CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleşen bütçe görüşmelerinde bütçeyi neden reddettiklerine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“KOLTUKLARINIZA GÜVENDİNİZ”

CHP’li Deniz Yücel açıklamasında, “Bütçe hakkı dünyada Türkiye Cumhuriyeti'nde 1924 anayasasıyla hayatımıza girmiştir. Bütçe hakkını millet adına kullanma yetkisi yüce meclisindir. Bu yetkiyi de 2018’e kadar kadar kullanmıştır. Ancak bütün yetkileri tek bir kişiye veren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle meclis, tek adamın kanunlarını yapar hale geldi. Eski sistemde bütçe kabul edilmediğinde hükümetler düşerdi. Ancak siz düşmeyen hükümetler hayalinize 85 milyonu feda ettiniz. Bütçenin kabulü demek güven oyu demekti, ama siz koltuklarınıza güvendiniz, ranta inandınız, bütçeyi yandaş için yaptınız. Siz ne zaman ki halkın bütçesini yapmaktan vazgeçtiniz, meclise alıp tek adama teslim ettiniz, işte o gün bu memleketten de, bu milletten de vazgeçtiniz. Güçlü meclis dediniz,  meclisi güçsüzleştirdiniz. Güçlü temsil dediniz, temsili yok ettiniz. Güvenli ve huzurlu Türkiye dediniz, ülkede huzur bırakmadınız. Aslında bu sistemle siz anayasasızlaştırma sürecini başlattınız” ifadelerine yer verdi.

“SİYASALLAŞAN YARGIYLA ÜLKEYİ KRİZİN ORTASINA ATTINIZ”

Yargı krizinin AK Parti ve MHP eliyle çıkartıldığını dile getiren CHP’li Yücel, “Bugün demokrasi, adalet ve hukukun üstünlüğü açısından kritik bir eşiğe geldiysek bunun sebebi AKP'nin hem yasama hem yürütme hem de yargı olmak istemesindendir. Hukukun tüm evrensel ilkelerini ayaklar altına aldınız. Baskı, tehdit ve sindirme girişimleriyle yargı bağımsızlığını bitirdiniz. Siyasallaşan yargıyla ülkeyi büyük bir krizin ortasına attınız. Yargıtay’a Anayasa Mahkemesi'ni tanımama cüretini siz verdiniz. Anayasa krizi çıkardınız, adına yargı krizi dediniz. Takım tutar gibi yüksek mahkeme tutan Cumhur İttifakı ortakları olarak siz 50+1 tartışmalarıyla gündemi meşgul etmekte hiçbir sakınca görmediniz. Bir tarafta Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymayan Erdoğan, diğer tarafta bir zamanlar iyi ki Anayasa Mahkemesi var diyen bugünse ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ diyen Bahçeli. Sınırsız yetki hırsı sonsuza dek iktidarda kalma hevesi, sizi bu çıkar ortaklığı noktasında birleştirin” dedi.

“KANDIRILDIK’ DİYE AĞLADINIZ”

Anaysal kurumların işlevsiz hale getirildiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Yücel, “Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu açmaza sürükleyen sürecin mimarları olarak siz anayasal kurumları işlevsiz hale getirdiniz. Yarattığınız her krizin ardından bu milletin gözünün içine baka baka daha büyük krizlerin kapısını araladınız. Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarını Ergenekon ve Balyoz davalarının hakimi ve savcısı yaptınız. Sonra hiç utanmadan Ergenekon davasının savcısıyım dediniz. 2010 referandumuyla HSK'nın yapısını değiştirerek yargıyı FETÖ'ye teslim ettiniz. Referandumu kazanmanız için ölüleri bile kaldırıp evet oyu verdirin diyenleri devletin her hücresine siz yerleştirdiniz. Sonra da bu milletin meclisinde bombalar yağdırılırken ‘kandırıldık’ diye ağladınız” diye konuştu.

