Türkiye ekonomisinin en önemli gündem maddesi olan enflasyon canavarı, yeni eğitim-öğretim yılının başladığı ve sonbaharın hissedildiği Eylül ayında da hız kesmedi. Akademisyenlerin ve ekonomistlerin oluşturduğu Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), günlük fiyat değişimlerini baz alarak hazırladığı Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) raporunu kamuoyu ile paylaştı. Yapılan açıklamaya göre, tüketici fiyatları Eylül ayında bir önceki aya kıyasla ortalama yüzde 3,79 oranında bir artış kaydetti. Bu oran, yaz aylarındaki kısmi yavaşlamanın ardından enflasyonist baskının yeniden güçlendiğini ve vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılarken daha fazla para harcamak zorunda kaldığını net bir şekilde ortaya koydu.

Yıllık artışta korkutan tablo devam ediyor

ENAG'ın raporundaki en endişe verici verilerden biri de yıllık bazdaki artış oldu. Rapora göre, E-TÜFE'nin son 12 aylık artış oranı yüzde 63,23 olarak gerçekleşti. Bu rakam, son bir yıl içinde vatandaşın alım gücünün resmi olmayan verilere göre üçte ikisine yakın bir oranda eridiği anlamına geliyor. Geçen yıl 100 liraya dolan bir alışveriş sepetinin bugün aynı ürünlerle dolması için 163 liradan fazla ödeme yapmak gerektiğini gösteren bu veri, özellikle sabit gelirli milyonlarca çalışanın ve emeklinin yaşadığı ekonomik sıkıntının matematiksel bir kanıtı niteliğinde. Gıdadan ulaşıma, barınmadan sağlığa kadar pek çok kalemde yaşanan fiyat artışı, yıllık enflasyonun yüksek seyrini korumasına neden oluyor.

Araç almak isteyenlere rehber: Eylülün en çok satan modelleri belli oldu
Araç almak isteyenlere rehber: Eylülün en çok satan modelleri belli oldu
İçeriği Görüntüle

Mutfaktaki yangın büyüyor

Aylık yüzde 3,79'luk artış, özellikle okul masraflarının ve kış hazırlıklarının başladığı Eylül ayında aile bütçelerini derinden sarstı. ENAG'ın detaylı raporunda hangi ürün gruplarında daha yüksek artışlar yaşandığı belirtilmese de, sahadaki gözlemler gıda, giyim ve ulaşım kalemlerindeki zamların enflasyonun lokomotifi olduğunu gösteriyor. Okul kıyafetleri, kırtasiye malzemeleri ve servis ücretlerinde yaşanan fahiş artışlar, gıda fiyatlarındaki durmak bilmeyen yükselişle birleşince, dar ve orta gelirli ailelerin bütçesinde derin yaralar açtı. Vatandaşlar, çarşı ve pazarda karşılaştıkları etiketlerin her hafta değişmesinden şikayet ederken, açıklanan bu oran, hissedilen enflasyonun rakamlara yansıması olarak yorumlandı.

Gözler şimdi resmi rakamlarda

ENAG'ın bağımsız verilerini açıklamasının ardından, tüm dikkatler şimdi Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) önümüzdeki günlerde duyuracağı resmi enflasyon rakamlarına çevrildi. Son yıllarda ENAG ve TÜİK verileri arasında oluşan belirgin fark, kamuoyunda "gerçek enflasyon" tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Ekonomistler, iki kurumun metodolojileri arasındaki farklara dikkat çekerken, vatandaşlar daha çok kendi ceplerine ve pazar harcamalarına yansıyan rakamları dikkate alıyor. TÜİK'in açıklayacağı oranın, memur ve emekli maaşlarına yapılacak zam oranlarından kira artış limitlerine kadar birçok ekonomik parametreyi doğrudan etkileyecek olması, beklentiyi daha da artırıyor. Piyasalar, iki veri arasındaki makasın ne kadar olacağını ve resmi verilerin ekonomik gidişata dair nasıl bir sinyal vereceğini yakından takip edecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