Haber Merkezi


Makine kümelenmesinin gerçekleştiği Bağyurdu OSB, özellikle otomotiv yedek parça, makine üretimi ve metal şekillendirme alanlarında çalışmalarını yoğunlaştırmış durumda. 2021'de yaklaşık 35 milyon TL’lik yatırım yaptıklarını söyleyen BAYOSB Başkanı Aydın Telseren, “Bölgemizde halen 22 firma üretim yaparken, 8 sanayi tesisinin de inşaatı sürüyor. Tahsisli parsel sayımız 40’a ulaştı ve ikinci etap altyapı yatırımlarımızı da sürdürüyor” diye konuştu. Bölgedeki istihdamın bin 100’e, ihracat yapılan ülke sayısının da 94’e yükseldiğini açıklayan Telseren, bölgenin tam doluluğa ulaşmasıyla yaklaşık 5 bin kişiye iş imkanı yaratılacağını kaydetti.

'YÜZDE 20 ARTAR'

“Sanayi sektörü ve ihracatçısı her zaman şapkadan tavşan çıkarmayı başarmıştır” diyen Aydın Telseren, pandemi sürecinde ve değişken ekonomik şartlarda bile üretmeye, ihracat yapmaya devam ettiklerini vurguladı. Öngörülebilir bir ekonomik düzen ve döviz kuru sağlandığı takdirde 2022 yılında üretim ve ihracatta yeni rekorlar kırılabileceğini aktaran Telseren, “Olası bir erken seçim döneminde seçim ekonomisi uygulanmadığı takdirde, geçen yıla oranla yüzde 20 civarında bir artışla 2022'yi tamamlarız” ifadelerini kullandı.

'TEKRAR DÖVİZE DÖNÜLECEK'

Döviz kuruyla ilgili de açıklamalarda bulunan Telseren şöyle konuştu: “Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler yükselen enflasyon ile mücadelede faiz artırırken bizim faiz indirmemiz ekonomide dalgalanmalara neden oldu. Bu süreçte dövizin seyri de bu yapılan hamlelerin işe yaramadığını bize gösterdi. Dövize endeksi mevduat hamlesi ise Hazine'ye ek yük getirecek. Ayrıca yüzde 25’lere varan enflasyon karşısında bu mevduatların erimeye başlaması tekrar dövize yönelmeye neden olacaktır.”

TAM TERSİ YAPILIYOR

BAYOSB’nin 2019 yılında dolması beklenirken bu sonuca ulaşılamamasında suçun sanayicilerde olmadığını aktaran Aydın Telseren, “Bugün sadece ihracat yapan ve katma değerli ürün üreten sanayici yatırım yapabiliyor. Dünya rekabetine uygun olarak teknolojisini geliştirme noktasında bir karar verme durumunda kaldığı için, rekabet imkanını kaybetmemek için bu yatırımları yapıyor; yoksa yatırım iklimi müsait olduğu için değil. Dünyada yatırımı teşvik için dolaylı vergiler kalkıyor, doğrudan vergilerde indirimler yapılıyor. Bizde ise maalesef ikisi de yükseliyor” dedi.

'İTHALATÇI SEKTÖRLER BELİRLENSİN'

İthal ara mala en fazla ihtiyaç duyan sektörlerin belirlenip o alana yönelik ara malı üretecek yatırımların teşvik edilmesi gerektiğini belirten Telseren, “O zaman ithal ara mal bağımlılığı düşebilir. Ama bu sadece sanayicinin yatırım inisiyatifi ile olabilecek bir şey değil. Büyük ölçekli bir planlama, ulusal bir program yaratabilmemiz ve ara mal ithalatını sıfırlamasa bile cari açıkta ithalatı aşağı çekecek kadar bir üretimi sağlayacak yatırıma zemin hazırlamalıyız” diye konuştu.

'SPEKÜLASYONA DEĞİL YATIRIMA'

Ekonominin siyasetten ve uluslararası toplumlardan bağımsız olmadığını da sözlerine ekleyen Telseren, demokratik değerlere gösterilen hassasiyet, güçler ayrılığı, hukukun olmazsa olmaz üstünlüğü gibi kavramların güçlenmesiyle ülkeye spekülasyon için değil yatırım için nakit girişi olabileceğini de ifade etti.