İZTO Yönetim Kurulu Başkan Adayı KESİAD Başkanı Zeki Yöndem: İzmir tarihte ilk iktisat kongresinin, ilk fuarın açıldığı kent. Şimdi İzmir’de fuarlar içler acısı… Kayseri, Gaziantep, Konya, Eskişehir, Kocaeli bizi geride bıraktı.


Röportaj / Engin YAVUZ

“İzmir’de sektörel buluşma yok. Hep turizm seyahati yapılıyor. Yurtdışı fuarlarda nakliyecinin ne işi var?”


zeki1Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan adayı Zeki Yöndem ile Gazete 9 Eylül için görüştük. Sorularımızı yanıtları, tespitlerini aktardı, önerilerini paylaştı.

Gazete 9 Eylül okuyucularına kendinizi tanıtır mısınız?

Kemalpaşa Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin yönetim kurulu başkanıyım. Organize Sanayi Bölgesi’nde spor aletleri ve otomotive parça üreten bir sanayi tesisinin sahibiyim. 170 çalışanı olan ve 24 saat üretimini sürdüren bir tesisim var. İzmir’in büyük bir firmasına spor aletleri üretiyoruz, ayrıca otomobiller için rot parçaları, inşaatlar için bağlantı elemanları üretimi yapıyoruz. Çevreye saygılıyım, bütün üretimlerimizde çevrenin ve doğanın korunması önceliğimizdir.

SANAYİ VADİSİ

Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili bilgi verebilir misiniz? Altyapı sorunları çözüldü mü, arıtma tesisleri çalışıyor mu?

Burası sanayi yatırımlarının yoğunlaşmasının ardından sonradan organize sanayi bölgesi haline getirilen bir yer. O yüzden büyük sorunları vardı. Yolları, altyapısı yoktu. Planlama gelişigüzel olduğu için firmaları arayıp bulmak da çok zordu. Köylünün arazisiydi. Aslında yapılması gereken önce altyapı sorunlarının çözülmesi, ardından bölgenin kurulmasıydı. Yatırımcı gelmiyordu, sanayici bürokrasiye takılıyordu. Ama artık yetkiler bizde. Organize sanayi bölgesi de bir planlamaya kavuştu. Bundan sonra kurulacak sanayi tesislerinin yeri belli. Otoyol üzerine çıkılmayacak, Nif çayı da diğer sınır. Dikkat ederseniz burada öyle çevre kirleten sanayi kuruluşları yok. Bu bölgede bacasız fabrikalar kuruluyor. Arıtma tesisleri düzenli çalışıyor ve her şey kontrolumuz altında. Nif Çayı bu yüzden birkaç yıldır artık tertemiz akıyor. Burada kirlilik yaratacak sanayi tesislerine de kesinlikle ruhsat vermiyoruz. Bütün amacımız Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ni İzmir’in birinci sanayi bölgesi haline getirmek. Hatta Bağyurdu ve Turgutlu’yu da kapsayan Kemalpaşa Sanayi Vadisi desek daha doğru olur. Otoyol yapıldı, düşünsenize İzmir’e buradan ulaşmak artık yalnızca 10 dakika sürüyor. Limana da artık çok yakınız. Yatırımcı ürettiği malı en düşük maliyetle en kolay şekilde limanlara ulaştırmayı ister. Burası yatırımcılar için ideal bir bölge…

Türkiye’nin en büyük lojistik köyünün altyapı çalışmaları bitti sanıyorum, bu konuda gelişme var mı? Daha önce açılan demiryolu hattı şu anda Kemalpaşa’daki sanayicilerin işine yarıyor mu?

Yatırımcıların en önemli beklentilerinden biri bu. Lojistik merkez demiryolu bağlantısı ile Kemalpaşa, Turgutlu, Manisa, Torbalı, Aydın, Denizli'deki organize sanayi bölgelerine, karayolu ve otoyol bağlantısı ile İstanbul ve Ankara'ya bağlanacak Kemalpaşa Lojistik Köyü, sanayicinin ve ihracatçının yükünün fabrikadan en kısa sürede Çandarlı'daki Kuzey Ege Limanı'na ve İzmir Alsancak Limanı'na taşınmasını da sağlayacak. Lojistik köy ile eş zamanlı olarak Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'ni Çobanisa İstasyonu'na bağlayacak. Biliyorsunuz hızlı tren hattı da otoyol yakınlarından geçecek. Üstyapının da bir an önce ihale edilmesini ve yatırımın tamamlanmasını bekliyoruz.

zeki16

SU DERDİ BİTİYOR

Bölgenin su ihtiyacını karşılamak üzere yapımına başlanan Yiğitler Barajı ne durumda?

Temeli atıldı, inşaatı başladı. İnşaatı üç yıl sürecek ve 2020 yılında bize teslim edilecek. Barajda depolanacak 16 milyon metreküp suyun yüzde 30’u tarımsal sulamalar için tahsis edilecek. Geri kalanı bölge sanayicisinin ihtiyacını karşılayacak. Baraj ve altyapı tesisleri hizmete girince bölgedeki bütün kuyuların kapatılması planlanıyor. Biliyorsunuz buradaki sanayi tesislerin büyük bölümünün su tüketimi fazla, çünkü üretimde sudan yararlanıyorlar. Şu anda 530 fabrika var ve tahsis edilen yeni araziye kurulacak fabrikalarla tesis sayısı 1100’e çıkacak. Yaklaşık 250 kuyu var ve bu kuyular yüzünden yeraltı suları oldukça derinlere çekildi. Yiğitler Barajı devreye girince yeraltı suları da eski verimine kavuşacak, Kemalpaşa Ovası da kurtarılacak. İmzalanan protokole göre sistemi KOSBİ işletecek ve parayı da KOSBİ tahsil edecek.

