Güler BİLGEN/Ege Karadeniz Dernekleri Federasyonu(EKAF),“5 Haziran Dünya Çevre Günü”dolayısıyla Hidroelektrik santralleri(HES)ve maden ocakları projelerine karşı süregelen mücadelesini bir kez daha gündeme getirdi.
Federasyon Başkanı Av. Metin Öney, yaptığı yazılı açıklamada, “Vahşi kapitalizmin “daha çok üretim, daha çok tüketim ve daha çok kazanmayı” hedeflediğini belirterek, “Dünya’nın yerüstü kaynakları ve yeraltı kaynakları sanki hiç bitmeyecekmiş gibi hoyratça tüketiliyor, çevre kirletiliyor. Dünya kaynaklarından daha çok pay almak için savaşlar, işgaller yapılıyor, çevre tahrip ediliyor” dedi.
ÇEVREMİZ HOYRATÇA KİRLETİLİYOR
5 Haziran 1972 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Çevre Günü” kabul edildiğini hatırlatan Öney, aradan 53 yıl geçmesine rağmen, çevrenin korunmasına yönelik herhangi bir önlem alınmadığına işaret ettiği açıklamasında şunları kaydeti:
“Çevremiz hoyratça kirletiliyor. Dünya artık öyle bir hal aldı ki,sadece çevremiz yok edilirken, yarınlarımız da yok edilmektedir. Oysa Anayasa’nın 56. maddesi (Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vadandaşın ödevidir)diyor. Buna rağmen ne yazık ki, çevrenin korunmasına ilişkin Anayasal düzenlememiz hiçe sayılmaktadır. Başta Doğu Karadeniz Bölgemiz olmak üzere diğer bölgelerimizde de çevreye doğal hayata ve yaban hayatına dönüşü olmayan büyük zararlar veren hidro elektrik santralleri(HES), maden çıkarmalar ve ihtiyaç olmayan gereksiz yol açmalarının derhal durdurulması kaçınılmazdır. Aksi halde HES için kurutulan derelerimiz çevrenin kurumasına neden olmaktadır”
KARADENİZ’DE HES’LERE SON VERİLSİN
Karadeniz'in eşsiz doğasına ve yaşam alanlarına yönelik tehditlerin altını çizen Öney, Karadeniz Bölgesi'nin doğal güzelliklerinin, biyoçeşitliliğinin ve su kaynaklarının HES projeleriyle tahrip edildiğini belirterek, kamuoyunu bu konuda duyarlılığa davet etti. Öney, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Derelerimizin özgür akışına müdahale eden HES'ler, sadece ekolojik dengemizi değil, aynı zamanda yöre halkının yaşam biçimini ve tarımsal faaliyetlerini de olumsuz etkilemektedir. 5 Haziran Çevre Günü'nde bir kez daha ifade ediyoruz ki, su bizimdir, dere bizimdir, yaşam bizimdir.”
Maden ocakları konusunda da endişelerini dile getiren Federasyon Başkanı Öney, özellikle son dönemde artan madencilik faaliyetlerinin Karadeniz'in ormanlarını, yaylalarını ve su havzalarını geri dönülmez biçimde yok etme tehdidi taşıdığına dikkat çekti. Öney, "Altın, bakır veya diğer madenler uğruna toprağımızın, suyumuzun ve havamızın kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir Karadeniz bırakmak hepimizin sorumluluğudur" ifadelerine yer verdi.
ÇEVRE MÜCADELESİNE DESTEK ÇAĞRISI
Açıklamasında,“5 Haziran Çevre Günü”nün sadece sembolik bir gün olmadığını, aynı zamanda doğa savunucularının sesini yükselttiği, mücadelelerini daha geniş kitlelere ulaştırdığı bir platform olduğunu vurgulayan Öney, bölge halkını, sivil toplum kuruluşlarını ve çevreye duyarlı herkesi, Karadeniz'in doğal mirasını korumak adına verilen mücadeleye destek olmaya çağırdı. Öney, “Karadeniz'in dereleri özgür akacak, yaylaları yeşil kalacak, maden ocaklarının doğamızı talan etmesine asla izin vermeyeceğiz. Yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz” dedi.