İzmir'de açılan Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı (MARBLE), katılımcılara görsel bir şölen sundu. Fuarda, mermerden tasarlanan yatak da Ferrari otomobil de yer aldı. Doğaltaş sektörünün ihracattaki önemine dikkat çeken Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, "Türkiye'de 24 senede 30 milyon dolardan, 2.5 milyar dolara giden bir sektör. Katma değerinin tamamı ülke sınırları içerisinde kalıyor, hiçbir ithal girdisi yok" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından 28- 31 Mart 2018 tarihleri arasında bu yıl 24'üncü kez İzmir'de kapılarını açan MARBLE, Türkiye ve dünyadan birçok sektör temsilcini buluşturmaya başladı. Gaziemir'deki Fuarizmir'de ürünlerini tanıtan firmalar, birbirinden ilginç tasarımları da sergiledi. Bir firmanın yaptığı ve ilk kez İzmir'de görücüye çıkan, bej taşından Ferrari otomobil ilgili gördü. Heykeltıraş Arif Ateş, kendilerine ait ocakta bunu yaptıklarını söyledi. Ateş, "Belirli bir kısmını makinede şekillendirildik, diğer kısmını elle şekillendirdik. Talep olursa şirket yöneticileri satmayı düşünüyor. İlk kez böyle bir şey yapıldı. Bej, işlenmesi zor bir taş. Ama biz bunu başardık. Burada sanatımızı gösterdik" dedi.

Katılımcılardan Abdullah Mercan ise ofis ve mutfak ürünleri tasarladıklarını belirtti. Mercan, "Bazı ürünlerimizi yurt dışına gönderiyoruz. Türkiye'de ofis ve mutfak ürünleri talebi var. Bu ürünlerin yapımına yöneldik. İnsanlarla pazarlık konusunda sorun yaşıyoruz. Bu ürünlerin hepsi el emeği, lütfen bize biraz saygı göstersinler. Çok zorlanıyoruz" diye konuştu. Mermerden çeşitli heykeller yapan Alparslan Özsarı da ürünleri daha çok yurt dışına sattıklarını belirtti. Alıcı ülkelerin başında Çin'in geldiğini söyleyen Özsarı, ne kadar fazla ihracat yapılırsa bu durumun Türkiye'nin lehine olacağını kaydetti.

'SEKTÖR HIZ ALMAYA BAŞLADI'


Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya ise fuara yönelik ilgiden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Mevlüt Kaya, "Dünyanın ikinci fuarı. Kendini kanıtlayan ve kabul gören bir fuar. Sektörün artık hız almaya başladığı bir dönemdeyiz. 2017 yılını yüzde 24’lük bir oranda büyüyerek geçirdik. Bunda özellikle Ekonomi Bakanlığı’nın yerinde hamleler yapmasının büyük katkısı var. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 'Milli enerji, milli maden' politikası ile sektörün önünü açan çalışmaları da önemli. Sermayemizden biri de moral. Moralimiz iyi ve burası ciddi anlamda alıcıların yöneldiği bir fuar. 80 milyonun sahip olduğu ocakları işletiyoruz. Bu ocaklar bizim değil. Enerji Bakanlığı’nın bize kiraladığı alanlar buralar. Bizim bu özeni, bu dikkati hiçbir zaman bırakmadan, doğa ile barışık bir şekilde, miktarda az değerde yüksek ürün satmak için ciddi çalışmalarımız var" dedi.

'REZERVLERİMİZİ İŞLEMEMİZİ İSTEMİYORLAR'


Madenler çıkarırken çeşitli sorunlarla karşılaştıklarına değinen Mevlüt Kaya, dünyanın en zor şeyinin algıyı kırmak olduğunu belirtti. Yabancı ülkelerin Türkiye'deki rezervlerin işlenmesini istemediklerini ileri süren Kaya şunları söyledi:

"Önyargıları kırmak, atomu parçalamaktan daha zor. Siz kirada oturuyorsunuz, kira kontratı yapıyorsunuz, depozitonuzu ödüyorsunuz. Ola ki bir yanlış yaparsanız ev sahibi gelip uyarıyor ve düzeltiyor. İnanın şu anda bizim yaptığımız sözleşmelerin tümü böyle. Enerji Bakanlığı’nın kırmızı çizgileri var. Bunlardan ilki doğa, daha sonra insan güvenliği gibi. Böyle kontratlarla bağlanmışız. Ama dışarıdan bazı ülkelerin bizim çevremizle, doğamızla neden bu kadar ilgilendiklerini anlamıyorum. Tamam, belki gerçekten iyi niyetliler ama benim aklım buna hayır diyor. Bizim rezervlerimizi çıkarmamızı, işlememizi istemiyorlar. Almanya kendi değerlerini, madenlerini işleterek sanayiye döndürdü. Japonya bunu yaptı. Evet biz geç kaldık ama bugünün teknolojisi ile yeraltı değerlerimizi kullanmak zorundayız. Bir taş moda ise onu o dönemde satmak zorundasınız. Biz bu algıyı yıkmak için elimizden geleni yapacağız. Türkiye anne ise biz hepimiz o annenin çocuklarıyız. Hayırlı evladı var, hayırsız evladı var. Ama biz hepimiz ekmeğini doğal taştan çıkaran insanlarız. Türkiye'de 24 senede 30 milyon dolardan, 2.5 milyar dolara giden bir sektör. Katma değerinin tamamı ülke sınırları içerisinde kalıyor, hiçbir ithal girdisi yok."