Haber/ Didar DEMİRCİ

İzmir Sağlık Platformu, korona virüs salgını nedeniyle sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları yeniden gündeme getirmek amacıyla İzmir Tabip Odası konferans salonunda basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, salgın riskinin arttığını ve bu riskin sağlıkçıları 10 kat fazla etkilediğini ve bu nedenle de toplum sağlığının da risk altında olduğunu ifade etti. Artan vaka sayılarına ve ölümlere dikkat çeken Çamlı, biran önce ciddi koruyucu önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Çamlı, öte yandan korona virüs hastalığının meslek hastalığı sayılması gerektiğine önemle dikkat çekti.

“Sağlıkta iş gücü kaybına neden olacak”

İzmir Sağlık Platformu adına konuşan Diş Hekimleri Odası Başkanı Dr. Yaman Yamangil, salgın sürecinde sağlık çalışanlarının özverili çalışmasına dikkat çekerek, “Sonu görünmeyen ve başa çıkılamaz bir boyuta ulaşmış olan iş yükü altında, tükenme noktasına gelen sağlık çalışanlarının, emeklilik ya da istifa sayısındaki artış dikkat çekici boyutlardadır. Emeklilik ve istifaların yakın bir gelecekte ciddi bir iş gücü kaybı doğuracağı ve kamu sağlık hizmetinin aksayacağı aşikardır. Bununla birlikte yaklaşmakta olan bu tehlike, akılcı yöntemlerle çözümlenebilir olmasına karşılık en azından devlet tarafından atanma için bekleyen on binlerce sağlık çalışanının bekletilmesi bile akıldışı görünmektedir. Son açıklamalarda yaklaşık 40 bin sağlık çalışanının covid-19 hastalığına yakalandığı, 100’ü aşkın sağlık çalışanının hayatını kaybettiği ifade edilmiştir” diye konuştu.

İzmir Sağlık Platformu olarak çözüm bekledikleri sorunları sıralayan Yamangil, şu maddelere değindi:

“1-Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları, çalışma ortamları, çalışma saatleri gerçekçi ve bilimsel verilere uygun olarak organize edilmelidir. Virüs yükünü ve iş yükünü azaltacak düzenlemeler yapılmalıdır. Zor koşullarda çalışan sağlık çalışanlarına psikolojik destek sağlanmalıdır.

2-Sağlık çalışanlarının korunması için tüm tedbirler alınmalıdır. Standartlara uygun kişisel koruyucu ekipman yeterli miktarda ve düzenli olarak sağlanmalıdır. Acil ve yoğun bakım gibi yüksek riskli alanların ekipman eksikliği giderilmelidir.

3-Yüksek risk altında bulunan sağlık çalışanları, covid-19 açısından ivedi ve öncelikli olarak düzenli tarama programına alınmalıdırlar. PCR test pozitifliği düşük duyarlılığı dikkate alınarak sağlık çalışanları hem semptom takibi hem PCR hem de antikor taraması ile sürekli izlenmelidir.

4-Dünya Sağlık Örgütünün belirttiği üzere; sağlık hizmeti nedeniyle covid-19 enfeksiyonu geçiren bir sağlık çalışanının zararının tazmini, rehabilitasyonu ve tedavisinin sağlanması sağlık çalışanının hakkıdır. Oysa Ülkemizde temaslı veya hasta olunca, karantinaya alınması nedeniyle veya hastalık izni nedeniyle çalışamayan kişinin aldığı ücret düşmektedir. Bu konuda derhal düzenleme yapılmalıdır.

5-Evde çocuğunu bırakarak ya da hastalığı aile bireylerine bulaştırma endişesini her gün taşıyarak çalışma durumunda kalan sağlık çalışanlarının, ulaşım, barınma, kreş gibi sorunların çözümü sağlanmalıdır.

6-Covid-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi, bu hastalığa bağlı oluşabilecek zararlar sebebiyle tüm sağlık emekçilerinin korunması, sadece hukuki değil aynı zamanda etik bir zorunluluktur. Yaklaşık 130 ülkenin gerek kendi deneyimlerini gerekse bu alandaki bilimsel bilgileri değerlendirerek sağlık çalışanlarında covid-19 hastalığını meslek hastalığı olarak kabul ettikleri görülmektedir. Ülkemizde hala meslek hastalığı sayılmaması sağlık çalışanlarına verilen değerin açık göstergesidir.

7-Sağlık çalışanları için kamuoyu önünde açıklanan pandemi ek ödemelerinin kapsayıcı, net ve adil olmaması sebebiyle iş barışının bozacağı unutulmamalıdır. Performansa dayalı geçici ve adil olmayan ek ödemeler yerine emekliliğe de yansıyacak şekilde, evrensel standartlara uygun, insan onuruna yaraşır, adil ve yeterli ücret ilkesi benimsenmelidir.

8-Pandemi koşullarında devam eden sağlık şiddet olguları için, yöneticiler öncelikle özendirici tutumlardan vazgeçmekle başlayarak gerekli önlemleri almalı, sağlık çalışanlarının güvenliği sağlanmalıdır.”

İzmir’de 100 kişiden 17’si pozitif

Basın açıklaması sonrası, soruları cevaplayan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, İzmir’de 100 kişiden 17’sinin pozitif olduğunu ve İzmir’de her gün bine yakın pozitif vaka olduğunu dile getirdi. Çamlı, öte yandan korona belirtisi göstermeyen ancak taşıyıcı olan kişilerin acil olarak saptanması gerektiğini, hastalığın yayılımının bu şekilde daha kolay önüne geçileceğini ifade etti.