“YÜZSÜZLÜK VE PİŞKİNLİKLE REDDETTİNİZ”

Muhalefet tarafınbdan verilen önergelerin AK Parti-MHP tarafından reddedildiğini vurgulayan Yücel, “Sadece 28.  dönemde Cumhuriyet Halk Partisi olarak tam 250’nin üzerinde meclis araştırma önergesi verdik. Emeklilerin, üniversite öğrencilerinin, esnaf ve sanatkarların sorunları araştırılsın dedik, reddettiniz. Fahiş kiralar karşısında ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan sorunlar araştırılsın dedik, reddettiniz. Kadına yönelik şiddetin engellenmesi, deprem sonrasında yaşanan sorunların tespit edilmesi, tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların araştırılması için komisyon kurulsun dedik, reddettiniz. Kanun tekliflerimizi ise gündeme bile almadınız. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin değil, tüm muhalefet partilerinin verdiği önergeleri büyük bir pişkinlikle ve yüzsüzlükle reddettiniz. Devlet yurtlarında kalan Elif Coşkun, Ayşegül Tayyar, Samet Taş, Resul alan ve niceleri geçim sıkıntısına dayanamayarak intihar ederken nerelerdeydiniz? Sizin yaptığınız bütçe yüzünden bu ülkede çocuklar yetersiz besleniyor. Sizin yaptığını bütçe yüzünden gençler asansör boşluklarında can veriyor. Çocuklarımız, gençlerimizi, cemaatleri, şeyhleri, tarikatların, hacıların, hocaların kucağına siz gittiniz. Enes Kara’yı hatırladınız mı? Yirmi yaşında hayatının baharındaki sevgili Enes, tarikat yurdunda gördüğü baskıya dayanamayarak ihtihar etti” ifadelerini kullandı.

İyi Parti'nin yeni Genel Başkanı Dervişoğlu'ndan ilk mesaj İyi Parti'nin yeni Genel Başkanı Dervişoğlu'ndan ilk mesaj

“BÜTÇEYİ REDDEDİYORUZ”

Bütçeyi neden reddettiklerini detaylıca açıklayan Deniz Yücel, “21  aynı şarkı dilinizde. ‘Beraber yürüdük bu yollarda’ dediniz. Beraber yürüdüklerimiz bu ülkenin halkı değil, gelirden aslan payını alanlardı. Beraber yürüdüklerimiz bu ülkenin gençleri, kadınları, çocukları değil, hain FETÖ terör örgütü mensuplarıydı. Siz siyasi bekanız için terör örgütleriyle kol kola yürürken gazetecileri, hukukçuları, akademisyenleri, milletvekillerini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin onurlu, şerefli, haysiyetli ve vatansever subaylarını özgürlüklerinden mahrum bıraktınız. Siz bu ülkeden vazgeçtiniz ve her vazgeçiş yeni bir başlangıçtır. Sizin başlattığınız bu bozuk düzeni de bu bozuk düzene hizmet eden bütçeyi de reddediyoruz. Amasra'da yeni yüzlerce metre altında göz göre göre hayatını kaybeden 43 madenci, yeryüzüne sağ salim çıkaramayan Kastamonu'da   gidip giden onlarca vatandaşımızı sel felaketinden korumayan, iskelenin altında kalan Mustafa amcayı yetmiş bir yaşında inşaatta çalışmak zorunda bırakan, 6 Şubat'ta 11 şehir yerle bir olurken, 16 milyon insanımıza çare olamayan, milyonlarca depremzedeyi kış günü ısıtmayan konteynırda, çadırda soğuk ve yoksullukla boğuşmak zorunda bırakan bu bütçeyi reddediyoruz” diye konuştu.

