz yorulmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sonuç itibari ile bundan sonra orada tek bir ağaca dokunulmadan ve doğal dokuya mevcut hali dışında zarar verilmeden, gerek olması halinde yalnızca hemşehrilerimizin ihtiyacı doğrultusunda kontrollü bir biçimde malzeme alımı yapılacaktır. Bahse konu alanda kesinlikle herhangi bir işletme, şantiye kurulması söz konusu değildir ve olmayacaktır.”