Nisan, Eşref'in aracını durdurarak ona açıklama yapmak istediği sırada, karanlık güçler harekete geçti. Nusret ağanın acımasız adamları, halı sahaya kanlı bir baskın düzenleyerek Ömer'i hedef aldı. Bu beklenmedik saldırı, olayların seyrini tamamen değiştirdi.

Gürdal, Faruk, Müslüm ve Irmak, Eşref'i Nisan'dan uzak durması konusunda ciddi bir şekilde uyardılar. Ancak Eşref, "Mutlu olamaz mıyım ben? Siz boşuna kuruntu yapıyorsunuz," diyerek bu uyarılara tepki gösterdi.

Yürüyemeyeceğini öğrenen Ömer, derin bir çaresizlikle gözyaşlarına boğuldu. Bu sırada Gürdal ve Faruk, Nusret'in adamlarının peşine düştü. Diğer yandan Nisan, arabadaki dosyayı almaya çalışırken Gürdal'a yakalandı. Gürdal, Nisan'a sert bir şekilde Eşref'ten uzak durması gerektiğini söyledi: "Senden rica ediyorum Nisan, bir adım atıyorsa orayı terk et, kaç. Bu işin oluru yok, mutsuz olursunuz Nisan. Ben diyeceğimi dedim Nisan hanım. Normal hayatın var, git hayatını yaşa."

Gürdal, Faruk, Müslüm ve Irmak, Eşref'i Nisan'dan uzak durması konusunda ciddi bir şekilde uyardılar. Ancak Eşref, "Mutlu olamaz mıyım ben? Siz boşuna kuruntu yapıyorsunuz," diyerek bu uyarılara tepki gösterdi.

Müslüm'e gelen bir telefon üzerine Eşref ve arkadaşları, saldırganları yakalamak umuduyla limana gitti. Limanda polislerin de beklediği görüldü. Eşref'i suçüstü yakalamak isteyen polis, limandan ayrıldıktan sonra onları takibe başladı. Ancak TIR'ın içinden Nusret'in adamları yerine koliler çıktı. Bu beklenmedik durumun arkasındaki isim ise Çiğdem komiserden başkası değildi.

Öte yandan Kadir'in düşürdüğü tespihi bulan Eşref, onu Yakup babaya teslim etti. Nusret ağayla işbirliği yapan Kadir, bu sayede kendi tuzağına düşerek yakalanmış oldu.