Günlük beslenmemizin büyük kısmını oluşturan buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten, bazı bireylerde bağışıklık sisteminin harekete geçmesine neden olabiliyor. Sağlıklı bireyler için zararsız bir protein olan gluten, duyarlılığı olanlarda ise adeta bir tetikleyici görevi görüyor.

Göz alerjisini ne tetikler? Uzmanından tedavide kullanılacak alternatif yöntemler... Göz alerjisini ne tetikler? Uzmanından tedavide kullanılacak alternatif yöntemler...

Son yıllarda artan vaka sayılarıyla birlikte, gluten hassasiyeti artık sadece çölyak hastalarının değil, geniş bir kitlenin de gündeminde. Özellikle kronik yorgunluk, sürekli şişkinlik ya da cilt döküntüleri yaşayan bireylerde, bu hassasiyetin göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Gluten duyarlılığı nedir, kimleri etkiliyor?

Gluten duyarlılığı, bağışıklık sisteminin gluten proteinine verdiği anormal tepkiyle ortaya çıkan bir durumdur. Çölyak hastalığı, bu tepkinin klinik olarak tanımlanmış en ağır şeklidir. Ancak çölyak tanısı konulmamış bireylerde de glutenle bağlantılı semptomlar görülmeye başlanması, bu konunun ciddiyetini artırıyor.

Uzmanlar, glutenin bağırsak duvarında tahribata yol açarak, besin emilim bozukluklarına, bağışıklık sisteminin dengesizleşmesine ve hormonal değişimlere sebep olabileceğini belirtiyor. Gözle görülemeyen bu süreç, zamanla ciddi sağlık problemlerine zemin hazırlıyor.

Şikayetleriniz bu listedeyse, glutenle vedalaşmanın zamanı gelmiş olabilir

Vücudunuzun size verdiği sinyalleri dikkate almak, gluten hassasiyetini fark etmenin ilk adımıdır. İşte uzmanların sıklıkla karşılaştığı 12 belirti:

  1.     Keratosis pilaris: Kol ve bacaklarda oluşan minik, pütürlü kabarcıklar genellikle A vitamini eksikliğiyle ilişkilendirilir ve bu durum bağırsak emiliminde bozulma olduğuna işaret edebilir.
  2.     Saç dökülmesi: Çölyak hastalığı olan bireylerde demir, çinko ve biotin gibi önemli vitamin-mineral eksiklikleri saç köklerini zayıflatır.
  3.     Sindirim sistemi rahatsızlıkları: Şişkinlik, ishal, mide krampları veya kabızlık, gluten intoleransının en yaygın belirtileri arasında yer alır.
  4.     Açıklanamayan kilo dalgalanmaları: Hızla kilo alma veya verme, bağırsakta gelişen iltihabi durumların bir sonucu olabilir.
  5.     Otoimmün hastalıklarla bağlantı: Tiroid hastalıkları başta olmak üzere lupus ve romatoid artrit gibi otoimmün rahatsızlıklar, gluten hassasiyetiyle birlikte daha sık görülüyor.
  6.     Hormonal dengesizlikler: Özellikle kadınlarda görülen düzensiz adet döngüleri, ruh hali değişimleri ve infertilite sorunları, glutenle doğrudan ilişkilendirilebiliyor.
  7.     Mesane sorunları: Sık idrara çıkma, alt karın bölgesinde baskı hissi gibi belirtiler gluten kaynaklı mesane iltihabı sinyali olabilir.
  8.     Sinir sistemi üzerindeki etkiler: Beyin sisi, anksiyete, hafıza problemleri ve migren, sinir sisteminin gluten tüketimine verdiği reaksiyonlardan bazılarıdır.
  9.     Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB): Özellikle çocuklarda, glutensiz beslenmenin DEHB semptomlarını hafifletebileceği gözlemlenmiştir.
  10.     Cilt hastalıkları: Egzama, sedef hastalığı ve sürekli tekrarlayan döküntüler, glutenin vücuttaki enflamatuar etkilerinin bir sonucu olabilir.
  11.     Diş hassasiyeti ve çürükler: Gluten hassasiyetine bağlı kalsiyum eksikliği, diş minesini zayıflatır.
  12.     Demir eksikliği anemisi: Glutene bağlı bağırsak hasarları, demir emilimini engelleyerek anemiye yol açar.

Gluten hassasiyeti çölyakla karıştırılmamalı

Toplumda sıkça yapılan bir hata, gluten intoleransı ile çölyak hastalığını aynı şey sanmaktır. Oysa çölyak, genetik temelli otoimmün bir hastalıkken, gluten hassasiyeti daha çok fonksiyonel semptomlarla ortaya çıkar.

Bu nedenle tanı konulmadan önce detaylı bir tıbbi değerlendirme yapılması büyük önem taşır. Kan testleri, endoskopi ve bağırsak biyopsisi çölyak hastalığını netleştirebilirken, gluten hassasiyeti genellikle diyet eliminasyon yöntemiyle saptanır.

Glutensiz beslenme sadece bir moda değil

Birçok kişi için glutensiz diyet yalnızca popüler bir trend gibi görünse de aslında bazı bireyler için hayat kurtarıcı bir beslenme şeklidir. Gluten duyarlılığı bulunan kişilerde bu proteinin diyetten çıkarılması, yalnızca semptomların azalmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda vücut fonksiyonlarının da normale dönmesine olanak tanır.

Diyet değişikliğiyle birlikte mide problemlerinden ruh hali dalgalanmalarına kadar pek çok şikayette gözle görülür iyileşmeler yaşandığı rapor edilmiştir. Glutensiz beslenmeye geçerken dengeli ve yeterli vitamin-mineral alımına dikkat etmek ise büyük önem taşır.
Vücudunuzu dinleyin, geç kalmayın

Her bireyin glütene karşı verdiği tepki farklıdır. Kimilerinde sadece hafif bir sindirim rahatsızlığına yol açarken, kimilerinde ciddi bağışıklık problemleri tetiklenebilir. Bu yüzden vücudunuzu dinlemek, sürekli tekrar eden şikayetleri ciddiye almak ve gerekirse bir uzmana başvurmak sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır.

Unutulmamalıdır ki her ağrı, her döküntü veya her mide bulantısı tesadüfi olmayabilir. Gluten hassasiyeti, doğru zamanda fark edilmediğinde uzun vadede bağışıklık sistemini zayıflatabilir, organ fonksiyonlarını etkileyebilir.

Bu nedenle, yukarıdaki belirtiler size tanıdık geliyorsa, bir adım geri çekilip beslenme alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçirmenin tam zamanı olabilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