Bornova'nın Meriç Mahallesi'nde, park halindeyken aşağı kayan hafriyat kamyonunun 9 araca çarpması, İstanbul'da da birçok kez meydana gelen hafriyat kamyonu kazalarını hatırlattı. Çoğunlukla kentsel dönüşüm nedeniyle yapılan kazılardan çıkan malzemelerin taşındığı hafriyat kamyonları; yolda, sokakta, kaldırımda hatta en işlek caddelerde bile herkesin karşısına çıkıyor. İzmir'de, salı günü meydana gelen kaza anında yolda birinin bulunmaması, olası faciayı önledi. Kaza sırasında evin içinde bulunduğunu anlatan mahalle sakinlerinden Murat Kayıkçı, "Gürültü duyunca dışarı çıktım. Bir ses duydum, 'Kaçın, kaçın' diye bağırıyordu. Kamyon da o sırada araçlara vura vura yolun sonuna kadar gitti. 'Kaçın' diye bağıran kişinin sayesinde sokaktakiler de kendilerini kurtardı. Yolda insan olsaydı kurtulma şansı yoktu. Karşı yönden bir araç da gelebilirdi, kaçma şansı yoktu. Hepimiz çok korktuk" dedi.


'Tedbir alınmazsa kazalar artar'

Bu kazalarda ihmal olduğunu savunan Makine Mühendisleri Odası İzmir Şube üyesi Mehmet Özsakarya, ağır yüklü kamyonları kullananların eğitimli olması gerektiğine dikkat çekti. Özellikle hafriyat taşınan kamyonları kullanan sürücülerin yorucu iş yaptığını belirten Özsakarya, bu kişilerin sağlık açısından sıkı kontrollerden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Bazı teknik gerekliliklerden de söz eden Özsakarya, "Özellikle bu araçlarda 'retarder' denilen bir sistemin olması gerekir. Bu sistem yükü sadece frene bırakmayan, motordan çıkan kuvveti tekerleklere iletirken sınırlayıcılık sağlayan bir düzenektir. Eski araçlarda bu düzenek yok. Ayrıca kamyonların bakımlarında kullanılan yedek parçaların standartlara uygun olması önemlidir. Balataların tutuculuğu mutlaka denetlenmeli. Bakım sonrası kontrol formları, konusunda uzman kişiler tarafından düzenlenmeli. Özellikle Almanya'da çok yaygın olan filo mühendisliği var. Ama bu mühendislik dalı Türkiye'de bilinmiyor. Otobüs, kamyon ve TIR filolarında filo mühendislerinin bilgi birikimine önem verilmeli. Bazı araçlarda hız kesiciler şarttır. Araç 80 kilometreden yukarı gitmemelidir. Bu kazalar tedbirler alınmadığı sürece artarak devam edecek" diye konuştu.


'O kamyonun mahalle arasında olmaması gerekirdi'

Son dönemde hafriyat kamyonlarının neden olduğu kazaların sıklaştığına dikkat çeken Özsakarya, "Türkiye'nin mevcut yapısı itibariyle yerleşim yerleri, iş yerleri ve atölyeler karmakarışık vaziyette konumlanıyor. Sanayi siteleri ve yerleşim alanları keskin çizgilerle ayrılmıyor. Türkiye'de bu kazaların sıfıra indirilmesi mümkün değil; çünkü bu araçlar yine şehir içlerinde hareket edecek ve kazalara neden olacak. Binalar yapılırken yerleşim yerlerinde bu tür hafriyat kamyonlarının en az dolaşabileceği şekilde planlanması lazım; ama bu 3 büyükşehirde pek olası gözükmüyor. Emniyet tedbirleri alınmalı. Yani böyle bir hafriyat kamyonunun öyle mahalle arasında, evlerin yakınında olmaması gerekirdi. Ucuz atlatılmış şanslı bir kaza. Ama ucuz atlatamadığımız kazalar da oluyor. İstanbul'da bir halk otobüsünün otobüs durağına girmesini örnek verebiliriz. O halk otobüsünün frenleri uygun muydu, şoförün fiziki bir rahatsızlığı var mıydı, araştırılmalı. Kaza olmadan denetlemelerin yapılması gerekir" dedi. 

Nakliye işiyle uğraşan kamyon şoförü Murat Tülekoğlu da benzer kazaların olmaması için sürücülerin dikkat etmesi gereken noktalarla ilgili bilgi verdi. Yük taşınan kamyonların park edildikten sonra el freninin çekilip çekilmediğinin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen Tülekoğlu, "Eğer dik bir yokuşta kamyonu park ettiyseniz hele yükünüz varsa önüne mutlaka takoz koymalısınız. Kamyonların 20 bin ya da 30 bin kilometrede sanayide frenlerine bakılmalı. Hava hortumları kontrol edilmeli. Bakımları aksatılmamalı. Ufak bir hortumun ucundayız. Hortum delindiği zaman bu tür kazalar yaşanabilir" diye konuştu. (DHA)