Türkiye’de görev yapan 300 hekimin imzasıyla yayımlanan çağrıda “Ülkemizdeki artışın hızı bilinen örnekler içinde. Ne yazık ki daha çok İtalya ve İspanya’ya benziyor. Hastalanma oranını yavaşlatabilmek, zaten normalde var olan hastalara ilave salgın hasta yükünü zamana yayabilmek çok ama çok yaşamsaldır. Hasta sayısı, hastanelerin ‘hasta bakabilme kapasitesi’nin içinde kaldığı ölçüde daha çok sayıda insan hayatı kurtarılabilecektir” denildi. Virüse karşı alınabilecek önlemler ise şöyle sıralandı:

Daha çok test

Salgınla mücadeleyi iyi yöneten ülkelerden alacağımız en önemli derslerden birinin mümkün olduğu kadar fazla sayıda test yaparak enfekte olanların ve temas ettiklerinin bulunması ve sağlıklı bireylerden ayrılması olduğu anlaşılmaktadır.

Toplumsal hareketliliğin azami ölçüde sınırlandırılması

Özellikle ve başta hasta yoğunluğunun yüksek olduğu şehirlerimizde temas sıklığını yani bulaş riskini azaltacak tedbirleri güçlendirmek gerekir. Salgının büyümesine yol açan en önemli faktör “dolaşan nüfus”tur. O nedenle, devletçe bugün ve gelecek güvencesi temin edilerek yaş grubu sınırlandırması olmaksızın bir süreliğine herkesin evde kalması sağlanmalıdır.

Hayatın sürekliliği

 Ev içinde hayatı sürdürmek için gerekli temel ihtiyaçların üretiminde, dağıtımında çalışanlar veya kesintiye uğratılmasının mümkün olmadığı hizmetlerde çalışanların, birbirlerine ve ev halkına bulaş riskini asgariye indirecek tedbirler alınarak çalıştırılması sağlanmalıdır.

Sağlık harcamaları

Herkesin salgından korunabilmesi ve bütün bireylere etkin bir tedavinin sağlanabilmesi bireyin olduğu kadar toplumun da ihtiyacıdır. Sağlık hizmetlerinin önündeki her türlü parasal engel kaldırılmalı, özel sağlık kuruluşları dahil her türlü sağlık hizmetinden katkı-katılım payı en azından pandemi döneminde alınmamalıdır.

Sağlık çalışanlarının sağlığı

Diğer taraftan; başka ülkelerin deneyimleri, salgında hastalanma ve kaybedilme riskinin en yüksek olduğu grubun sağlık çalışanları olduğunu göstermektedir. Henüz salgının yükselme eğrisinin başlarında bulunduğumuz halde bile sağlık çalışanlarımızın yükünün hızla artmakta olduğu ve birçok sağlık çalışanının hastalandığı bilinmektedir. Önümüzdeki dönemde yoğunluk giderek artacaktır. Sağlık çalışanlarının bu bulaşıcı hastalıkla mücadele ederken kendilerini koruyabilmeleri, hasta bakarken bakılacak hasta olmamaları gerekir. Sağlık çalışanlarının çalışma sırasında kendilerini bulaştan koruyabilmeleri için gerekli tıbbi malzemenin eksikliğini hissetmemeleri zorunludur. Bu malzemeler bulunamadıkça ya hasta hizmeti aksayacak ya da sağlık çalışanları kaybedilecektir. İkisinin de çok sayıda dünya örneğini acıyla görmüş bulunmaktayız.