Haber/ Gökçe ADAR

Liman-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Serdar Akdoğan, pek çok işçinin işsiz kalacağı korkusuyla sendikalı olmak istemediğini dile getirdi. Akdoğan, sendikalı olmanın bir hak olduğunu ancak bu hakkın yasaklanmaya çalışıldığını ifade ederek, işçi bilincinin de git gide azaldığını söyledi. Akdoğan, “Anayasa'nın 51'inci maddesi her çalışanın sendikalı olma, sendika kurma, üyelikten çıkma hakkına sahip olduğunu söyler. Fakat öyle bir mevzuat önümüze geliyor ki, sendika faaliyetlerinde sıkıntılar yaşanıyor. Örgütlenme, sendika hareketi bizlere verilen bir hak fakat mevzuat bu hakkı yasaklıyor. Anayasal bir haksa, işçiler bu haktan yararlanılabilmeli” dedi. Sendikanın eğitiminin saha olduğunu ancak sahada da sendikacılığın olmadığını vurgulayan Akdoğan, “Türkiye'de sendikacılık sahada yok. Bireysel, ufak federasyonların yaptığı çabayla değil, büyük konfederasyonların bir emek mücadelesiyle sendikacılık yapılmalı. Emeğin siyaseti olmaz. Ekmek namustur. Bunun da siyaseti olmaz. Üç konfederasyon da birlikte hareket etmek zorunda. Bir hareket edip, işçi mücadelesini sahaya koymak zorunda. Sahada olmadığımız gibi kendimizi ileteceğimiz mercilerde vurdum duymaz şekilde. Karşında mücadele edecek bir kitle olmayınca işveren de istediğini yapabilir pozisyonda” diye konuştu. 

Sembolik hareket

Sendikacılığın sembolik bir harekete dönüştüğünü söyleyen Akdoğan, “Her çalışan sendikalı olmak ister. Ancak patronum beni işten çıkarır diye korkuyorlar. Bu korku, sendikaların işlerini de zorlaştırıyor. Ya bu anayasal hakkı ortadan kaldırın, ya da sahada yer alalım. İşçi üye olmak istediği zaman sanki terör örgütüne üye olurmuş gibi bir çekincesi oluyor. Halbuki sendika, işçinin üretiminden, enerjisinden gelir. Bu güçte elimizden alındı. Sembolik olarak bu görevi yapmamız isteniyor ama onu da yapmıyoruz. 1 Mayıs'ta elimize pankartları alıp şu sendikayız, bu sendikayız diyerek alanlara çıkıyoruz. Eğer sendikalar çizgilerini koruyabilirse sendikalar güçlenir. Ama ne yazık ki yasal anlamda sendikanın gücü yok” ifadelerini kullandı. 

Taşeron işçiliğine hayır

Liman-İş Sendikası olarak kırmızı çizgilerinin taşeron işçiliği olduğunu söyleyen Akdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Toplu sözleşme masasında, kamudaki işverenler her işçi alımında taşeron tercih eder. Ama biz bu maddeyi kabul etmiyoruz ve işçilerin taşeron olarak alınmasına karşı çıkıyoruz. Öte yandan Liman-İş Sendikası olarak, amacımız mevcudu korumak ve bu mevcuttan taviz vermemek. Küçük bir sendikayız ama 60 yıllık bir geçmişimiz var. Konfederasyonlar farklı olsa da her türlü emek mücadelesinin yanındayız. İşçi arkadaşlarımızın haklarını kullanmasını istiyoruz. Dönemsel eğitimleri alıyoruz. Biz kendi sendika seçimlerimizde, her listenin adayı kol kola seçime gireriz. Kutuplaşma, kin, nefret asla olmaz. Herkes burada emek liderliğine soyunur. Liman-İş Sendikası işçilerinin iyi koşullarda çalışması ve hayatını devam ettirebilmesi için mücadeleden asla kaçmayız”