İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik 19 Mart operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve 23 Mart'ta tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yakın çalışma arkadaşları, 200 gündür Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde hazırlanacak iddianameyi bekliyor. CHP’nin operasyonlar sonrası Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle başlattığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingleri ise sürüyor. Mitingin bugünkü adresi Şişli oldu. On binlerce vatandaşın katıldığı mitingte CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir konuşma gerçekleştirdi.
ÖZEL: YARGILAMAK İÇİN İDDİANAMEYİ BEKLİYORUZ
Özel, konuşmasında şunları söyledi:
- "Yenemeyeceğini bildiği için tüm gücü ile saldırdığı ama bileğini bükemediği ve hepimizin arkasında olduğu Ekrem Başkana selam olsun. Bugün 60'ıncı kez hep beraber 60'ıncı eylemi yapmak üzere buradayız. Otobüsün üstünde bugün de Balıkesir'den Ahmet Akın evladınız var. Ama en gencimiz, yaşına rağmen 'Genel Başkanımın arkasındayım, partimin yanındayım' diyen Hikmet Çetin başkanım yok. Ona buradan selam olsun.
- İnsanlara çocukları ile yakınları ile tehditler, sürgünler var. Sağlıkları ile tehdit etmek, ailelerinin gözyaşı önünde onlarla uğraşan bir anlayış var. Artık bu işin son bulmasını, iddianamenin ortaya çıkmasını ve yanıtlarını vermememizin zamanı geldi. Tam 200 gündür her sabah bir yalan uydurup üzerinde tepiniyorlar. Biz o iddianameyi bekliyoruz. Yargılanmak için değil yargılamak için bekliyoruz."
"BİZDEN KORKUYORLAR, ÇÜNKÜ MİLLETTEN KORKUYORLAR"
Buluşmada, İmamoğlu ve tutuklu Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın mektupları okundu. Şahan’ın mektubunu CHP Şişli İlçe Başkanı Canercan Kartal okudu. İmamoğlu’nun Şişli’de düzenlenen mitinge, 200 gündür tutulduğu Silivri’deki hücresinden yolladığı mektubu da CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. Çelik, konuşma yapacağı otobüse, önceki buluşmalarda olduğu gibi, üzerinde "İmamoğlu’na özgürlük" yazan dövizle çıktı.
İmamoğlu, Çelik tarafından kamuoyu ile paylaşılan mektubuna, "Değerli hemşehrilerim, sevgili İstanbullular… Kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, gençlerimiz, çocuklarımız, elleri öpülesi büyüklerim… Bu şehrin, bu ülkenin namuslu, mert vatandaşları… 200 gündür sizlerden uzaktayım. Çarşıda, pazarda sizlerle karşılaşmayı, sohbet etmeyi özlüyorum. Sizleri dinlemeyi özlüyorum. Hep aklımdasınız, her birinize teker teker sarılıyorum" sözleriyle başladı.
"Ben ve çalışma arkadaşlarım, milli iradenin temsilcileri, seçilmiş belediye başkanlarımız, aylardır görevimizden ve sizlerden uzak tutuluyoruz" diyen İmamoğlu, "Bizler, hukuki bir davada yargılanmıyoruz. Bu, baştan sona siyasi bir davadır. Bizler yargılanmıyoruz. Bizi siyasi amaçlarına ulaşmak için, yargılamadan cezalandırıyorlar. Bizler, milletin siyasi iradesinin temsilcileriyiz. Bizler, milletin refah ve mutluluk, adalet ve hürriyet talebinin temsilcileriyiz. Bizden korkuyorlar, çünkü milletten korkuyorlar. Her derdin çaresi vardır ama, içine millet korkusu düşenler çaresizdir, zavallıdır" ifadelerine yer verdi.
"Güzel hemşerilerim; onlar milletten korkuyor ama siz hiçbir şeyden korkmuyorsunuz" diyen İmamoğlu, mektubunda şunları kaydetti:
- "Resul Emrah Şahan kardeşimi ve diğer kıymetli il, ilçe belediye başkanlarımızı haksız, hukuksuz hapse atan zihniyete karşı aylardır, yılmadan direniyorsunuz. Cumhuriyetin ve demokrasinin, adaletin ve hürriyetin yanında dimdik duruyor ve tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi haykırıyorsunuz: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir… Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Milletin egemenliğini gasp etmeye çalışanlar, yarattıkları ekonomik, siyasi, idari krizlerle ülkemizi bir uçuruma sürüklüyorlar. İktidar; demokrasiden, hukuktan uzaklaşıp zorbalaştıkça ekonomi düzelmez hale geliyor. Devlet; eğitim, sağlık, adalet, güvenlik gibi temel hizmetleri doğru dürüst yerine getiremez oluyor.
