Eğitim-Sen ve Eğitim-İş, okul müdürü Ayhan Kökmen'in vurularak öldürülmesi üzerine açıklama yaparak MEB'i eleştirdi. Eğitimcileri öğretmenin toplumda itibarsızlaştırıldığını belirterek, Bakan İsmet Yılmaz'ı istifaya çağırdılar.

Eğitimcilere yönelik şiddetin dozu her geçen gün artıyor. Sık sık darp olaylarının yaşandığı okularda, şiddet önlenemez boyutlara ulaştı. 2012 yılında Karabağlar'da öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülen Rabia Sevilay Durukan'ın ardından bu kez Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, iki öğrencisi tarafından tüfekle vuruldu. Eğitimcilere yönelik şartan şiddet, eğitim sendikalarının bir kez daha isyan ettirdi. KESK'e bağlı Eğitim-Sen İzmir 1 No'lu Şube Yürütme Kurulu Üyeleri ile Birleşik Kamu-İş'e bağlı Eğitim-İş İzmir 1 No'lu Şubesi, AKP İktidarı'nı eleştirdi, şiddetin artık önlenemez boyutlara vardığını açıkladı. Eğitim-Sen, Konak'ta bulunan sendika binasında yaptığı açıklamada, şiddetin geldiği noktanın toplumu derinden sarstığını belirtti. Açıklamayı yapan Yürütme Kurulu Üyesi Aslı Kırmızı Demirseren, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), öğretmeni itibarsızlaştıran performans, ALO 147 gibi uygulamaların, şiddete zemin hazırladığını savundu. Bakanlığın, uygulamaları ile öğretmenleri hedef haline getirdiğini ileri süren Demirseren, eğitim emekçilerine yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu belirtti.

TOPLUMSAL SORUN

Aslı Kırmızı Demirseren, şunları söyledi: “Sağlıktan eğitime, siyasetten okullara her alanda şiddeti yaygınlaştıran söylem ve politikalar ile nefret toplumu yaratılmaya çalışılıyor. Son yıllarda AKP Hükümeti'nin toplumu kutuplaştırma politikalarının sonuncusu olarak eğitimcilere yönelik şiddet, artarak devam ediyor. Eğitimde özelleştirme uygulamaları ve okulların ticarethaneye çevrilmesiyle, eğitim emekçileri, idarecilerin, velilerin ve öğrencilerin şiddetina maruz kalıyor. Eğitim emeçilerine yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu ve ancak örgütlü mücadele ile çözüleceğini biliyoruz. Eğitim-Sen olarak şiddete karşı kararlılıkla mücadele edecğiz.” Eğitim-Sen Genel Merkezi de, Ayhan Kökmen'in öldürülmesi olayı sonrası açıklama yaptı. Açıklama, şu ifadelere yer verildi: “Öncelikle kabul etmek gerekir ki, okullarımızın birer şiddet yuvası haline gelmesinde, öğretmenlik mesleğini rencide eden yaklaşım ve açıklamaların, her fırsatta şiddet ve nefret dilini kullanan siyasetçilerin ciddi bir katkısı ve sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde sık sık karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da çepeçevre kuşatmış, eğitim emekçilerini şiddetin hedefi haline getirerek, ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur.”



EĞİTİM-İŞ DE ALANLARDA

Eğitim-İş İzmir Şubeleri ise Konak'ta açıklama yaptı. Merkez Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan basın açıklamasını, Eğitim-İş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Adem Yıldırım okudu. Yıldırım; “AKP iktidarının, toplumu kutuplaştırma ve öğretmenleri itibarsızlaştırma politikalarının bir sonucu olarak ne yazık ki eğitimcilere yönelik şiddet eylemleri son yıllarda giderek artmaktadır. Bugüne kadar okullarda yeterli güvenlik önlemleri almadığı gibi öğretmenlere uygulanan şiddete seyirci kalan Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta öğretmeni değersizleştiren ve hedef gösteren uygulama ve açıklamalar yapmakta istikrarlı davranmaktadır” dedi. Yaşanan şiddet olaylarının sorumlusu olarak MEB'i işaret eden Adem Yıldım, bakanlığı önlem almamakla suçladı. Yıldırım; “Okulların güvenliğini sağlamaktan, eğitimin kesintisiz olarak devam etmesinden birinci derecede sorumlu olan siyasi iktidar ve MEB, bu tür şiddet olayları karşısında kayıtsız kalmakta, öğretmenlerimizin ve çocuklarımızın can güvenliğini sağlayamamakta” ifadelerini kullandı. Sendikalar, bu olayın ardından derslere siyah kokart takarak girdi ve ilk derslerinde şiddet konusunu işledi.

Bakan istifa etmeli

Açıklamasının devamında MEB Bakanı İsmet Yılmaz'ı istifaya çağıran Başkan Yıldırım, şunları söyledi: “MEB'e hatırlatıyoruz. Eğitim çalışanlarının ve öğrencilerin güvenliğini sağlamak sizin oturduğunuz makamların asli görevlerindendir. Yaşanan bu şiddet olaylarının kendi yanlış politikalarının sonucu olduğunu görmeyen, bu utanç verici olayları münferit sayan, kendi sorumluluğundaki kamu görevlilerinin ve öğrencilerin güvenliğini sağlamaktan aciz Milli Eğitim Bakanı istifa etmelidir.” Umut KARAKOYUN