CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TÜİK’in açıkladığı Tarım-ÜFE rakamlarının meyve ve sebze fiyatlarındaki sert yükselişi yeniden gözler önüne serdiğini belirterek tarımdaki yapısal sorunları tüm yönleriyle değerlendirdi. Gürer, üretim kayıplarından nakliye krizine, çiftçinin borç yükünden yıllardır ödenmeyen yasal desteklere kadar birçok başlıkta uyarılarda bulundu.
Gürer, yumuşak ve sert çekirdekli meyvelerde yıllık Tarım-ÜFE artışının yüzde 137,84 ile zirveye çıktığını hatırlatarak bu yıl meyvede 8 milyon ton ürün kaybı yaşandığını, kayıt dışı kayıplarla birlikte rakamın 10 milyon tona yükseldiğini söyledi.
Bu tabloya dikkat çeken Gürer, “Kayıp bu seviyedeyse fiyat artışı durmaz. Vatandaş için kış daha da pahalı geçecek” dedi.
Sebze fiyatlarındaki artışın sadece üretim maliyetlerinden değil nakliye krizinden de kaynaklandığını söyleyen Gürer, özellikle mazot zamlarının taşıma maliyetlerini katladığını vurguladı.
Hafif ürünlerin taşıyıcılar tarafından artık tercih edilmediğine dikkat çeken Gürer, “Marul, karnabahar, brokoli gibi ürünler tarlada kalıyor. Üretici elindekini satamıyor, tüketici yüksek fiyat yüzünden alamıyor. Aracılar fiyatı yukarı çekiyor, zincir tamamen kopmuş durumda” diye konuştu.
Demiryolu önerisi: “Seradan raflara maliyet düşürülmezse kriz büyür”
Antalya ve Çukurova gibi sera bölgelerinden büyük şehirlere ürün taşımak için demiryolu taşımacılığının devreye alınması gerektiğini belirten Gürer, lojistik maliyetlerinin düşmesi halinde hem üreticinin hem tüketicinin rahatlayacağını ifade etti:
“Tren hatları aktif kullanılırsa sebzeler daha ucuza raflara ulaşır. Bu adım geciktikçe fiyat dengesi sağlanamaz.”
Tarım Kanunu’na göre çiftçiye milli gelirin yüzde 1’i oranında destek verilmesi gerektiğini hatırlatan Gürer, 2014–2026 arasında çiftçilere ödenmesi gereken toplam miktarın 2 trilyon 512 milyar lira olduğunu, bunun sadece 620 milyar lirasının çiftçiye ulaştığını açıkladı.
Gürer, “Bugün itibarıyla çiftçinin devletten alacağı 1 trilyon 892 milyar lira var. Bu destek ödenmediği için tarım ayakta durmakta zorlanıyor. Çiftçi hakkını alamadıkça üretim güçlenmez” dedi.
Borç yükü rekor seviyede: “Çiftçinin bankalara borcu 1 trilyonu aştı”
Tarımsal kredi borçlarının 1 trilyon 110 milyar liraya, takibe düşen borçların ise 10 milyar 202 milyon liraya ulaştığını belirten Gürer, 2026 bütçesinde de Tarım Kanunu’nun öngördüğü düzeyde destek ayrılmadığını söyledi.
“Destek yok, maliyet çok; çiftçi borç batağında. Traktörü, hayvanı, arazisi haczedilen binlerce çiftçi var” diyen Gürer, mevcut politikanın sürdürülebilir olmadığını vurguladı.
Yem, gübre ve mazotta sübvansiyon sağlanması gerektiğini söyleyen Gürer, hem Ziraat Bankası’nın hem Tarım Kredi Kooperatiflerinin yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti:
“Tarım Kredi üretimin her aşamasında çiftçiyi destekleyen bir yapıya dönmeli. Aksi halde üretici zincirde hep kaybeden taraf olmaya devam eder.”
Aracılık sistemi fiyatları katlıyor
Türkiye’de aracılık mekanizmasının hâlâ daraltılmadığını söyleyen Gürer, bu nedenle bazı ürünlerin taşınmasında isteksizlik olduğunu, bunun da fiyatları yukarı çektiğini belirtti:
“Aracılık zinciri kırılmadıkça tüketici ucuz ürüne erişemez. Ürün tarladan çıkıyor ama makul fiyata rafa ulaşamıyor.”
Gürer, tarım sektörünün mevcut koşullar altında ayakta kalmasının giderek zorlaştığını söyleyerek hükümete çağrıda bulundu:
“Üretici de tüketici de çıkmazda. Çiftçi desteklenmeden fiyatlar düşmez, üretim artmaz. Tarımdaki çöküşü görmezden gelmek bu ülkenin geleceğini tehlikeye atmaktır.”
Gürer, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada çiftçiye ödenmeyen destekler, artan borç yükü ve tarımsal maliyetler konusunda hükümeti göreve çağırdı:
“Çiftçinin 12 yıldır biriken hakkı ödenmedi. 2026’da verilmesi gereken 722 milyar liralık desteğin yerine 168 milyar lira ayrıldı. Borçlar 1 trilyonu aştı. Çiftçinin traktörü haczedildiği bir ülkede tarımın ayakta kalması mümkün değildir.”




