Dolar/TL, bir süredir 7.35 etrafındaki sınırlı dalgalanmasının ardından yönünü yukarı çevirdi ve 7.4007 seviyesini aştı Piyasaların ana gündem maddesi ise Merkez Bankası'nın perşembe günü vereceği vereceği faiz kararı izleniyor.

İç piyasa TCMB'den faizi değiştirmesini beklemezken Deutsche Bank, Bank of America gibi uluslararası kuruluşlar, ekonomisinin ısınması ve TL'deki değer kaybı nedeniyle 100 - 200 bp önden yüklemeli faiz artırım beklentilerine dair notlarını paylaştı. Öte yandan Merkez Bankası'nın fonlama kanallarını değiştirmesiyle ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 9 aştı.

Piyasalarda korona virüsle ilgili gelişmeler ve Doğu Akdeniz'e dair jeopolitik riskler da radarda.

18 Ağustos sabahı dolar/TL 7.3932'den işlem görüyor, euro ise dolar karşısında 1.19 seviyesini test ederken euro/TL 8.79 seviyesinde. Altın fiyatları ise yeniden yükselişe geçti, spot altın 2000 doları zorlarken gram altın fiyatı 473 TL'ye geldi. Gümüş fiyatı da yüzde 1 yükselişle 27 doları geçti.

Bir süredir sıkılaştırma adımlarını piyasayı yüzde 8,25 politika faizinden yüksek faizle fonlayarak sürdüren Merkez Bankası dünkü adımıyla sıkılaştırmada bir kademe daha genişletti. Önceki geleneksel yöntemli repo ihalelerinde ilan etmek dışında yazılı bir açıklama yapmayan Merkez Bankası dün hem sitesinden ihaleyi duyurdu hem de mail atarak ‘geleneksel yöntemli’ ifadesinin altını çizerek sıkılaştırma adımı olduğunu vurguladı.

CDS'lerde yükseliş sürüyor

10 milyar lira tutarında yapılan ihalede ortalama faiz 11,25 belirlendi ve geç likidite penceresi (GLP) faiz oranından piyasa fonlanmış oldu. Dünkü ihalede politika faizi ve faiz koridorunun üst sınırı yüzde 9,75’in oldukça üzerinde bir faizle hızlı bir şekilde fonlama maliyetini artıran Merkez Bankası yine de kurun ateşini alamadı. Piyasa uzmanları Merkez Bankası’nın perşembe günü yapacağı Para Politikası Kurulu öncesinde bu tarz sıkılaştırma adımlarıyla kuru politika faizinde değişikliğe gitmeden sıkıntılı dönemi atlatma hedefinde olduğu görüşünde. Dün Türkiye’nin iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS de 573 seviyesini aştı.

Fonlama maliyeti 7,34’e kadar inmişti

Merkez Bankası, kamu bankalarının desteğiyle uzunca bir süre 6.85 lira seviyelerinde kalan dolar kuru ve genişleme adımları çerçevesinde piyasayı fonlama maliyeti yüzde 7,40 seviyelerinde götürdü. Öyle ki 16 Temmuz’da politika faizi olan yüzde 8,25’in 90 baz puan altında yüzde 7,34’ten fonlama sağlamıştı. Ne zaman ki dolar kurunda hareketlenme başladı Merkez Bankası’nın sıkılaştırma adımlarıyla ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti de yükselmeye başladı. Perşembe günü de geleneksel yöntemli repo ihalesiyle 20 milyar TL verilmiş ve faiz oranı yüzde 9,06 seviyesine kadar çıkmıştı. Cuma günü de bir değişiklik olmadı. Merkez Bankası’nın dünkü adımı ile sıkılaştırma bir kademe daha belirginleşti. Yine miktar ihalesi açmayarak yüzde 8,25’ten fonlama sağlamadı. Banka fonlamanın bir kısmını geleneksel yöntemle açtığı ihalede faiz koridorunun üst bandının yani yüzde 9,75’in de üzerinde olan ve GLP faiz oranı olan yüzde 11,25’ten sağladı. Piyasa uzmanlarına göre cuma günü yüzde 9,06 olan ve dünkü hamleyle yüzde 10 sınırına doğru ilerleyen ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin perşembe gününe kadar yüzde 11,25’e çıkaracağını belirtiyor.

Politika faizinde artış beklenmiyor

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Uzmanların bu konudaki görüşleri de ortaklaşıyor. Konuyla ilgili görüş veren uzmanlar ve analistler Merkez Bankası’nın PPK toplantısında politika faizini en az 300-400 baz puan artırarak 11,25-12,25 seviyesine çekmesi gerektiğini ancak bunun yapılmayacağını belirtti. Uzmanlar bankanın bunun yerine ihale yöntemleriyle piyasanın daha yüksek faizle fonlanmaya devam edeceğini kaydetti. Geç likidite penceresini kullanmadan yani ortalama fonlama maliyetini yüzde 11,25 seviyesine çekip bunun dolar kuru üzerindeki etkisini görmeden politika faizini arttırmayacağını vurgulayan uzmanlar, politika faizini artırmadan piyasa faizini artırma adımlarının süreceğine dikkat çekti. Uzmanlar Merkez Bankası’nın fonlamayı sıkarak bir süre daha devam edeceğini bankaları pahalı likidite kullanmaya zorlayarak piyasa faizlerini artırmayı sürdüreceğini dile getirerek bir sonraki adımın ise faiz koridorunu ve geç likidite penceresi faizini artırmak olabileceğini söyledi.

Ancak, görüş veren uzmanların bir uyarısı var. Daha önce de Ağustos 2018’de aynı senaryoyu Türkiye ekonomisinin yaşadığını hatırlatan piyasa uzmanları kararlı, sert bir adım atmadan bu alevin sönmeyeceğini ve geç kalındığında çok daha keskin hamleler yapılmak zorunda kalınacağına işaret etti.