- Tek bir şahsa göre dizayn edilmiş, ilk günden beri kriz üreten, bir avuç insanı zenginleştirirken milletin çoğunluğunu yoksullaştıran bu sistemi değiştireceğiz. Milletin değil, bir avuç insanın çıkarları için işleyen bu insafsız düzeni değiştireceğiz. Herkes için, her yerde, adaletin ve hürriyetin güvencesi olacak, tam demokratik bir rejim kuracağız. Herkese refah ve bereket getirecek, herkesin birbirini kendisine denk ve eşit gördüğü, insanca, hakça bir düzen inşa edeceğiz. Çıktığımız bu zorlu, acılı, meşakkatli yolun hedefleri, çok ama çok büyüktür. Milletimizin umutları, özlemleri, hayalleri ne kadar büyükse, o kadar büyüktür.
"BİR AVUÇ İNSANA KARŞI, 86 MİLYONUN GÜCÜYLE, 86 MİLYONUN KARDEŞLİĞİYLE BAŞARACAĞIZ"
- Bir avuç insana karşı, 86 milyonun gücüyle, 86 milyonun kardeşliğiyle başaracağız. Bu cennet vatanda özgür, mutlu ve onurlu yaşamak için, kim olduğumuz, nerede olduğumuz hiç fark etmeyecek. İstanbul Boğazı’nın kenarında… Dicle Nehri’nin kıyısında… İç Anadolu’nun bozkırında… Ege’nin ovalarında… Karadeniz’in ormanlarında… Akdeniz’in yaylalarında aynı imkanları, aynı fırsatları bölüşeceğiz. Ortak değerlerimize, ortak sorumluluklarımıza hep birlikte sahip çıkarak, sevinçleriyle hüzünleriyle aynı hayatı paylaşacağız. Birbirimize sarılıp, birbirimizden güç alacağız. Her şey çok güzel olacak. Milletime inancım, güvenim sonsuzdur. Sizleri çok seviyorum. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."
RESUL EMRE ŞAHAN: 200 GÜNDÜR ÖZGÜRLÜĞÜM ELİMDEN ALINMIŞ OLSA DA, DİMDİK AYAKTAYIM
Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın mektupları okundu. Şahan’ın mektubunu CHP Şişli İlçe Başkanı Canercan Kartal okudu. Şahan, mektubunda şunları kaydetti:
- 200 gündür özgürlüğüm elimden alınmış olsa da, dimdik ayaktayım. Çünkü biliyorum; siz oradasınız. Aynı adalet arayışı ve memleket sevdasıyla bu mücadeleyi birlikte yürütüyorsunuz. Bu 200 gün; hem sabrın ve dayanışmanın, hem de onurun ve umudun 200 günü oldu. Hatırlayın; 19 Mart Darbesi’nden sonraki ilk mitingimizi yine Şişli’de yapmıştık. O gün de söyledik, bugün de söylüyoruz: Şişli, Milli Mücadelenin başladığı yerdir. Cumhuriyet’in, özgürlüğün ve halk iradesinin simgesidir. Ve bugün, o irade yine Şişli’den ayağa kalkıyor. Adalet arayışımız ve demokratik Türkiye talebimiz Şişli’de sesini yükseltiyor.
- Sevgili Şişli halkı, biz bu kenti eşitlik, dayanışma ve adalet ilkeleriyle yönettik. 350 günde 150 proje hayata geçirdik. Her birinde Şişi’nin hakkını gözettik. Biz, bir kişinin bile geride kalmadığı bir kent için çalıştık. Çocukların güldüğü, gençlerin hayal kurabildiği, kadınların güvende olduğu bir Şişli inşa etmeye çalıştık. Çünkü bizim için esas olan, rant değil halktır! Zengine değil, herkese hizmettir. Bizi tutsaklıkla cezalandıranlar da şunu çok iyi biliyor: Biz, içinde olduğumuz koşullara bakmadan bu millet için siyaset yaptık. Biz solunuzda gördüğünüz yüksek katlı inşaatların rantına değil, sağınızda kalan Kuştepe’nin dertlerine eğildik.
