Haber / Murat ERVİN

Bu yıl 5'incisi düzenlenen Ege Ekonomik Forumu, İzmir iş dünyasını ve yerel yöneticileri bir araya getirdi. Dünya ve Türkiye gündemini ele alarak gelecek perspektiflerinin değerlendirildiği Ege Ekonomik Forum'unun ona teması ise ‘Yeşil bir Gelecek için: Şimdi’ oldu. Açılışta konuşan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi'nin yenilenebilir enerji ve yenilenebilir enerji ekipmanları üretimi konusunda Türkiye’nin lideri konumunda olduğunu söyledi.

TÜRKİYE'DE İLK OLACAK

Türkiye'de bir ilki İzmir'de hayata geçireceklerini belirten Eskinazi, “Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçıları Birliği’ni kurmak için çalışmalarımıza başladık. Çünkü Türkiye'de artık yüzde 100 yerli rüzgar türbinlerini yapılabilmekte. Bu alanda ciddi bir teknoloji ve Ar-Ge de gelişiyor. Amacımız üreticileri aynı çatı altında toplayarak güçlerini birleştirmelerini sağlamak” diye konuştu. Kullandığımız elektriğin yüzde 18’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığını vurgulayan Eskinazi, “Bu rakamı katlayabilecek potansiyele sahibiz. Tarım alanında gübre, ilaç ve kimyasal kullanımını azaltacak, daha yeşil bir dünyanın zeminini oluşturacak organik üretimde güçlenmeliyiz. 1980’lerden bu yana organik üretim merkezi İzmir bu konuda Türkiye’ye rol model olabilir” ifadelerini kullandı.

'BEDEL ÖDERİZ'

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener ise iklim felaketlerinin her yıl daha fazla yaşanmaya başlandığını kaydetti. Özgener, “Örneğin bu yaz sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir yanında yangınlara ve sellere şahitlik ettik. Yeşil dönüşümde ise çözüm arayışında teknolojik bileşenler öne çıkıyor. Sürdürülebilir iş yapma sistemi için artık yeşil dönüşümü hedeflemeliyiz. Avrupa Birliği ile iş yapabilmek için yeşil mutabakat şartlarına uyum sağlayamazsak karbon denetimi nedeniyle hatırı sayılır bedeller ödemek zorunda kalabiliriz” diye konuştu.

'YOL HARİTASI ÇÖZİLECEK'

Tüm sektörlerde yapısal dönüşümün gerçekleşmesi gerektiğinin de altını çizen Özgener, “Kamu ve özel sektör olarak tüm taraflar ortak bir ajandada buluşup hızlı adımlar atmalı. Buz bu konuda harekete geçip İklim Değişikliğine Uyum İnisiyatifi kuruyoruz. Böylece İzmir'in iklim değişikliğiyle mücadele ve adaptasyonuna katkı koymayı hedefliyoruz. Bunun için ilgili tüm paydaşları bir araya getirip ortak hareket edeceğiz” dedi. İklim değişikliğiyle ilgili stratejilerin ve eylem planlarının hazırlanmasına kadar her aşamada kente destek olunacağını açıklayan Özgener, “Bu inisiyatifle iklim değişikliğine karşı kentimizi daha dirençli hale getirmek için yol haritamızı çizeceğiz. Enerji vatandaşlığı gibi kavramların da yer alacağı 10 başlık altında çalışmalarımızı planlıyoruz. İzmir'in bu konuda pilot il belirlenmesiyle gerekli finansal desteği devletimiz sağlayabilir ve Türkiye'ye örnek bir çalışma ortaya konulabilir” ifadelerini kullandı.

VERİ BANKASI ÖNERİSİ

İzmir'de Tarımsal Ürün Veri Bankası'nın kurulması gerektiğinin de altını çizen Özgener, bu sayede yıllık tarımsal üretim ve erişimlerinin kayıt altına alınabilir. Ayrıca susuz tarım gibi alanlara yönelip su tasarrufu sağlayan teknolojik yatırımlarla doğru alanlara doğru ve yeterli miktarda sulama yapılarak bu alanda ödemli bir adım atılabileceğini kaydetti.

'DİRENÇLİ BİR İZMİR İÇİN'

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise Türkiye'nin iklim değişimini ıskalamadan hazırlıklarını tamamlaması gerektiğini söyledi. Doğayla uyumlu ve iklim krizine dirençli bir şehir vaat ettiklerini belirten Soyer, “Ben yaz günlerinde kavrulan beton sokaklar veya yağmurda sel basan bir kent değil yaşam kalitesi yüksek bir İzmir bırakmak istiyorum” dedi. İklim krizini aşmak için hem dünyanın diğer şehirleri hem de kendi kentimizde sıkı ilişkiler içinde olmamız gerektiğini aktaran Soyer, “Burada önemli olan şu vicdanımızın sesini mi dinleyeceğiz yoksa bir avuç insanın menfaatini mi? Biz vicdanımızın sesini dinleyip geleceğimize yaşanabilir kent bırakmak istiyoruz” diye konuştu.