Haber/ Sinan KESKİN
Boğaziçi Üniversitesi'ne AKP'li Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanması toplumsal bir olaya dönüşürken diğer üniversitelerde görevli AKP'li rektörlerin icraatları da öğrencilerin ve akademisyelerin tepkisini çekiyor. 14 yıl boyunca AKP Genel Başkan Yardımcısı olan ve 4 dönem AKP İzmir Milletvekili olarak görev yapan Prof. Dr. Nükhet Hotar'ın yönettiği Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne yapılan görevlendirme dikkat çekti. Geçtiğimiz 20 Ağustos'ta, UniAr Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı'nın Türkiye'deki tüm üniversiteleri kapsayan Akademik Ekoloji Anketi'ni referans alarak DEÜ'nün akademik alanda başarı sıralamasının düşüşüne dikkat çektiğimiz “DEÜ Maziyi Mumla Arıyor” haberimizde gündeme getirdiğimiz, Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) de dahil üniversitede birçok idari görevi yürüten Prof. Dr. Asuman Altay, haberimizin yayımından kısa bir süre önce DESEM de dahil birçok görevinden ayrılmıştı. DESEM'de görev yaptığı süre boyunca yapılan usulsüz uygulamalar Sayıştay raporuyla ortaya çıkan Altay, Yüksek Lisans ve Doktora Bilim Sınavları öncesinde, sınav jürilerinin değiştirilmesi ve bazı bölümlerde kontenjanların artırılması'na ilişkin 22 Eylül 2020'deSınav jürileri neden değişti?başlığı ile gündeme getirdiğimiz Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne müdür olarak atandı.

Sayıştay tespit etmişti

Asuman Altay ismi, 12 Ekim 2020 tarihliSayıştay’dan DEÜ İçin Ciddi Uyarı başlıklı haberimizde de gündeme gelmişti. Hotar'ın rektör olarak atanmasının ardından (Ağustos 2018) Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) müdürlüğüne getirilen ve Ağustos 2020 tarihine kadar bu görevi yürüten Altay'ın müdürlük yaptığı dönemde birçok usulsüz uygulama yapıldığı ve kamu zararı oluştuğu Eylül ayında yayımlanan Sayıştay raporlarına yansımıştı. Rapora göre; DESEM tarafından düzenlenmesi gereken sertifika programlarında firmalarla imzalanan sözleşmelerle, kayıt ücretlerinin yüzde 74 ile yüzde 82’sinin şirketlere verilmesi suretiyle, Üniversite tarafından elde edilmesi gereken kamu gelirinin firmalara bırakıldığı tespit edilmiş, yabancı dil eğitiminden dış ticarete, hukuktan fotoğrafçılığa kadar birçok alanda firmalardan eğitici hizmeti satın alındığına dikkat çekmişti. DESEM’in hizmet satın aldığı firmaların Bakanlık tarafından yetkilendirilmeyen ve mevzuat uyarınca yetkilendirilmesi de mümkün olmayan firmalar olduğu, bu durum mevzuat açısından uygun olmadığı gibi, eğitime katılıp sertifika alan katılımcılara verilen belgelerin de geçerliliğinin sorgulanmasına yol açacak nitelikte olduğu vurgulanmıştı.

İdari soruşturma önerilmişti

Sayıştay raporunun DESEM ile ilgili en ilginç kısmı ise, DESEM’in çok sayıda eğitim programlarını yürütmek için protokol imzaladığı bir firmanın Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınan kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyet göstermesi olmuştu. İlgili firmanın Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almadan eğitim faaliyetlerini belli bir ücret karşılığı yürüttüğü, eğitimler sonunda kursiyerlere DESEM adına düzenlenmiş eğitim sertifikaları verildiği, üniversite tüzel kişiliği araç olarak kullanılarak haksız kazançlar elde edildiği tespit edilmişti. Sayıştay, bu hususun idari soruşturmaya konu edilmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu hususun idari soruşturmaya konu edilmesi gerektiği, ayrıca bu firma hakkında cezai işlem yapılması için konunun Milli Eğitim Bakanlığına bildirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.”

Ağustos ayında emekli olmuştu

Sayıştay raporunda, müdürü olduğu DESEM ile ilgili ciddi usulsüzlükler tespit edilen Prof. Dr. Asuman Altay, raporun yayımlanmasından kısa bir süre önce bu görevinden ayrılmıştı. Hatta üniversitenin internet sitesine göre (http://debis.deu.edu.tr/akademiktr/) 17 Ağustos 2020 tarihinde emekli olduğu ilan edilmişti. Fakat, Altay'ın yeniden idari göreve atanması yeniden kadroya alındığı anlamına geliyor. Zira, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 30. Maddesi'ne göre emekli olan akademik personel ihtiyaç duyulması halinde sözleşmeli olarak akademik görevlerine devam edebiliyor ancak kendisine idari görev verilemiyor. Aynı kanunun 36. Maddesi'nde şu ifadeler yer alıyor: “Sözleşmeli öğretim üyelerine, bu fıkra uyarınca yapılacak ödeme dışında 58'inci maddede öngörülen ek ödeme dâhil olmak üzere herhangi bir ad altında ödeme yapılamaz. Bu kişiler rektör, dekan, enstitü, yüksekokul, uygulama ve araştırma merkezi müdürü, senato, yönetim kurulu ve kurul üyesi, bölüm başkanı, anabilim ve bilim dalı başkanı ve başhekim olamaz; bunların yardımcılıklarında bulunamaz ve benzeri idari görev alamaz; akademik birim yöneticiliği seçimlerinde oy kullanamaz.”