Haber / Murat ERVİN
Atalık tohumlar binlerce yıl öncesinden kuraklık, sel, salgın hastalık gibi pek çok felaketten yüz akıyla çıkan günümüze ulaşabilmiş sağlıklı ve saf tohumlardır. Siyez, Karakılçık, Dinkel ve Kavılca gibi çeşitleri olan bu tohumlar, kuşaklar öncesinden kalma doğal tarım yöntemleri ile üretilen, genetiğiyle DNA’sıyla oynanmamış yüzyıllardır Anadolu’da kullanılan tohumlardır. Yerli tohumlar sağlıklı ve lezzetli gıdaların teminatı olarak görülüyor.

Atalık Karakılçık ve Siyez buğdaylarından yapılan ekmekler de başta Ege Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından talep görüyor. Son derece besleyici olan Karakılçık, bilinen en sert buğday türlerinden birisi. Adını başaklarındaki karakılçıklardan alıyor. Sadece un değil, bulgur, makarna, irmik, erişte yapımında da kullanılıyor. Besin değeri yüksek, lif ve mineral açısından zengindir. Glüten oranı, genetiği ile oynanmış buğdaylara kıyasla çok çok düşüktür. A, E, K, C vitaminlerini barındıran karakılçık buğdayının tam anlamıyla Anadolu’nun çocuğudur.

12 BİN YILLIK

Buğdayın en eski çeşitlerinden olan Siyez buğdayının 12 bin yıl öncesinden Hititler ve Frigler’den bu yana ekimi yapıldığı bilinmekte. Siyez buğdayına verilen ilk adlardan biri, Hititçe bir kelime ‘Zız’dır. Daha sonra Siyez ve Kaplıca adı verilmiştir. Siyez buğdayı; sıkı kavuz yapısıyla hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı, kurak ya da besin maddelerince elverişsiz alanlarda yetişebilen rekabet gücü yüksek özel bir türdür. Sıcak suda kaynatılan Siyez buğdayı doğal koşullarda kurutulur ve suyla çalışan değirmenlerde kabuklarından ayrılır. Siyez buğdayından bulgur olarak yararlanılırken sapları da hayvanlar için besin kaynağıdır.

YOK SATIYOR

İzmir’de de bu ekmek hem belediyenin marketlerinde hem de üreteci kooperatiflerinin internet sitesinde çok aranan bir çeşit haline geldi. Belediye de tohumu çiftçilere ücretsiz dağıtıp, karakılçık buğdayına hükümetin açıklayacağı taban fiyatın iki katına alım garantisi verdi. Bir köylünün deposundan çıkan bir avuç genetiği değiştirilmemiş ata tohumu buğday bu sayede ticari bir değer haline geldi. Doktorların da gerek televizyonlarda gerekse sosyal medyada karakılçık, siyez gibi ekmekleri tavsiye etmesi ve bunların unlarıyla yapılan yiyeceklerin tüketilmesini söylemesi talebi arttırdı. İzmir’in bir çok noktasındaki fırınlarda Karakılçık ekmeği akşamı bile bulmadan tükeniyor. İlk olarak Seferihisar’da başlayan ardından Ege Bölgesi’ne yayılan karakılçık buğdayından elde edilen ekmekler, İstanbul, Ankara gibi İzmir dışındaki illere de gönderiliyor.

KARATAY DA ÖNERDİ

Prof. Dr. Canan Karatay da 2017’de katıldığı bir televizyon programında atalık tohumlarla yapılan ekmekleri överek, “Ekmek gelenektir diyorlar. Ben de diyorum ki geleneksel Türk yemeklerine dönün. Gelenek, dünyada az miktarda bulunan, Yaradan’ın Anadolu topraklarına lütfettiği siyez, kavılca, karakılçık gibi atalık buğdayların taş değirmende öğütülmüş unundan lavaş ya da çörek, pide gibi yapılandır. Fabrikasyon olmayandır” ifadelerini kullanmıştı.