Rojda Dolgun/ KESK İzmir Şubeler Platformu, Konak YKM önünde yaptığı açıklamada asgari ücret ve bütçe politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Emekçilerin sırtına bindirilen vergi yükü, sermayeye aktarılan kaynaklar ve derinleşen yoksulluk rakamlarla anlatıldı. KESK İzmir Şubeler Platformu, Konak YKM önünde bir araya gelerek asgari ücret, bütçe ve gelir adaletsizliği başlıklarına değinen bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı platform adına Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Nihat Filiz okudu. Emekçiler, “Halk için bütçe, demokratik Türkiye” sloganlarıyla tepkilerini dile getirdi.

Whatsapp Image 2025 12 18 At 18.43.12Mecliste görüşülen bütçeye emek cephesinden itiraz

Platform adına yapılan açıklamada, günlerdir TBMM’de görüşülen bütçe teklifinin toplumun çok büyük bir kesiminin hayatını doğrudan etkilediği vurgulandı. İktidarların her dönem “halktan yana” söylemini tekrar ettiği hatırlatılarak, bu söylemlerin artık emekçiler nezdinde karşılığını yitirdiği ifade edildi. Açıklamada, ekonomik kriz, gelir adaletsizliği ve yoksulluk olgusunun geçici bir durum olmaktan çıktığına dikkat çekildi.

KESK, yaşanan sürecin bir tercihler bütünü olduğunu savunarak, yüksek enflasyon, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşullarının bilinçli politikalarla kalıcı hale getirildiğini dile getirdi. Açıklamada, milyonlarca kişinin açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm edildiği, yoksulluğun sıradanlaştırıldığı ve bunun yalnızca ekonomik değil aynı zamanda siyasal bir kontrol mekanizmasına dönüştürüldüğü belirtildi.

Whatsapp Image 2025 12 18 At 18.42.54Yoksulluk düzeninin siyasal zemini

Basın açıklamasında, emeğin ve yurttaşların temel haklarını hedef alan uygulamaların, demokratik mekanizmaların zayıflatıldığı bir ortamda hayata geçirildiği vurgulandı. Hukukun ve demokrasinin geri plana itildiği, halk iradesinin görmezden gelindiği bir düzenin inşa edildiği ifade edildi. Buna rağmen iktidar temsilcilerinin, “işçiyi ve memuru enflasyona ezdirmedik” söylemini tekrarlamayı sürdürdüğü kaydedildi.

KESK İzmir Şubeler Platformu, bir iktidarın gerçek tercihinin söylemlerden değil bütçeden okunabileceğini belirterek, bütçelerin adeta bir “turnusol kâğıdı” işlevi gördüğünü dile getirdi. Bu nedenle bütçe rakamlarının emekçiler açısından açık bir tablo sunduğu ifade edildi.
"Vergi yükü kimin sırtına bindiriliyor? "

Whatsapp Image 2025 12 18 At 18.43.27

Açıklamada ilk olarak bütçenin gelir ayağı ele alındı. Buna göre, toplanacak vergilerin büyük bölümünün emekçiler ve halktan alınacağı vurgulandı. Platformun paylaştığı rakamlara göre, sermaye kesimine tanınan muafiyet ve istisnalarla yaklaşık 2,4 trilyon liralık verginin tahsil edilmediği belirtildi. Toplanacak her 100 liralık verginin 90 lirasının Gelir Vergisi, KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler yoluyla halktan alınacağı ifade edildi.

Açıklamada, ücretlilerin bordrolarından kesilen vergilerin enflasyonun üzerinde artırılacağına dikkat çekilirken, sermayeden alınan Kurumlar Vergisi oranının düşürüldüğü hatırlatıldı. Bu tablo, KESK tarafından “tüm vergi yükünün emeğiyle geçinenlere yıkılması” olarak nitelendirildi.

Karşıyaka'dan gençlere müjde: Genç Yaka kapılarını açıyor
Karşıyaka'dan gençlere müjde: Genç Yaka kapılarını açıyor
İçeriği Görüntüle

Whatsapp Image 2025 12 18 At 18.42.32"Toplanan paralar nereye gidiyor? "

Platform, ikinci olarak bütçenin harcama kalemlerini gündeme taşıdı. Yapılan değerlendirmeye göre, toplanan her 100 liralık verginin önemli bir kısmı halkın temel ihtiyaçlarına değil, farklı alanlara aktarılıyor. Açıklamada, bu 100 liranın yaklaşık 20 lirasının faiz ödemelerine, 5 lirasının sermaye teşviklerine, en az 16 lirasının savunma ve silah harcamalarına gittiği belirtildi. Ayrıca, bütçeden ayrılan kaynakların bir bölümünün yandaş müteahhitler ve kamuoyunda “beşli çete” olarak anılan şirketlere döviz garantileriyle aktarıldığı ifade edildi. Bu durumun, emekçilerin ödediği vergilerin kimler için kullanıldığını açıkça gösterdiği vurgulandı.

Halkın sorunlarına ayrılan pay dikkat çekici derecede düşük

Basın açıklamasında, üçüncü olarak halkın yaşadığı temel sorunlara bütçeden ayrılan paylar sıralandı. Buna göre, toplanan her 100 liralık verginin yalnızca 4 lirasının yoksullukla mücadeleye, 3 lirasının istihdama, 3 lirasının tarıma ayrıldığı belirtildi. Hukuk ve adalet için ayrılan payın ise 2 lira 80 kuruşta kaldığı ifade edildi.
Araştırma ve geliştirme için ayrılan kaynağın 62 kuruş, bağımlılıkla mücadele için 11 kuruş, kadının güçlenmesi programları için ise yalnızca 6 kuruş olduğu hatırlatıldı. KESK’e göre bu rakamlar, bütçenin halktan yana olmadığını açık biçimde ortaya koyuyor. Platform, bütçenin 2026 yılı sonunda yaklaşık 3 trilyon lira açık vermesinin öngörüldüğünü de hatırlattı. Bu açığın kamu yatırımlarında yapılacak tasarruflarla yine halka fatura edileceği ifade edildi. Açıklamada, bu yaklaşımın daha fazla işsizlik, daha fazla yoksulluk ve daha fazla sefalet anlamına geldiği vurgulandı. KESK, bu bütçe teklifini kabul etmediklerini daha önce Samsun, Adana, Van ve İzmir’de düzenlenen mitinglerle duyurduklarını anımsattı. Söz konusu mitinglerde emeğin kürsüsünün kurulduğu ve “Halk için bütçe” talebinin yükseltildiği belirtildi.

Emekçilerden ortak talep: Halk için bütçe

Basın açıklamasının devamında, mevcut bütçe teklifinde işçilerin, emeklilerin, asgari ücretlilerin, kadınların, gençlerin, öğrencilerin, engellilerin ve küçük üreticilerin yer almadığı ifade edildi. İstihdama ve kamu hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmadığı, üretilen değerlerin sermayeye aktarıldığı vurgulandı. KESK İzmir Şubeler Platformu, sadece kendi üyeleri için değil tüm toplum için insanca bir yaşam istediklerini dile getirdi. Açıklamada, çocukların ve gençlerin güvencesiz çalışma modellerine mahkûm edilmediği, kimsenin aç yatmadığı bir ülke talebi öne çıktı.

Kaynak: AJANSLAR