9 EYLÜL- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu oldu. Gündeme dair açıklamalar yapan Soyer, yeniden adaylık konusunda da konuştu. Soyer, "Adayım. Sağ olsun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da destek veriyor. (Değişimciler olursa sorun çıkar mı sorusu üzerine) Çıkmaz inşallah, öyle gözüküyor" diye konuştu. 

Soyer'in açıklamaları şöyle:  "27 Ocak’ta, Köy Enstitüleri’nin kapatılış tarihinde bir okul açıyoruz. Biz yine Atatürk devrimlerinin takipçisi olarak, Köy Enstitüleri’nin mantığıyla İzmir Bademler’de ‘Başka bir tarım’ okulu açıyoruz. Çünkü biz bugünkü tarım politikalarının sadece büyük ölçekli yapılan, büyük sanayicinin yaptığı bir tarım sektörü haline dönüştü ve her gün daha fazla ithalat yapmak zorunda kaldığımız bir düzenden bahsediyoruz, bunu değiştirmek lazım.

TRAMVAY, METRO 

14 Şubat Sevgililer Günü’nde, İzmir’e olan aşkımızı göstermek için Çiğli tramvayını açacağız. Aynı şekilde şubat ayı içinde Narlıdere metrosunu açacağız. Demir ağlarla örüyoruz İzmir’i diyoruz ya, bir yandan Buca metrosu tıkır tıkır devam ediyor. Gününde hatta erken bitecek. Biz 4 yıl inşaat süresi öngörmüştük, daha hızlı bitiyor iş. Çünkü parası cebimizde, çok şükür. Ama mesele şu; raylı sistemler bir kere çok daha temiz, çok daha ucuz ve çok daha kolay. Üstelik yer altına aldığınız için toplu ulaşımı yer üstünde, caddelerde, meydanlarda müthiş bir rahatlık sağlamış oluyorsunuz. İnsanların yayalaşması için, bisiklet kullanabilmesi için, çok daha huzurlu yaşaması için alan yaratıyorsunuz. Yukarıdaki o büyük trafik sıkışıklığı da ortadan kalkıyor ve bir yandan da insanlar çok daha huzurlu, konforlu bir hayata kavuşuyor. O yüzden biz çok altyapı yatırımı yapıyoruz ama bunların bir bölümü gözükmüyor tabii. Yeraltına yapıyorsunuz çünkü, bütün yatırımı, parayı, kaynağı oraya yatırıyorsunuz.

KENTSEL DÖNÜŞÜM 

 30 Ekim İzmir Depremi’nin 3’üncü yıl dönümüydü. Biz o nedenle bir anma töreni yaptık ve orada hayatlarını kaybetmiş vatandaşlarımızın aileleriyle bir araya geldik. Bu töreni nerede yaptık biliyor musunuz? Dilber Apartmanı’nın önünde yaptık. Çünkü Dilber Apartmanı bizim orada hayata soktuğumuz ilk uygulama örneği. Bir kooperatif kurduk, Dilber Apartmanı 32 daireli bir apartman. Emsal artışı verdik, 8 daire daha yapmaya hak kazandılar. Bizim hesabımız, niyetimiz o 8 dairenin parasıyla kendi paralarını yapabilsinlerdi. Ama o yetmiyor, o zaman dedik ki biz Büyükşehir Belediyesi’nin İZBETON şirketini sokacağız buraya. Yüzde 1 karla size müteahhitlik hizmeti verecek, dolayısıyla siz müteahhite para kaçırmayacaksınız. Oradaki kat maliklerinin hepsi kat maliklerinden ayrıldılar, arsa payı hissedarı oldular, bir kooperatife dönüştürdüler, onlar kooperatif olduğu için bizim şirketimiz onlarla anlaşabilir hale geldi. Bu Türkiye’de ilk örnek. Belediyenin, kamunun gücünü ortaya koyarak vatandaştan yana müteahhitlik hizmetini vermesini mümkün kılarak, bir yandan da vatandaşın daha az parayla mal sahibi olmasına imkan yaratarak, tamamen belediyenin kontrolünde, kamunun denetiminde bir inşaat.

Bu yeni yapılan düzenlemeyi söylüyorsunuz. Maalesef öyle bir şey var, akıl alır gibi değil ama Anayasa Mahkemesi’nden döner diye düşünüyorum. Çünkü bu mülkiyet hakkının ihlali, nereden bakarsanız bakın. Ama bu kentsel dönüşüm modeli, halkın kooperatifler çerçevesinde örgütlenerek, kamu idaresiyle protokol yaparak kentsel dönüşümün önünü açması hem kendisi için hem imalatı yapanlar için rantın olmadığı, doğrudan doğruya vatandaşla kamunun iş birliğiyle ortaya çıkan bir kentsel dönüşüm modeli bu. Biz Dilber Apartmanı’yla başladık, şimdiden 25 kooperatif oldu. Şimdiden kooperatifler çoğalmaya başladı. Önce kat malikliğinden vazgeçiyorsunuz, bir daireniz var onu bırakıp arsa payı hissedarı oluyorsunuz, kooperatif olabilsin diye. Çünkü kooperatif olmadan biz kamu şirketi olarak bir protokol yapamıyoruz vatandaşla. Ancak benim belediyenin şirketini hizmet verir hale getirebilmem için senin kooperatif üyesi olman lazım, karşımda kooperatif olması lazım. Onlar kooperatif kuruyor, benim şirketim kooperatifle anlaşma yapıyor. Belediye hem kooperatifi hem belediyenin şirketini denetliyor. Belediyenin şirketi yüzde 1 karla, maliyetine müteahhitlik hizmeti veriyor, dolayısıyla vatandaş müteahhide para kaçırmıyor. Kamu şirketi olduğu için de her şey şeffaf, açık. Dolayısıyla vatandaş adeta kendi binasının müteahhitliğini yapıyor. Bu yapılabilir bir şey, biz bir model ortaya koymuş olduk. Biz yaptığımız hiçbir şeyi sadece İzmir için yapmıyoruz."

Kaynak: HABER MERKEZİ