Bayraklı Adliyesi'nin önünde bir araya gelen avukatlar şu açıklamalarda bulundu;

Uluslararası Tehlikedeki Avukatlar Günü 43 yıl önce bugün, İspanyada Atocha Katliamı'nda öldürülen 4 avukatın anısına ilan edildi. Ne yazık ki Atocha Katliamı'ndan bu yana avukatlar, dünyanın dört bir yanında mesleki faaliyetlerinden dolayı tehdit edilmeye, saldırıya uğramaya, tutuklanmaya ve öldürülmeye devam ediyorlar. Avukatlık, yasa ve hukuk mekanizmaları önünde çaresiz kalan bireylerin savunulması üzerine kuruludur ve yurttaşların hak arama mücadelesinin önemli bir parçasıdır. Bağımsız bir yargı, avukat olmadan kurulamaz; avukatsız bir yargılama adaleti asla sağlayamaz. Bu açık gerçeğe rağmen yargıyı siyasetin bir aracı olarak gören anlayış, avukatlara ve avukatlık mesleğine yönelik saldırıları dünyanın her yerinde devam ettirmektedir.

Halbuki, uluslararası hukuk, avukat güvencesinin altını önemle çizer. Örneğin, BM'nin 1990 yılında kabul ettiği Avukatların Rolü Hakkındaki Temel İlkeler'in 18. maddesinde "avukatlar görevlerini yerine getirdikleri için müvekkilleri ve müvekkillerinin yaptıkları ile özdeşleştirilemezlerdenmektedir. Aynı belgenin 20. maddesinde avukatların meslekleri gereği hukuki veya idari bir otorite önünde yaptıkları yazılı veya sözlü açıklamaların medeni ve cezai bağışıklığı" olduğu yazılıdır. Yine BM'ye göre avukatlar mesleki görevleri nedeniyle kovuşturulamazlar, idari, ekonomik ve diğer yaptırımlara tabi tutulamaz veya bunlarla tehdit edilemezler. Gerçekte ise avukatlara yönelik yaptırımlar, kovuşturmalar ve avukata yönelik şiddet dünyanın her tarafında artarak devam etmektedir. Bugün Türkiye'de sadece yürüttüğü mesleki faaliyetler nedeniyle tutuklu bulunan onlarca meslektaşımız bulunmaktadır. Avukatların büroları saldırıya uğramakta, avukatlar görevlerini yerine getirirken şiddete maruz bırakılmakta ve hatta öldürülmektedir. Son 10 yıl içinde ülkemizdeki bu vahim durum giderek kötüleşmiş ve Tehlikedeki Avukatlar Günü iki kez ülkemize adanmıştır.

2020 yılına girerken meslektaşlarımızın güvenliğinin tam manasıyla sağlandığı, avukatların yaptığı görev nedeniyle müvekkilleriyle özdeşleştirilmediği, tam bağımsız yargının bütün mekanizmalarıyla işler hale geldiği bir ülke ve dünyanın özlemi içindeyiz. Bu yıl dünyanın dört bir yanındaki avukatlar olarak Pakistanlı meslektaşlarımıza dayanışma duygularımızı yolluyoruz. Geçtiğimiz yıllarda aynı ülkemizdeki gibi Pakistanlı avukatlar da tehdit, saldırı, işkence ve ölümlerle yüz yüze geldiler. Pakistanlı avukatların büroları hukuksuz şekilde arandı, evleri basıldı, azınlıklara mensup avukatlar ölümle tehdit edildi. 2016 yılında meydana gelen bir terör saldırısında 54 avukat yaşamını yitirdi. 2019 yılında ise en az 9 Pakistanlı avukatın öldürüldüğü rapor edildi. Bugün bizler Pakistan hükümetini evrensel hukukun yargılamada avukatların rolüne dair çizdiği temel kurallara uymaya çağırıyoruz. Türkiye'de ve dünyada avukatların tehlike altında olmadan mesleklerini özgürce yerine getirdikleri günler için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz.