Utku ÇELİK-Türkiye'de işçiler, yüksek enflasyon ve artan vergi yükü nedeniyle ekim ayına kadar olan vergi ödemeleriyle büyük bir ekonomik zorlukla karşı karşıya. Ocak ayında yüzde 22 olan vergi kesintisi, ekim ayına geldiğinde yüzde 30'a yaklaşıyor.

İşçiler ve emekçiler, son yıllarda yüksek enflasyon nedeniyle büyük alım gücü kaybı yaşarken, ele geçen net ücret ve maaşlar yılın ikinci yarısında artan vergi ve kesinti yükü nedeniyle giderek düşüyor. İşçiler ağustos ve eylül aylarında temmuzu göre daha düşük ücret alıyor. Ücretler yılın son aylarında artan gelir vergisi yükü nedeniyle giderek düşüyor. Bir yandan pahalılık bir yandan vergi ve kesintiler ücretleri kemiriyor. Gelir vergisi oranlarının yüksekliği, vergi tarife dilimlerindeki adaletsizlik ve asgari ücret vergi istisnasının çalışanlar aleyhine uygulanması yüzünden işçiler yılın ikinci yarısında giderek çok daha fazla vergi veriyor ve net ücretleri düşüyor.

Yüksek enflasyon nedeniyle çalışanlar çok daha hızlı bir şekilde ikinci ve üçüncü vergi dilimlerine giriyor. Çalışanlar nisan ve mayıs aylarında ikinci vergi tarife dilimine (yüzde 20), ağustos ve eylül ayında ise üçüncü tarife dilimine (yüzde 27) giriyor ve ciddi kayıplara uğruyor.

İsrail 'ateşkes'e rağmen Refah'a saldırdı İsrail 'ateşkes'e rağmen Refah'a saldırdı

DİSK-AR, adaletsiz vergi ve kesinti yükünü mercek altına aldı. DİSK-AR tarafından hazırlanan rapora göre ücretlerin asgari ücret kadar kısmına uygulanan vergi istinasına rağmen net ücretlerde büyük düşüşler yaşanıyor. Eylül ayına ait bu bordrolarda işçilerin yüzde 27’lik üçüncü vergi dilimine girdiği ve işçilerin toplam kesinti ve vergi yükünün yüzde 30 civarına yaklaştığı görülüyor. Diğer bir deyişle yıl sonunda işçilerin ücretlerinin yaklaşık üçte biri vergi ve kesintilere gidiyor.

DİSK-AR’ın DİSK’e bağlı sendika üyelerinin bordrolarını dikkate alarak yaptığı örnek hesaplamaya göre ücretler üzerindeki vergi ve kesinti yükü yıl içinde çarpıcı biçimde artıyor.

Raporda şu örnek hesaplamaya yer verildi:

“Ocak 2023’te giydirilmiş brüt ücret ve yan ödemeleri (fazla mesai, sosyal ödenekler vb.) toplamı 20 bin TL olan bir çalışanın yılın ikinci yarısı için aldığı yüzde 25’lik ücret zammı ile temmuz 2023’te brüt giydirilmiş kazancının 25 bin TL olduğu varsayılmıştır (Örnek hesaplamada yuvarlamalar nedeniyle farklılıklar söz konusu olabilir).

Aynı çalışanın ocak 2023’te 4 bin 350 TL olan toplam vergi ve sigorta prim kesintisi (gelir vergisi, damga vergisi, işsizlik sigortası yaklaşık primi ve SGK primi) mayıs 2023’te 5 bin 100 TL’ye, temmuz 2023’te 6 bin 378 TL’ye ve ekim 2023’ten itibaren ise 7 bin 295 TL’ye yükselmiştir. Böylece çalışanların yılbaşında toplam kazancının yüzde 22’si vergi ve kesintilere giderken ve brüt ücretin yüzde 78’i kendisine kalırken, ekim 2023’e gelindiğinde kesinti oranı yüzde 30’a yaklaşmakta olup çalışanın eline geçen ücret yüzde 70 düzeyine düşmektedir.

Örnekten hareketle bir işçi, 2023 yılı içinde 27 bin 575 TL’si gelir vergisi olmak üzere toplam 69 bin TL vergi ve kesinti (SGK primi, gelir vergisi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi) ödemektedir. Örneğimizde yer alan işçi ocak 2023’te 1274 TL gelir vergisi öderken bu miktar mayıs 2023’te 2 bin 024 TL’ye, temmuz 2023’te 2 bin 540 TL’ye ve ekim 2023’ten itibaren ise 3 bin 457 TL’ye çıkmıştır. Böylece ekim ayındaki gelir vergisi kesintisi artışı ocak ayına göre 2.7 kat olmaktadır.”

Ücretler Üzerindeki Vergi ve Kesinti Yükü (Mevcut Uygulama) (2023) (TL)

Brüt Giydirilmiş Ücret Kesilecek Gelir Vergisi Toplam Vergi ve Kesinti (*) Net Ücret Vergi ve Kesinti Yükü (Yüzde)
Ocak 20.000 1.274 4.350 15.650
Şubat 20.000 1.274 4.350 15.650
Mart 20.000 1.274 4.350 15.650
Nisan 20.000 1.274 4.350 15.650
Mayıs 20.000 2.024 5.100 14.900
Haziran 20.000 2.024 5.200 14.800
Temmuz 25.000 2.540 6.378 18.622
Ağustos 25.000 2.348 6.186 18.814
Eylül 25.000 3.072 6.910 18.090
Ekim 25.000 3.457 7.295 17.705
Kasım 25.000 3.457 7.295 17.705
Aralık 25.000 3.457 7.295 17.705
Toplam 25.000 27.575 69.058 200.942

Asgari Ücret İstisnasının Yöntemi İşçiye Vergi Oyunu Oldu

DİSK-AR’a göre asgari ücret istisnasının matrahtan indirim şeklinde değil de vergiden indirim yoluyla uygulanması çalışanları mağdur ediyor ve daha çok vergi ödemelerine yol açıyor. Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin 18. fıkrasına göre vergi istisnasına konu asgari ücret de toplanarak toplam ücret kümülatif olarak vergi tarife dilimine sokuluyor. Bu durumda istisna edilen vergi tutarı düşüyor. Bir diğer ifadeyle asgari ücretin üstündeki ücretler önce gelir vergisine tabi tutulup sonra asgari ücret istisnası uygulanıyor.

DİSK-AR’a göre işçi ve emekçinin aleyhine olan bu sorun şu yöntemle çözülebilir: “Bu uygulama asgari ücret istisnasının vergiden indirim yoluyla uygulanması olarak adlandırılmaktadır. Oysa önce asgari ücretin matrahı istisnası uygulanmalı ve ardından kalan ücret miktarı vergi tarife dilimine tabi tutulmalıdır. Özetle önce brüt ücretten SGK işçi payı primi ve işsizlik sigortası fonu kesintisi yapılmalı, ardından kalan tutardan dönemin aylık net asgari ücret düşülerek vergi tarife oranları uygulanmalıdır. Diğer bir ifadeyle brüt ücretten SGK ve işsizlik fonu kesintisi ve ardından da asgari ücret tutarı düşülerek kalan miktar vergi tarife dilimine sokulmalıdır. Bu uygulama asgari ücret istisnasının matrahtan indirim yoluyla uygulanması olarak adlandırılmaktadıır. Çalışan aleyhine bu uygulama Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin 18. fıkrasının değiştirilmesi ile çözülebilir.”

Vergi Dilimi Artış Oranı Düşük Tutuldu, İşçiden Daha Çok Vergi Alındı

Ücretli çalışanlar ağustos ve eylül aylarından itibaren ikinci ve üçüncü vergi dilimlerine girmeye başladıkları için net ücretleri düşüyor. Ekim ve kasım aylarında daha da düşük ücret alıyor.

DİSK-AR şu saptamada bulundu: “Ele geçen net ücretlerin düşmesinin sebebi vergi ve kesinti yüküdür. Yılın başında brüt ücretin yaklaşık yüzde 22’si vergi ve kesintiye giderken, yılın sonunda bu oran yaklaşık yüzde 30 oluyor. Net ücretlerin ağustos ve eylül aylarından itibaren düşmesinin temel nedenleri şunlardır:

  1. Uygulanan gelir vergisi oranlarının yüksekliği,

  2. Vergi tarife dilimlerinin enflasyon, asgari ücret artışı ve yeniden değerleme oranlarından az artırılması ve

  3. Asgari ücret vergi istisnasının matrahtan değil vergiden indirim yoluyla uygulanması.

2006 öncesinde ücret gelirlerine uygulanan vergi tarife oranları diğer gelirlere göre 5’er puan daha düşüktü. 1 ücret dışı gelirlerin ilk dilimine uygulanan vergi tarife oranı yüzde 20 iken ücretler bundan 5 puan daha düşüktü ve yüzde 15’ti. 2006 yılında yapılan değişiklikle ücretlere sağlanan bu 5 puanlık avantaj kaldırıldı ve ücret gelirleri de diğer gelirlerle aynı oranda vergilendirilmeye başladı.”

Kaynak: Utku ÇELİK