- Biz sadece Şişli’nin hakkını koruduk, kimsenin hakkını yemedik kimseye de hakkınızı yedirmedik. Kayyum siyaseti nedir? İşte bu aramızdaki güçlü bağı koparma çabasıdır. Milli iradeyle inatlaşmadır. Şimdi Şişli halkıyla inatlaşıyorlar. Biz de inat edeceğiz; Şişli’yi kayyumlarla değil, kardeşlik hukukuyla savunacağız. Çünkü biz, bu kenti birlikte kurduk; birlikte de koruyacağız. Sevgili yol arkadaşlarım, sanmayın ki bu haksızlıklar bizi umutsuzluğa sürüklüyor.
- Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ile, tutuklu belediye başkanlarımızla birlikte her günümüzü sizlerle kuracağımız geleceği düşünerek geçiriyoruz. Hasret büyüyor, özlem çoğalıyor. Ama hevesimiz asla eksilmiyor, direncimiz kırılmıyor. İnanıyoruz ki tüm bu adaletsizlikler, ortak mücadelemizle son bulacak. En yakın zamanda kavuşacağız, birlikte başaracağız."
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her hafta çarşamba günleri İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonu ise Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bu haftaki adresi İstanbul'un Şişli ilçesi oldu. İmamoğlu’nun tutukluluğunun 200. gününde düzenlenen mitinge soğuk havaya rağmen on binlerce vatandaş katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kalabalığa seslendi. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İBB Başkanlığı dönemini hatırlatarak Giden polis Emine Hanım'a 'Çekil Tayyip'i almaya geldik' diyor mu? Sorun bakalım, bir gün Vatan Emniyette tutuldu mu? Bir gün tutuklu yargılandı mı? Yargıtay cezasını onaylandı, Pınarbaşı Cezaevinden aranarak çağrıldı. Bir polis kolundayken fotoğrafı servis edildi mi? Bu tarafta evini arayan polisin çocuğunu 5 sene okutacak yapıda birisi Türkan Saylan, bu tarafta kendine yapılmayanı 30 sene sonra rakibine yapan, 17 yaşındaki çocuğun diplomasını 31 yıl sonra iptal ettiren, kötülükten başka bir şey düşünmeyen bir korkak var." dedi.
CHP'nin 19 Mart operasyonlarından sonra Şişli'den başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin 60’ıncısı adresi tekrardan Şişli oldu. Mitingin yapılacağı Cevahir AVM'nin önü polis barikatları ile kapatıldı. Miting alanına Türk Bayrağı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP bayrakları asıldı.
On binlerce vatandaşa seslenen Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:
- 100'üncü günde nasıl Saraçhane'deysek yine sembolik bir yerde olalım dedik. Bu adaletsizliklerin merkezi Çağlayan Adliyesi'ne yakın bu meydanda meydan okumaya geldik.
- Yenemeyeceğini bildiği için tüm gücü ile saldırdığı ama bileğini bükemediği ve hepimizin arkasında olduğu Ekrem Başkana selam olsun. Bugün 60'ıncı kez hep beraber 60'ıncı eylemi yapmak üzere buradayız. Otobüsün üstünde bugün de Balıkesir'den Ahmet Akın evladınız var. Ama en gencimiz, yaşına rağmen 'Genel Başkanımın arkasındayım, partimin yanındayım' diyen Hikmet Çetin başkanım yok. Ona buradan selam olsun. Sevgili Hikmet Çetin ağabeyimiz, maalesef bir rahatsızlığı için tedavi görüyor Tedbiren orada yatıyor, gözü burada kulağı burada.
- İnsanlara çocukları ile yakınları ile tehditler, sürgünler var. Sağlıkları ile tehdit etmek, ailelerinin gözyaşı önünde onlarla uğraşan bir anlayış var. Artık bu işin son bulmasını, iddianamenin ortaya çıkmasını ve yanıtlarını vermememizin zamanı geldi. Tam 200 gündür her sabah bir yalan uydurup üzerinde tepiniyorlar. Biz o iddianameyi bekliyoruz. Yargılanmak için değil yargılamak için bekliyoruz.
- AKP artık siyaset üretemiyor. Erdoğan mindere çıkmıyor, partisine güvenmiyor. 'Artık bana bunları yenecek başka bir kuvvet lazım' dedi ve bakan yardımcısını gönderip AKP Yargı Kollarını kurdu. Bugün Çağlayan Adliyesindeki Cumhuriyet Başsavcısı, Başsavcı değildir. Anayasaya göre siyasete atılırsa, aday adayı olursa oraya dönemez. Oysa hakimlik yaptığı adliyeden Ankara'ya gitti. Bakan yardımcısı oldu. Fevkalade siyasi bir görevi üstlendi. Sonra buraya geldi. Aldığı hiçbir karar, hiçbir soruşturma ne Anayasa'ya uygundur ne etiğe uygundur. Bugün bir partinin Yargı Kolları Genel Başkanlığından başka hiçbir görevi yapmamaktadır. Bu zulmü de onu atayana da hesabını soracağız.
