Haber/ Didar DEMİRCİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri ve İzmir’deki sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Alsancak Gar karşısındaki parkta 10 Ekim Ankara Garı saldırısında hayatını kaybedenlerin anısına bir anıt alanı oluşturuldu. “Hayat Çemberi” adı verilen anıt alana Ankara’dan ve diğer illerden yakınlarını kaybedenler de katıldı.

Anıt açılışı öncesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “6 yıl önce bugün, Türkiye’nin en büyük katliamlarından birini yaşadık. Emek ve Demokrasi Barış mitingi terör eylemine dönüştü. Barışın haykırıldığı esnada bu ses susturulmak istenmişti. ‘Yaşam Çemberi’ ismi bu vefanın eseridir. Yitirdiğimiz canların emanetine koşulsuz şartsız sahip çıkarak onların hayalini gerçekleştireceğiz. Sömürüye karşı emeği savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Soyer’in konuşmalarının ardından anıt alana karanfiller bırakıldı.

10 EKIM ICIN ADALET HERKES IÇIN ADALET

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşma yapan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, o gün yaşananları anımsatarak, “O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı. IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırı sonucunda 104 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’ü aşkın yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı. Bombayı atan İŞİD Militanları görünse de katliamın gerçek azmettiricisinin bugünkü siyasal iktidar ve devlet güçlerinin olduğu o kadar açık ki! Tıpkı Dersim, Çorum, Maraş, Sivas, Suruç katliamları gibi, her şey ortada… Devlet üç maymunu oynuyor. O gün Ankara Garında buluşanlar, tüm bu katliamlar olmasın, savaşlar olmasın insanlar olmasın, bu ülkede artık insanlık filizlensin diyen Pir Sultanlar, Şeyh Bedrettinler, Deniz Gezmişler, Mahirler, İbrahim Kaypakkayalar, Demirci Kawalardı…  Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor” sözlerini kaydetti.

“SİYASİ BİR CİNAYETTİR”

Ayrıca Sarı, 10 Ekim Davası’na da değinerek, “Nitekim, 5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, “adalet” isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil! Ceza dosyası kapsamında dosyaya katılanlar olarak bizlerin talepleri ile damla damla kazandırılan deliller ile artık hepimiz biliyoruz ki; bugün 6’ncı yıl anmasını yaptığımız, devasa acılara karşılık gelen bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

“BAŞARAMAYACAKLAR”

10 Ekim günü Ankara’da eşi Mesut Mak’ı kaybeden Evrim Mak, Ankara Gar katliamında yitirdiğimiz sevgili canlarımı büyük bir hasretle anıyorum diyerek, şu şekilde konuştu:

Nereden bilecektik ki bizlere hain pusular kurulduğunu ve üzerimize bombalar yağacağını… En sevdiklerimizi; analarımızı, babalarımızı, evlatlarımızı, yoldaşlarımızı, arkadaşlarımızı ellerimizden alacaklarını… Nereden bile bilirdik. Barışın, demokrasinin ve emeğin birileri için ne kadar kötü bir şey olduğunu bilememişiz meğerse… Kahpe saldırıları ve bombalarıyla sadece 104 canımızı almadılar. Aynı zamanda umudumuzu hayallerimizi geleceğimizi katlettiler. Amaçları sadece orada bir katliam yapmak değildi. Tüm ülkeye korku salmaktı. Ama bugün de görüyoruz ki asla başaramayacaklar bu istediklerini. Bizler asla korkmuyoruz, asla yılmayacağız. Bizler insanca yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. Az önce dedim ya umutlarımızı yağmaladılar diye… Bugün bu anıt sayesinde bir arada olmayı, umudu ve barışı bu alanda yeşertmek için hep birlikte bir adım attık.”