İzmir’i değerlendirir misiniz bize, bir sanayici olarak neler görüyorsunuz, eksiklikler var mı, neler önerebilirsiniz?

İzmir tarihte ilk iktisat kongresinin, ilk fuarın açıldığı kent. Şimdi bakıyoruz İzmir’de fuarlar içler acısı… Gelişme açısından Kayseri, Gaziantep, Konya, Eskişehir, Kocaeli bizi geride bıraktı. Bir turizm cenneti olması gereken Çeşme birkaç ay dışında ölü bir şehir. Oysa sağlık turizmi yapılabilecek çok geniş arazileri, termal kaynakları var. 12 ay canlı olabilir ama yıllardır yerinde sayıyor. İzmir’de sektörel buluşma yok. Hep turizm seyahati yapılıyor. Yurtdışı fuarlarda nakliyecinin ne işi var? Oysa aynı işi yapanların masalarda karşılıklı oturup görüşmeleri gerek. Bu turizm seyahatlerinin bize ne faydası var? Kullanılan herkesin parası ve bunların hesabı verilmeli. Teknik eleman sıkıntısı var. Meslek liseleri yetersiz. Meslek liseleri memleket meselesi haline geldi. Örneğin bölgemizde MOPAK Lisesi var ama yetmiyor. Kimse çocuğunu meslek liselerine göndermek istemiyor. Bizim teknik elemanlara ihtiyacımız var. Okullara gidiyoruz, yardım ediyoruz, proje yarışmaları yapıyoruz, tesislerimizi gezdiriyoruz, makinelerimizi gösteriyoruz, yoksul öğrencilerin yemek ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Meslek liselerini çocuklarımıza sevdirmeye çalışıyoruz. Ara eleman açığı büyük bir sorun haline geldi. Bu konuda bir planlama yok. Yeni meslek liseleri açılması şart. Piyasada mühendis çok ama bizim istihdam edebileceğimiz mühendis sayısı sınırlı daha çok teknik eleman gerekiyor ama bulamıyoruz.

HEDEFİMİZ ŞEFFAFLI

__192.168.1İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’na adaysınız, düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Bugüne kadar KESİAD çatısı altında İzmir için birçok proje gerçekleştirdik. Her zaman bu kentin ve hemşehrilerimizin sesi olmaya, onların sorunlarını farklı platformlarda dillendirmeye çalıştık. Artık bu çalışmaları daha geniş bir platforma taşımak, bu güzel şehre daha iyi hizmet edebilmek için İzmir Ticaret Odası Başkanlığı’na adayım. Yüreğimde koltuk değil, İzmir sevdası var. Kentimizin en önemli değerlerinden biri olan İzmir Ticaret Odası hepimizin odası. Bu sebeple şeffaf, katılımcı, kucaklayıcı bir anlayışla odamızı yönetmek için bu yola çıktık. İnanıyorum ki İzmir iş dünyası da bu yolculukta bize omuz verecektir. İZTO Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendiğim takdirde, odamızı tüm bileşenlerin katılımıyla yöneteceğime söz veriyorum. Gerçek bir ekip olarak yola çıkarken; İzmir’imizi parlayan bir yıldız yapmak için şeffaf, açık, hesap verilebilir yönetim anlayışı ile hep birlikte ortak akılla yönetmeyi düşünüyoruz. 132 yıllık köklü bir kurum olan İzmir Ticaret Odası’nda şeffaf pencereler açmak, kent ekonomisine dinamizm kazandırarak güzel İzmir’i Türkiye’nin en önemli ticaret merkezi yapmak için çıktığımız bu yolda başarılı olacağımıza da inanıyorum.

BU ACELE NEDİR?

Kasım ayında yapılması gereken İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu seçimlerinin 5 Ekim Perşembe gününe alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ekrem Demirtaş, baskın seçim kararı ile rakiplerinin önünü kesmeye çalışıyor. İzmir Ticaret Odası seçimleri kent için çok önemli, Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Nedir bu acele? Bu kadar süre içinde sağlıklı ve rekabetçi bir seçim çalışması yapılamaz. 132 yıllık köklü bir kurum olan İzmir Ticaret Odası bu şekilde idare edilemez. Baskın seçim kararı bunu bir kez daha ortaya çıkardı. Şeffaf ve demokratik bir seçim yerine rakiplerine çalışma fırsatı vermeden, 25 yıllık başkanlığını ne pahasına olursa olsun devam ettirme amacı güden Ekrem Demirtaş’ın bu baskın seçim kararı geri tepecektir. İzmir Ticaret Odası’nın 55 bin üyesi aslında İZTO’nun nasıl bir yönetim sistemi ile yönetileceğini oylayacak. İzmir Ticaret Odası, bu kararla örneğini gördüğümüz Demirtaş zihniyetiyle mi; şeffaf, katılımcı, demokratik bir ortak akılla mı yönetilecek, karar verecekler.