Türkiye'deki yaklaşık 16 milyon emekli için kritik gün geldi çattı. Milyonlarca insanın alım gücünü ve yaşam standardını doğrudan etkileyecek olan Temmuz ayı maaş zammı için geri sayım sürerken, 3 Temmuz Çarşamba günü, sadece bir ekonomik veri açıklamasının çok ötesinde, toplumsal bir tepkinin de fitilini ateşleyecek. O gün, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) saat 10.00'da Haziran ayı enflasyon verilerini kamuoyuna duyuracak ve bu veriyle birlikte, memur ve emekli maaşlarına yansıtılacak 6 aylık enflasyon farkı da netleşmiş olacak. Ancak, bu rakamsal beklentinin gölgesinde, çok daha büyük ve temel bir talep yükseliyor: "İnsanca yaşam."

Yıllardır süren yüksek enflasyon karşısında maaşlarının adeta pula döndüğünü, temel gıda maddelerine dahi erişmekte zorlandıklarını belirten emekliler, artık bıçağın kemiğe dayandığı görüşünde. Bu isyanın bayraktarlığını üstlenen Tüm Emeklilerin Sendikası, 3 Temmuz'da, enflasyon verilerinin açıklanacağı gün, Türkiye'nin dört bir yanında eş zamanlı olarak alanlara çıkma kararı aldı.

Sadaka değil, hak talebi: 'Aylıklar insanca yaşam standartlarına çekilsin'

Tüm Emeklilerin Sendikası tarafından yapılan açıklamada, eylemlerin temel amacının, yüzdelik zam oranlarını protesto etmekten çok, emekli aylıklarının temelden yeniden düzenlenerek "insanca yaşam standartlarına" çekilmesi olduğu vurgulandı. Sendika, özellikle en düşük emekli aylığının, TÜRK-İŞ tarafından açıklanan açlık sınırının dahi fersah fersah gerisinde kaldığına dikkat çekerek, mevcut durumu "kabul edilemez" olarak nitelendiriyor.

Emekliler, kendilerine reva görülen maaşların, bir "hak" olmaktan çıkıp, bir "sadaka" düzeyine indiğini savunuyor. Yıllarca bu ülkeye hizmet ederek prim ödemiş olan milyonlarca insanın, emeklilik döneminde torununa bir hediye alamayacak, kirasını ödemekte zorlanacak, pazar masrafını düşünmek zorunda kalacak bir duruma getirilmesinin, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı belirtiliyor.

Hükümet kanadında takvim işliyor: Gözler TÜİK verilerinde

Emeklilerin bu haklı isyanı ve eylem hazırlığı sürerken, hükümet kanadında ise süreç, daha teknik ve bürokratik bir takvime göre işliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, sürecin nasıl işleyeceğine dair ipuçları verdi. Bakan Işıkhan, "3 Temmuz'da haziran ayı enflasyon rakamı belli olduğunda, yılın ilk 6 ayında gerçekleşen TÜFE ortaya çıkacak. Hazine ve Maliye Bakanımız ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında gerekli görüşmeleri yapacağız. Sonra konu ile ilgili rakam çok kısa süre sonra Meclis'e sunulacaktır" diyerek, yol haritasını çizdi.

Bu açıklama, hükümetin, kararını verirken öncelikle resmi enflasyon verilerini ve bütçe dengelerini gözeteceğini gösteriyor. Ekonomi yönetiminin zirvesinde yapılacak olan toplantının ardından, belirlenecek olan yeni en düşük emekli aylığı ve diğer zam oranları, bir kanun teklifi ile TBMM'ye sunulacak ve son sözü parlamento söyleyecek. Ancak, emekliler, bu bürokratik takvimin, kendi yaşadıkları acil geçim sıkıntısını ve hayat pahalılığının yarattığı tahribatı tam olarak yansıtmadığı görüşünde. Onlar için önemli olan, hesaplamaların hangi formüle göre yapıldığı değil, ay sonunda ceplerine girecek olan paranın, temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetip yetmeyeceği.

