Karabağlar Uzundere Mahallesi Harmanyeri Kentsel Koruma Derneği Başkanı Süleyman Gür

Uzundere Deresi. İzmir'in merkez güney kısmında yer alan, Uzundere köylüsünün zeytinlikleri ve bahçeleri arasından geçen, kentin önemli kentsel ve ekolojik koridoru olarak tanımlanan Meles Çayı üzerindeki deltayı ve İzmir Körfezi'ni besleyen temiz su kaynağıdır. Dolayısıyla belediyelerin ve Çevre İl Müdürlüğü'nün gözü gibi korumasını fazlasıyla hak eden ekolojik bir etkinin muhatabıdır. Üstelik Uzundere Deresi'nin diğer bir özelliği de İzmir Körfezi'ne ulaşan derelerin içinde temiz su kaynağı olarak debisi en yüksek 2'inci dere olmasıdır. Aynı zamanda, yağmur sularının doğal yatağı olma özelliğine sahiptir.
Tabii ki, sahip olduğu bu özelliklerin İzmir'in ekosistemi içindeki anlamına dair bilim insanlarının söyleyeceği ve anlatacağı bizden daha fazladır. Karabağlar ve Gaziemir ilçelerinin yasal sınırlarını da belirleyen Uzundere Deresi, İZSU denetim ve yetkisinde yer alıyor olması nedeniyle söz konusu idarelerinde bilebileceği hususiyetlerdir.
Gelin görün ki, Uzundere Deresi'ni korumak kollamak işi yıllardır Uzundere köylüsüne düşmekte. Uzundere köylüleri olarak bir yandan rant amaçlı kentsel dönüşüm uygulam /proje ve planlarıyla uğraşırken, bir yandan da Uzundere Deresi'ni sahiplenmek hayatımızın olağan parçası haline geldi.
Oysa; derenin gerek Gaziemir gerekse de Karabağlar belediyeleri yetki alanında kalan kıyı kenar bandı ve çevresinde yıllardır yasa dışı dökülen inşaat atıkları depolama alanı derneğimizin aralıksız onlarca resmi dilekçe ve başvurularına rağmen 5 yıldır kaldırılmayı bekliyor. Bırakın mevcut depolama alanını derenin diğer kısımları da kilometrelerce dere hattı boyunca kaçak moloz dökümlerine maruz bırakılıyor. Denetim ve kontrol edilemez durum karşında yetkili idarelerin bu hale dair ' bildikleri/gördükleri ve de yetkili oldukları' halde hareketsizliği vatandaşlar olarak bizleri fazlasıyla kaygılandırıyor. Çevre ile ilgili mevzuat ve Belediye Kanunu başta olmak üzere ilgili diğer yasa ve yönetmeliklerce  idarelere verilen sorumluluklar ve görevler her şeyin ortada olduğu bu havzada nedense işlemiyor.
İlgili belediyelerin encümen kararları ile de tutanak altına alınan yıkım kararları da bulunan onlarca kaçak işletme havzada faaliyet göstermeye devam ediyor.
Böylesi ağır bir tahribat altındaki dere ve yan kolları dökülen molozlar nedeniyle doğal dengesini kaybetmekte telafisi imkansız zararların oluşmasına neden olmakta alt koridorunda yer alan yerleşim ve dolayısıyla  insan hayatını tehdit eder duruma gelmektedir.
Uzundere Deresi'nde; kaçak moloz ve hafriyat dökümleri dışında 'ruhsatsız ve ruhsata aykırı' faaliyet gösteren işletmelerin dere üzerine yapmış oldukları köprü ve menfezler de derenin kesitini daraltmaya  yoğun yağışlar sonrası şehrin sel baskınları yaşamasına neden olmaya da devam ediyor.
İzmir Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri bu kadar doğanın tahribatı ve ekolojik dengenin tahribine dair haklı itirazda bulunurken, dert yanarken, görevli ve de yetkili olduğu coğrafya sınırları içinde neden gereken iş ve işlemleri yapmaz?
Dereyi de Uzundere köyümüzü de korumak sadece biz köylülerin meselesi midir?
Böyle tanımlayacaksak o vakit idari kurumlar ve ilgili mevzuat neden var ki?