Hayvancılığın önemli girdilerinden samanda hızla yükselişe geçen fiyatlar, ithalatla kontrol altına alındı.

İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin Bulgaristan'dan 9 bin tonluk saman ithal etmek üzere anlaşma yaptığı haberleriyle duran fiyatlar, ilk ürün sevkiyatının İzmir Limanı'na yapılmaya başlamasıyla düşüşe geçti.

Birlik Başkanı Ahmet Kocaağa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl kuraklık nedeniyle saman üretiminin azaldığını, piyasanın tüccarların elinde olması nedeniyle fiyatların hızla tırmanışa geçtiğini belirtti.

Aynı senaryoyu 2013'de de yaşadıklarını, o dönemde bunun hayvancılık için krize dönüştüğünü anlatan Kocaağa, "Piyasa tüccarın elinde. Tüccar da her gün fiyat artırıyor. Verilen siparişler dahi iptal edilmeye başladı. Samanda sezona tonu 300-350 lirayla başladık, bir haftada 700-750 liraya çıktı. Şimdi tekrar 600-625 lira seviyesine geldi. Bizim ithalat anlaşmamız 9 bin ton. Çiftçiye tonu 525 liradan saman veriyorum. Bu yetmezse ithalata devam edeceğiz ama ithalatın haberi bile rantçılara yetti. Bir iki hafta öncesine kadar çiftçinin telefonlarına çıkmayanlar şimdi malını pazarlamanın derdine düştü." diye konuştu.

Kocaağa, yemde de ithalat yapmak için çalışma yaptıklarını, mısır ve soya küspesi gibi ürünler için ekip kurduklarını belirtti.

Kendisinin de çiftçi olduğunu ve yıllardır Ödemiş Ziraat Odası Başkanlığı görevini yürüttüğünü kaydeden Kocaağa, "Bir ziraat odası başkanı olarak ithalat yapmak kanıma dokundu ama spekülatörün oyununu başka türlü bozamazdık." dedi.

- Sektöre dışardan girenler

Günlük ortalama 2 bin ton süt alımı yapan Tire Süt Kooperatifi'nin başkanı Mahmut Eskiyörük ise samanın yanı sıra sılaj ve yonca gibi girdilerde de fiyat artışlarının yaşandığını belirterek saman ithal etmenin Türkiye'ye yakışmadığını söyledi.

Hayvancılıkla ilgisi olmayan kesimlerin bu alana girmesiyle dengenin bozulduğunu savunan Eskiyörük, "Her çiftçi, hayvanlarına yetecek kadar otunu, samanını, mısırını kendisi eker biçerdi. Ancak hayvancılığa dışarıdan gelen firmalar, hiç üretimleri olmadan piyasaya girince ne saman yetti ne sılaj ne de yonca." dedi.

Bölgede sılajlık mısır alanlarının bir bölümünün pamuk ekimine ayrılması ve kuraklık nedeniyle saman üretiminin de düşmesiyle fiyat artışının kaçınılmaz olduğunu dile getiren Eskiyörük, "İthalat çözüm değil. Bundan kurtulmalıyız ama ithalat yaparak da ithalattan kurtulunmaz. Elimizde tüm Türkiye'yi doyuracak tarım alanımız var. Bunu doğru planlasak yeter. Tüketiciyi korumak için önce üreticiyi korumak zorundayız. Sürekli ithalat yaparsak gelecekte Türkiye et gibi süt ürünleri de ithal etmeye başlar." diye konuştu.

- Maliyet artışı katlanarak yansır

Eskiyörük, Türkiye'de dağıtıcı, tüccar ve bayi gibi aracıların ürünlerdeki maliyet artışlarının rafa daha yüksek oranlarda yansıttığını savunarak, "Fiyatlar yükseliyor, tüketici de sanıyor ki bu hayvancının cebine giriyor. Süt üreticiden alım fiyatı yüzde 10, raf fiyatı yüzde 20 artıyor. Bunun önüne geçmek için ülke genelinde kooperatifleşmenin desteklenmesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Tire'de saman alım satımı yapan Salim Pamuk ise fiyatların ithalat sayesinde dengeye kavuştuğunu belirterek, "İthal gelmezse işimiz çok zordu. Fiyatlar şimdi normale geldi. İthalat olmazsa kışın bin lirayı görür. O zaman da hayvancılık için çok zor bir ortam olur." ifadelerini kullandı.

Bir hayvanın günde ortalama 2-3 kilogram saman, 25 kilogram sılaj ve 8-10 kilogram yem tükettiğini anlatan Pamuk, samanın yanı sıra sılajın da maliyetinin arttığını, çiğ süt fiyatlarına gelen son artışın, bu maliyetlerin altında kaldığını savundu.