“SİZE RAĞMEN GÜÇLÜ TÜRKİYE” 

Ekonomi üzerinden AK Parti iktidarını sert sözlerle eleştiren CHP İzmir Milletvekili Yücel, “Güçlü Türkiye, Türkiye yüzyılı bilmem ne. Bırakın bu boş lafları. Türkiye güçlü ama sizin sayenizde değil. Size rağmen güçlü. Mustafa Kemal Atatürk'ün attığı sağlam temeller sayesinde çağdaş, laik, demokratik cumhuriyet sayesinde güçlü. Çiftçiye tarlasını sürdürmeyen, mahsulünü elinde bırakan, traktörünü sattıran, dünyada kendi kendine yetebilen 7 tarım

ülkesinden biriyken hamanı ithal ettiren bu bütçeyi reddediyoruz. Asgari ücretliyi açlıktan, memuru borç batağından, emekliyi sefaletten, doktoru şiddetten, kadını ölümden, çocukları cinsel istismardan korumayan bu bütçeyi reddediyoruz. Bu bütçede vergi adaletinin sağlandığı, gelirin hakça paylaşıldığı, şeffaf hesap verebilir bir yönetim anlayışının zerresi yok” ifadelerine yer verdi.

“ZENGİNİ YORMAYAN, FAKİRİ DOYURMAYAN BÜTÇE”

Yücel açıklamasının devamında, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen bu ucube sistem bu yıl da zengini yormayan, fakiri ise doyurmayan bir bütçe vaat ediyor. Peki kim zengin bu ülkede? Sayın Cumhurbaşkanı 2024 yılı maaşını 183 bin lira belirledi, imzaladı ve onayladı. Bu bütçe Sayın Erdoğan'ın kendi kendinin maaşını belirleyip onayladığı bütçedir. Var mı daha ötesi? Böylece Erdoğan'ın yeni maaşı 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 13 kat üzerinde. Gelelim saray masrafları saray masrafları geçen yıla göre tam 2 kat arttı. 7 milyara dayandı ve vatandaş enflasyon altında inim inim inlerken nerede adalet?” dedi.

ADALET BAKANI’NA ‘YAZIKLAR OLSUN’

Adalet Baknı Yılmaz Tunç’a sert sözlerle yüklenen Yücel, “ Adalet demişken hep beni sıkıştırıyorsunuz diyen Adalet Bakanı'na soruyorum. Şurada oturması gereken Can Atalay neden cezaevinde. Bugün Anayasa Mahkemesi Can Atalay'la ilgili bir kez daha ihlal kararı verdi. Yasaları, anayasayı, yargı kararlarını tanımayan yargı mensupları günü geldiğinde yargı önünde hesap verecek. Aynı FETÖ'cü yargı mensuplarının 15 Temmuz'dan sonra hesap verdikleri gibi. Bu ülkede ilk derece mahkemeleri ve Yargıtay, Anayasa Mahkemesini tanımıyorsa size değil de kime soralım? Bu ülkede gazeteciler tehdit ediliyorsa, organize suç örgütleri ülkede cirit atıyorsa Sayın Bakan, Ali İsmail Korkmaz öldürülür eziyet görmediğine hükmediliyorsa, katillerine sadece 7 ay 15  gün hapis cezası veriliyorsa bunun hesabını kime soralım? Siz Adalet Bakanısınız, siz hukukçusunuz. Soru soru sorulmasından neden rahatsız oluyorsunuz? 19  yaşındaki bir çocuğun sokak ortasında öldürüldüğü bir ülkede siz şikayet edemezsiniz. Soru soru sorulmasından rahatsız olamazsınız. Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu bir vatandaşımızı öldürüyor. Ardında gözü yaşlı bir eş ve bakıma muhtaç iki çocuk bırakıyor. Elini kolunu sallayarak Türkiye'yi terk ediyor. Siz de bunu seyrediyorsunuz. Sonra da Adalet Bakanı sıfatıyla orada oturuyorsunuz. Yazıklar olsun. Eğer sorumluluk ağır geldiyse verin istifanızı o görevi hakkıyla layıkıyla yapacak biri gelsin ve o görevi yapsın” dedi.

Kaynak: BÜLTEN