Milyonları vuran 'kök maaş' adaletsizliği: Zam var, maaş yok!

Emeklilerin yaşadığı dramı daha da derinleştiren bir diğer önemli sorun ise, "kök maaş" adaletsizliği. Özellikle en düşük emekli aylığı alan milyonlarca vatandaşı doğrudan etkileyen bu sistem, kağıt üzerinde yapılan zammın, fiilen maaşa yansımaması gibi akıl almaz bir duruma yol açabiliyor.

Mevcut sistemde, devlet tarafından belirlenen bir "en düşük emekli aylığı" bulunuyor (örneğin 14.469 TL). Bir emeklinin, prim gün sayısına ve ödediği prime göre hesaplanan kendi orijinal maaşı, yani "kök maaşı", eğer bu taban aylığın altındaysa, aradaki fark Hazine tarafından tamamlanarak, emeklinin eline geçen para taban aylığa eşitleniyor. Ancak, 6 aylık enflasyon farkına göre yapılan zam, Hazine'nin tamamladığı bu tutara değil, emeklinin kendi düşük olan kök maaşına uygulanıyor.

Örneğin, kök maaşı 12.000 TL olan bir emekli, devletin 2.469 TL'lik desteğiyle 14.469 TL alıyor. Yüzde 25'lik bir zam kararı çıktığında, bu zam 14.469 TL'ye değil, 12.000 TL'lik kök maaşa uygulanıyor. Bu durumda emeklinin yeni kök maaşı 15.000 TL oluyor. Eğer yeni en düşük emekli aylığı 16.000 TL olarak belirlenirse, emeklinin eline yine sadece 16.000 TL geçiyor ve kağıt üzerinde aldığı yüzde 25'lik zammın hiçbir faydasını görmemiş oluyor. İşte bu "zam var, maaş yok" durumu, milyonlarca emeklinin en büyük isyan noktalarından birini oluşturuyor. 3 Temmuz'daki eylemlerde, bu adaletsiz sistemin de kökten değiştirilmesi talebi, en güçlü şekilde dile getirilecek.

Adana'dan Zonguldak'a, İstanbul'dan Aydın'a: Türkiye genelinde eylem hazırlığı

Tüm Emeklilerin Sendikası, 3 Temmuz'da yapılacak olan eylemlerin sadece üç büyük şehirle sınırlı kalmayacağını, Türkiye'nin dört bir yanına yayılacağını duyurdu. Sendika tarafından paylaşılan eylem takvimine göre, 30'dan fazla il ve ilçede, aynı gün ve benzer saatlerde basın açıklamaları ve oturma eylemleri düzenlenecek. Bu, emeklilerin tepkisinin yerel değil, ulusal bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor.

Eylem yapılacak bazı merkezler ve saatleri şu şekilde:

  • İstanbul: Saat 17.00'de Bakırköy Özgürlük Meydanı ve saat 19.00'da Kadıköy Rıhtım Atatürk Anıtı önü

  • İzmir: Saat 16.30'da Konak Metro çıkışı İş Bankası önü

  • Adana: Saat 15.00'te İnönü Parkı

  • Antalya: Saat 18.00'de Attalos Meydanı

  • Bursa: Saat 17.30'da Şehreküstü Meydanı

  • Gaziantep: Saat 17.30'da Balıklı Parkı

    Altında Sert Yükseliş
    Altında Sert Yükseliş
    İçeriği Görüntüle
  • Zonguldak: Saat 18.00'de Madenci Anıtı

Bu geniş eylem haritası, emeklilerin, ülkenin en batısından en doğusuna, en kuzeyinden en güneyine kadar, ortak bir talep ve ortak bir kader etrafında birleştiğini gösteriyor. 3 Temmuz, Türkiye'deki milyonlarca emeklinin, sessiz çığlığını, meydanların gür sesine dönüştüreceği tarihi bir gün olmaya aday.

Kaynak: HABER MERKEZİ