- Mahkemeyi görecek hakimi etkileyecek şekilde konuşmaması gereken Başsavcıya HSYK hiçbir şey söylemiyor. Gizli olan soruşturma evrakları yandaş gazetecilere servis ediliyor. Arkadaşlarımızı perişan ettiler, boyun eğdirmeye çalıştılar. 200 günün sonunda hala iddianameyi hazırlamayıp basına bilgi notları yolluyorlar. Tuğla gibi iddianame hazırlıyormuş. Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarına demişlerdi. Tuğla gibi iddianameyi Zekeriya Öz yazmıştı. Kuddisi Okkır'a kasa diyordu, cenazesini beş parasız Silivri Belediyesi kaldırdı. Ahmet Tatar'a suikastçı dediler, kendi yaşamına son verdi ve hiçbir alakası olmadığı ortaya çıktı.
- İlker Başbuğ'a terörist dediler, İlhan Selçuk'a darbeci dediler ama ne oldu? Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal'a müebbet verdiler. Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal Meclis koridorlarında alnı ak, başı dik dolaşıyor. Tuğla gibi iddianame hazırlayan Zekeriya Öz, sıçan gibi kaçtı.
- Türkan Saylan'ın evini basan polisin çocuğuna Çağdaş Yaşam burs verdi. Demek ki neymiş bizim gibi insanlar düşmanlarına benzemiyormuş. Bakın nasıl bir kötülükle karşı karşıyayız kimi görürseniz anlatın. Erdoğan, 5 güçlü rakibin içinden yüzde 23 oyla seçildiğinde kendisi hakkında dünya kadar soruşturma açıldı. Rüşvetle, irtikapla, terör örgütüne yardımla suçlandı. Bir gün kapısına polis gitti mi?
- Giden polis Emine Hanım'a 'Çekil Tayyip'i almaya geldik' diyor mu? Sorun bakalım, bir gün Vatan Emniyette tutuldu mu? Bir gün tutuklu yargılandı mı? Yargıtay cezasını onaylandı, Pınarbaşı Cezaevinden aranarak çağrıldı. Bir polis kolundayken fotoğrafı servis edildi mi? Bu tarafta evini arayan polisin çocuğunu 5 sene okutacak yapıda birisi Türkan Saylan, bu tarafta kendine yapılmayanı 30 sene sonra rakibine yapan, 17 yaşındaki çocuğun diplomasını 31 yıl sonra iptal ettiren, kötülükten başka bir şey düşünmeyen bir korkak var.
- Sen rüşvetten, irtikaptan, zimmetten yargılanırken iktidar olmak yardımına yetişti. Lehinde oy verenleri AYM'ye taşıdın. Sana yapılmayanları arkadaşlarımıza yaptığını millet görüyor. Milletin gözünden de gönlünden de düştün. 1 ay sonra birbirinin gözlerine bakamayacak diyordu. Nasıl iddialı iftira. Dilek Hanım'ın gözüne bakalım. 1 ay dedin 6 ay 20 gün geçti. Ben Şişli'de on binlerin yüzüne bakıp söylüyorum, Arkadaşlarımız masumdur.
- Bizi birbirimize düşürmek için kayyum denediler, iftiracıları denediler. CHP dimdik ayaktadır. Ama bir yanda bir damat, bir oğlan bir de TikTok'çu Hakan birbirlerini yiyorlar. Manşetlerden operasyon çekenler CHP'yi karıştıramazsınız. Biz birbirimizden ayrılmayız. CHP bu ülkenin son kalesidir. Ele geçmez.
- 163 ülkede Küresel Huzur Endeksine bakmışlar, Türkiye 146'ıncı. Bizden bir kötü sırada Filistin var. İki yıldır savaş var, soykırım görüyor 67 bin kişi ölmüş. Oradaki huzur Türkiye ile aynı. Bizden daha iyi halde Irak ve Nijerya var. Eskiden herkes telefonun dinlenmesinden şüphe ederdi şimdi normal vatandaş sabah gözaltına alınmaktan korkuyor. Korku imparatorluğuna karşı umudu örgütlüyoruz, 12 metrekarelik zindanlarda moralleri yüksek arkadaşlarımız, bin odalı saraylarında panik halindeki rakiplerine korku salıyorlar.