İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı ve Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kocagöz, 5 yıldır doğru uygulanan destekleme politikası ve olumlu gelişen piyasasının etkisiyle pamuk ekiminde yüzde 15'e yakın artışı beklediklerini söyledi.

Türkiye’nin stratejik öneme sahip ürünlerinden pamuk için ekimler tamamlandı. Durum değerlendirmesi yapan İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı ve Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kocagöz, "Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği dolayısıyla ekim zamanı ve çıkış döneminde oluşan sürpriz yağışlar üreticilerimizi zorluyor. Ancak, uzun yıllardır vermiş olduğumuz çaba, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın da attığı doğru ve pozitif adımlarla, artık meyvelerini bu yıl gösterecek ve bu sayede pamuk üretiminde doğru hedeflere kısmetse yol almış olacağız" dedi.

Geçen sezon sonunda, 5 yıldır doğru uygulanan destekleme politikası ve olumlu gelişen piyasasının etkisiyle yine yüzde 15’e yakın ekili alan artışı beklemekte olduklarını söyleyen Barış Kocagöz, "Nihayet, nisan ayında başlayan ve bugünlerde sona eren ekim dönemi için yapılan tespitlere göre, pamuk ekim alanlarımızda ilk tahminler 520 bin ile 540 bin hektar arasında olacak. Ekim ayında beklediğimiz hasada kadar eğer iyi bir üretim kliması ile ulaşabilirsek de rekoltemizin; 960 bin ile 1 milyon ton arasında olmasını bekliyoruz. Görüldüğü üzere, 7 yıl önce koymuş olduğumuz ilk kritik eşik hedefimiz olan 1 milyon tona neredeyse başarıyla ulaşmış olacağız" diye konuştu.

Pamuk üretiminde normalde olması gereken üretim değerine başarıyla ulaşmaya doğru giden Türkiye’de, yanlış yorumlar ile buna engel olabilecek söylemlerin ne yazık ki ortalıkta dolaşmaya başladığına da değinen Kocagöz, "Özellikle, geçmişte pamuk ekili iken daha sonra; mısır, buğday ve ayçiçeğine dönüş yapılan ekim alanlarından tekrar pamuğa dönülen üretim sahaları için gerek bu ürünlerin alıcıları, gerekse bu yorumlara inanarak ve detaylıca düşünmeden yorum yapan bazı görevliler tarihi bir yanlışı bir kez daha yaptırmak üzereler. Bu kişiler 'pamuğa pozitif ayrımcılık yapıldığını ve üretim sahalarının çok arttığını' dile getirerek ülkemizi yanlış yapmaya zorlamaktadırlar. Tabii ki bu ürünlerin tümüne ülkemizin ihtiyacı var. Ancak, bir daha sakin ve detaylı düşünmek durumundayız" dedi.

Öncelikle bu ülkenin her yıl 1 milyon 650 bin ton pamuğa ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Kocagöz, "Üstelik bu ihtiyacın önümüzdeki 5 yıl içinde 2 milyon tonları bulacağı kesindir. Son 5-6 yıldır atılan doğru adımlarla nihayet 1 milyon tonluk ilk eşik hedefe ulaşabilmiş olacağız. Ancak, yine de kısa vadede 650 - 700 bin ton, uzun vadede de 1 milyon ton pamuğu yine ithal etmek ve 2 milyar dolara yakın parayı diğer ülke üreticilerine tekrar göndermek zorunda kalacağız. Üstelik, unutmayalım ki geriye dönüp baktığımızda 2002 yılındaki pamuk ekim alanlarımız zaten 721 bin hektardı. Yani bu alanlar zaten pamuğun anavatanıydı. Dolayısıyla şu an hala bu üretim alanı rakamından oldukça uzaktayız. Diğer taraftan, asıl pamuğun ülkemiz ekonomisine yaptığı katkının bahse konu alternatif ürünlerle karşılaştırılması sonrası bu yorumların yapılması daha doğru olacaktır. Çünkü pamuğun tekstil ürünlerine dönerek nihai ürün olarak ihracında yaratılan katma değer farkı çok açık, tam 30 katı" diye konuştu.

Türkiye’nin tekstil hazır giyim ihracat fiyat ortalamasının 20 dolar/kilogram olduğunu dile getiren Kocagöz, "Halbuki, üreticinin elinden hasat ile çıkan kütlü pamuğun ortalama fiyatı 0.72 dolar/kilogramdır. Yani tarladan ihracata kadar giden yolda 2-3 milyon vatandaşımıza istihdam sağlarken, diğer taraftan tam 30 kat katma değer yaratan bir üründen bahsediyoruz. Üstelik, bahsettiğimiz katmadeğer bununla da sınırlı kalmıyor. Çünkü pamuk diğer taraftan çekirdeği ile bir gıda ve yem hammaddesi. Bu nedenle, bu özelliği sayesinde yağ ve yem hammaddesi açığımıza da çok önemli bir katkı sağlıyor. Ayrıca, pamuğa verilen destekler değerlendirilirken; bahsedilen bu diğer alternatif ürünlere konmuş olan ithalattaki gümrük vergilerinin de yarattığı toplam koruma fon miktarının da hesaplanması ve yapılan destekleme miktarının da öyle karşılaştırılması çok daha adil olacaktır. Bunları göz ardı ederek düz mantıkla pamuğa desteği azaltalım demek; doğru yolda ilerleyen arabanın tekerine çomak sokmaktır" dedi.

Kocagöz son olarak tüm bu sayılan nedenlerle pamuk desteklemesine kararlılıkla devam edilmesi gerektiğini belirterek, en az 3 yıllık planlar dahilinde, enflasyon kadar arttırılan destekleme primleriyle üretimin arttırılması önerisinde bulundu.