İNCİ ONGUN/27 Mayıs 2023’te İzmir Karabağlar’da, evinin mutfağında doğalgaz borusuna bağlı bir iple asılı halde bulunan 27 yaşındaki Ece'nin ölümü, o tarihte intihar olarak kayıtlara geçti. Olay sonrası yürütülen ilk soruşturmada, dosya baştan sona “intihar” ihtimali üzerinden ele alındı. Genç kadının eşi Taner Yiğit Yılmaz hakkında yalnızca “intihara teşvik” suçundan soruşturma başlatıldı. Ancak soruşturmada bu suçu destekleyecek herhangi bir delil veya bulgu elde edilemediği gerekçesiyle Yılmaz hakkında takipsizlik kararı verildi ve dosya kapatıldı. Aile ise en başından beri bu ölümün sıradan bir intihar olmadığını savunarak mücadeleyi bırakmadı.
Ece Y.
İNTİHAR DOSYASINDAN CİNAYET ŞÜPHESİNE
İlk soruşturma sürecinde, olay yeri incelemesinde yapılan eksiklikler ve delil toplama sürecindeki boşluklar, ilerleyen yıllarda aile ve avukatın en çok itiraz ettiği noktalar oldu. Evde bulunmuş olmasına rağmen kıyafetler, bazı şırıngalar, eşyalar ve ayrıntılı olay yeri kayıtları dosyada yeterince değerlendirilmedi. Aile, evin uzun süre mühürlenmemiş olmasını ve delil olabilecek pek çok unsurun korunmamış olmasını ciddi bir ihmal olarak görüyor. Bu tablo, yıllar sonra ailenin gönüllü avukatı Kubilay Buber’in devreye girmesiyle yeniden masaya yatırıldı. Avukat Buber, 2025 yılı itibarıyla soruşturma dosyasını en baştan inceleyerek savcılığa kapsamlı bir başvuru yaptı.
Avukat Kubilay Buber
“BU DAVADA SONUNA KADAR GİDECEĞİZ”
Ailenin avukatı Kubilay Buber, dosyadaki bulguların intihar ihtimalini çürüttüğünü belirtti. Avukat Buber, “İpin boyu ile Ece’nin boyu toplandığında tavan yüksekliğinden daha uzun. Tipik ası koşullarıyla uyuşmuyor. Yüzünde morarma var; atipik asıda bu olmaz. Ayrıca kıyafetlerinde çürümeye bağlı sıvılar var ama sandalyede hiçbir iz yok. Sandalyenin ölümden sonra yerleştirildiği kanaati oluştu.” dedi. Avukat, geçmişe dayalı şiddet öyküsü, uzaklaştırma kararları ve boşanma sürecinin de şüpheyi güçlendirdiğini belirterek yeniden soruşturma talebini savcılığa sundu.
KAYIP GÜNLER VE TEKNİK İNCELEME TALEBİ
Başvuruda, 23 Mayıs–27 Mayıs 2023 tarihleri arasındaki süreç de kritik bir nokta olarak işaret edildi. Bu tarihler arasında Ece'den hiçbir şekilde haber alınamaması, olayın planlanmış bir eylem olabileceği ihtimalini gündeme taşıyor. Bu nedenle savcılıktan hem Ece’ye hem de Taner Yılmaz’a ait HTS (telefon sinyal) kayıtlarının ve PTS (plaka tanıma sistemi) görüntülerinin incelenmesi talep edildi. Bu tür teknik incelemelerin, daha önce Türkiye’de çözülen bazı cinayet dosyalarında belirleyici rol oynadığı hatırlatıldı. Ayrıca savcılığa sunulan dilekçede dosyaya gizlilik kararı getirilmesi, deliller toplanmadan şüphelinin ifadesine başvurulmaması ve yurt dışına çıkış yasağı da dahil olmak üzere adli kontrol tedbirleri uygulanması istendi.
Baba Coşkun Ocakdan, Tülin Osmanoğulları, Anne Halime Ocakdan, Avukat Kubilay Buber
ANNENİN ÇIĞLIĞI VE ADALET ÇAĞRISI
Yeniden başlatılan hukuk mücadelesi sırasında Ece’nin annesi Halime Yılmaz’ın sözleri yürekleri sızlattı. Anne Yılmaz, kızının ardından yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirdi:
“Ben yavruma bakmaya kıyamıyordum. Ne hâle getirmişsin gül gibi yavrumu? Öldürdün bari niye o kenara attın da ben cenazesine baksaydım, bu hâle gelmeseydi benim yavrum? Sen benim evladıma nasıl kıydın?” Aile bireyleri, yakınları ve kadın hakları savunucuları, Halime Yılmaz’a sarılarak destek verirken, avukat Buber de “Bu süreç zor ama adalet er ya da geç tecelli edecek. Bu davada da sonuna kadar gideceğiz.” diyerek aileye moral verdi. Ailenin ve avukatın çabasıyla, kapatılmış bir dosya yeniden açıldı; şimdi gözler, savcılığın yürüteceği soruşturmada.
