Hüsmen KIRKPINAR (İYİ Parti İzmir İl Başkanı)

Kuvva'nın kavruk yüzlü yiğitleri, efeler, zeybekler, kızanlar, velhasıl topyekun Kemal'in askerleri, kulaklarında Başkomutan'ın komutu, çiçek açan dağlardan İzmir Körfezi'ne yıldırım gibi akarak “İlk hedeflerine” koşuyordu...

O kutlu neferler, “Geldikleri gibi giderler” inanmışlığının, “Ya İstiklal, Ya Ölüm” kararlılığının ve “Damarlarındaki Asil Kanın” verdiği kudretle, yenilmez denilen Emperyalizm canavarını Ege'nin serin sularına gömmek için birbiriyle yarışıyordı.

Güzel İzmir'i esaretten kurtarıp, “Yaşasın Venizolos” diye bağırmadığı için şehit edilen Albay Süleyman Fethi Bey'in, ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin'in ve binlerce aziz şehidin ruhunu huzura kavuşturmak o muzaffer orduya nasip olacaktı.

9 Eylül, bir ulusun küllerinden doğduğu, vatan sevgisinin her türlü yoksulluğa, imkansızlığa, zorluğa, ihanete galeba çaldığı gündür, o zamandan bu zamana.

Son nefesini verene kadar “Aziz Milletim” dediği Türk halkına inanan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu büyük zaferini de yine halkına mal etmiştir.

Gazi Paşa, 12 Eylül 1922’de Türk Milletine hitaben yayınladığı beyannamede,

“Ordularımız 9 Eylül sabahı İzmir’imizi ve yine 9 Eylül akşamı Bursa’mızı muzafferen kurtardılar. Akdeniz, askerlerimizin zafer teraneleriyle dalgalanıyor...

...Bu büyük zafer yalnızca senin eserindir.

Çünkü, İzmir’imizi siyasi ihtiraslar neticesinde adeta memnunen düşmana teslim eden heyetlerle milletin hiçbir münasebeti yoktu.

...Vatanın kurtuluşu, milletin oy ve iradesi kendi mukadderatı üzerinde kayıtsız şartsız hâkim olduğu zamandan başlamış ve ancak milletin vicdanından doğan ordularla olumlu ve kati neticelere ermiştir.

Büyük ve asil Türk Milleti! Anadolu’nun kurtuluşu zaferini tebrik ederken, sana İzmir’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selamını da takdim ediyorum”

ifadelerini kullanmıştır.

Büyük komutan, o günkü koşullarda bile, elde edilen zaferin demokrasiyle, halkın kayıtsız şartsız egemenliği ve yine halkın katkısıyla kazanıldığını söylemekte, Türk halkına olan inancını bir kez daha tarihe not düşmekteydi.

Düşmanlarının dahi “Arkadaşlar, tarih dahi yetiştirmekte pek cömert değildir. Yüzyıllar pek seyrek olarak dahi yetiştirir. Şu şanssızlığa bakın ki; çağımızda o büyük dahiyi Türk Milleti yetiştirdi. Ben ona yenildim. Mustafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi? (Lloyd George-Dönemin İngiltere Başbakanı)” diyerek takdir ettikleri Mustafa Kemal Atatürk, maalesef bugün ülkemizde cumhuriyet düşmanları tarafından küçümsenmekte. Yaptığı inkilaplara ve dava arkadaşlarına akıl almaz iftiralar atılmakta. Cumhuriyetin kazanımları geri alınmak, inkilapların izleri silinmek istenmekte.

Ancak,

O şaşkınlar bilmiyor; İzmir demek Mustafa Kemal demek.

O gafiller bilmiyor; Güzel İzmir, yalnızca kurtuluşun değil, kuruluşun da simge kentidir.

O aymazlar anlamıyor, Atatürk ilke ve inkilaplarının korkusuz bekçisidir İzmir.

Ne mutlu bize ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti İzmir olarak, Cumhuriyetimize ve geleceğimize inançla sahip çıkıyoruz.

Kimsenin endişesi olmasın bizler yaşadığımız sürece Türkiye İYİ olacak!

Başta büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu vatan için can vermiş şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı, sevgi ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla, minnetle eğiliyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!