Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Çayan, “Her 68 çocuktan birinde otizm görülüyor. Erkek çocuklarda bu 4-5 kat fazla. Tedavi edici bir ilacı yok. Tek ilaç eğitim” dedi.

Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Çayan, yaptığı açıklamada, otizmin giderek yaygınlaştığına dikkati çekti. “Günümüzde otizmin görülme sıklığı çok fazla” diyen Çayan, şöyle konuştu: “Maalesef salgın bir hastalık gibi artıyor. Şu anda her 68 çocuktan birinde otizm görülüyor. Erkek çocuklarda bu 4-5 kat fazla. Bütün dünyada böyle, sadece bize özgü değil. Modern yaşamla ilgili bir sıkıntı olduğu düşünülüyor. Belki birden çok sebebi de olabilir ama tam olarak neden kaynaklandığı henüz belirlenebilmiş değil. Tedavi edici bir ilacı yok. Tek ilacı eğitim. Otizmde yoğunlaştırılmış bireysel eğitimle sonuç alınıyor.”
Otizmde destek eğitimlerinin çok önemli olduğuna işaret eden Çayan, bu konularda uzmanların yetiştirilmesi ve sayılarının arttırılması gerektiğini vurguladı. Otizmli bireylerin bazen bir yönünün çok geliştiğini anlatan Çayan, özellikle görsel hafızalarının çok ileri olduğunu, genelde gördükleri araba plakalarını, modellerini ezberlediklerini ve müzik konusunda özel yeteneklere sahip olabildiklerini dile getirdi.

HAYAT BOYU DESTEK


"Fakat bu tablo insanları yanıltmamalı. Otizmli çocukların ve ailelerinin aslında büyük çoğunluğu ciddi sıkıntılar içinde yaşıyor." diyen Çayan, otizmli bireylerin hayat boyu desteğe ihtiyacı olduğuna işaret etti. Çayan, Otizm Vakfı olarak herhangi bir kriter, üstün yetenek gözetmeksizin tüm otizmli çocuklara destek sağladıklarını vurgulayarak, çocukların her şeyden evvel temel yaşam becerilerini kazanması üzerine yoğunlaştıklarını söyledi.

ÇALIŞMA YAŞAMI


“Otizm konusunda Türkiye'de 5-6 bilinen vakıf ve birçok da dernek var. Bunlardan eğitim kurumu olanlar çok sınırlı” diyen Aydın Çayan, “Türkiye'de otizmde en büyük sınırlılık ve sıkıntı meslek edindirilmeleri noktasında yaşanıyor. Eğitimi bir şekilde özel eğitim kurumlarıyla, özel kurumlarla, spor merkezleriyle çözmeye çalışıyoruz. Okul döneminde okullar, uygulama merkezleri var. Devletin de bu konuda çalışmaları var. Fakat okul sonrası iş ve çalışma hayatına geçiş, sosyal yaşama sıra geldiğinde orada hiçbir şey yapılmıyor. Bu alan boş. Üzerinde çalışılsa hepsinin farklı farklı yetenekleri çıkabilir. Biz sadece görsel olan yetenekleri bilebiliyoruz. Başka becerebilecekleri, yapabilecekleri işler de vardır. Zaten en büyük isteğimiz de budur. Mutlaka çalışma yaşamına da girmeliler” dedi.

'YAŞAM KÖYÜ' HEDEFİ


Çayan, çocukların ailelerinden bağımsız yaşamaya alışmalarının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Otizm Vakfı olarak ana hedefimiz bir 'Yaşam köyü' kurulması. Burada çocuklar bizim yaşlılığımızdan ve ölümümüzden sonra kalabilmeli, mutlu olarak yaşayabilmeli. Fakat buraların iyi denetlenmesi, yasal düzenlemelerinin yapılması ve kaynağının oluşturulması gerekiyor. Devletin mutlaka bu sürecin içinde olması lazım." diye konuştu.
Otizmli çocukların 3-5 günlük bırakılabileceği merkezlerin açılması ve yaygınlaştırılması gerektiğini aktaran Çayan, ailelerin acil işlerinde çocuklarını güvenle emanet edebilecekleri bu merkezlerin hayati önemde olduğunu ifade etti.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu alandaki çalışmaları arttırması gerektiğini söyleyen Çayan, "Biz yaşlandığımızda, hastalığımızda çocukları emin bir şekilde, gözümüz arkada kalmadan bunun için kurulacak merkezlere emanet edebilmeliyiz. Ailelerin en büyük beklentisi budur." dedi.
Çayan, bu tip merkezlerin 24 saat esasına göre hizmet vermesi gerektiğini kaydetti.

TEDAVİ BÜYÜK SORUN


Hastanelerde otizmli çocuklara hizmet verecek özel birimlerin de kurulması gerektiğini aktaran Çayan, "Hastaneye gittiğimizde otizmli çocukların beklememesi gerekiyor. Bekleyemezler çünkü biraz sabırsız olabiliyorlar. Bazı hastanelerde en azından tetkiklerinin yapılabileceği, tanılarının konulabileceği özel merkezler olabilir. Diş tedavisi çok büyük problem. Ultrasonu bile genel anestezi yaptırmadan çektiremiyoruz. Onun için bu tip merkezlerin geliştirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Devlet desteği artsın çağrısı


Çayan, çocuğuna otizm tanısı yeni konulmuş ailelere, "Her şeyden önce 'Benim başıma neden geldi' sürecini kısa tutsunlar. Bu soru yerine kabullenmeye bakmaları gerekiyor. İyi bir plan hazırlayacaklar ne yapacakları konusunda. Artık hayat çizgileri bu şekilde olacak ve bu yolla da mutlu olmaya çaba göstermeleri gerekiyor. Çocukları için iyi bir plan yapıp yoğun eğitim aldırmalılar." önerisinde bulundu.
Otizmli çocuklar için devlet tarafından sağlanan özel eğitim desteklerinin yeterli olmadığını vurgulayan Çayan, kaynaştırma eğitimlerinde de uzman eksikliği bulunduğunu söyledi.
Çayan, "Özel eğitimler devletin katkısıyla haftada iki seans 45'er dakika, yani toplam 90 dakika eğitim alınabiliyor. Bunun dışında aile kendisi isterse özel öğretmenler tutuyor ama bu da çok ciddi maddi güç gerektiren bir şey. Bu desteğin artırılması gerekiyor." dedi.

Otizmli çocuklar da mutlu


Vakfın "İş ve Mesleki Eğitim Merkezi"nde sabun ve ahşap yapımını öğrenen otizmli Selin, Utku ve Umut da bu uygulamaları çok sevdiklerini dile getirdi.
10 yıldır özel eğitimde görev yapan okul öncesi öğretmeni Yeliz Özmen, "Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi"nde 0-3, 3-7, 7-11 yaş aralığına birebir eğitim verdiklerini anlattı. Özmen, otizmli bireyler için yoğun eğitimin çok önemli ve olumlu gelişmeleri getirdiğini kaydetti.
Spor Eğitim Merkezinin koordinatörü Engin Aslan da 4 yaşından itibaren yaş sınırı olmaksızın otizmli bireylere spor aracılığıyla hareket eğitimlerini verdiklerini söyledi. Arslan, temel spor becerileri, bisiklet, paten, masa tenisi, koordinasyona yönelik programlarla ince ve kaba motor becerilerinin kazandırıldığını ifade etti.