POLİTİKA

CHP'de kayyum krizine karşı çifte hamle: İstanbul için de olağanüstü kongre başvurusu yapıldı

CHP'de, yargı kararıyla atanan kayyum heyetine karşı direniş ve hukuki mücadele sürüyor. Genel Merkez'in 21 Eylül'de olağanüstü kurultay kararı almasının ardından, bu kez de krizin fitilini ateşleyen İstanbul için hamle geldi. Delegelerin topladığı imzalarla, CHP İstanbul İl Başkanlığı için 24 Eylül'de olağanüstü kongre yapılması amacıyla başvuru yapıldı. Bu hamle, "delege iradesiyle kayyumu boşa düşürme" stratejisinin ikinci adımı olarak yorumlanıyor.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP), İstanbul İl Başkanlığı'na mahkeme kararıyla kayyum atanmasıyla başlayan ve parti tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir noktaya evrilen siyasi ve hukuki kriz, yeni hamlelerle derinleşiyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Partiye kumpas kuruluyor" diyerek duyurduğu, 21 Eylül'de Ankara'da yapılacak olan Olağanüstü Kurultay kararının mürekkebi kurumadan, bu kez de krizin merkez üssü olan İstanbul için kritik bir adım atıldı. Partili delegeler tarafından toplanan imzalarla, CHP İstanbul İl Başkanlığı için olağanüstü kongre yapılması talebiyle resmi başvuru gerçekleştirildi. Sarıyer İlçe Seçim Kurulu'na teslim edilen başvuruya göre, CHP İstanbul İl Kongresi'nin 24 Eylül'de yapılması planlanıyor. görülüyor.

Kriz nasıl başladı, süreç nasıl işledi?

CHP'deki kayyum krizi, 38. Olağan Kurultay'da seçilen İstanbul il yönetiminin, mahkeme kararıyla görevden alınmasıyla patlak verdi. Mahkeme, il kongresinin usulsüz yapıldığı iddialarını yerinde bularak, yönetimi düşürmüş ve yerine eski CHP'li Gürsel Tekin'in de aralarında bulunduğu üç kişilik bir kayyum heyeti atamıştı. Bu karara sert tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetimi, kararı "siyasi ve hukuki bir darbe" olarak nitelendirmiş ve tanımayacaklarını açıklamıştı.

Bu sürecin ilk adımı olarak, "Genel Başkan'ın dahi engelleyemeyeceği" bir yöntemle, yani delege imzalarıyla olağanüstü kurultay süreci başlatıldı. 900'ün üzerinde kurultay delegesinin noter onaylı imzasıyla, 21 Eylül'de Ankara'da tüm yönetimin güvenoyu isteyeceği bir olağanüstü kurultay kararı alındı ve Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na başvuruldu. Bu hamlenin temel amacı, 15 Eylül'de görülecek olan ve parti yönetimine kayyum atanması ihtimalini barındıran davadan önce, delege iradesini tescilleyerek olası bir kayyum atamasını hukuken anlamsız kılmaktı.

İkinci hamle İstanbul için geldi

Ankara'daki kurultay kararının ardından, CHP bu kez de krizin yaşandığı İstanbul'da benzer bir stratejiyi devreye soktu. İstanbul'daki il kongresi delegeleri arasında başlatılan imza kampanyası sonucunda, olağanüstü il kongresi toplanması için yeterli imza sayısına ulaşıldı. Toplanan imzalarla birlikte hazırlanan başvuru dosyası, bugün partili avukatlar tarafından Sarıyer İlçe Seçim Kurulu'na teslim edildi. Yapılan başvuruya göre, CHP İstanbul İl Olağanüstü Kongresi'nin, Ankara'daki büyük kurultaydan üç gün sonra, yani 24 Eylül 2025 tarihinde gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

Bu kongrede, İstanbul delegeleri yeniden sandık başına giderek, kendi il başkanlarını ve yönetimini seçecek. Bu hamleyle CHP, mahkeme tarafından atanan Gürsel Tekin başkanlığındaki kayyum heyetini, İstanbul delegesinin iradesiyle seçilecek yeni bir yönetimle etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor.

Özgür Özel ne demişti?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, bu "çifte kongre" stratejisinin arkasındaki hukuki mantığı detaylarıyla anlatmıştı. Özel, "Delegeler imza toplayıp yarıdan bir fazlasına ulaştığında, Genel Başkan istemese de, Parti Meclisi istemese de olağanüstü kongre olur. Delegelerimiz o yolla, Genel Başkan'ın dahi engel olamayacağı bir kurultay kararı aldı" diyerek, sürecin meşruiyetine ve geri döndürülemezliğine vurgu yapmıştı. Olası bir kayyum senaryosuna da değinen Özel, "15'inde bir karar olup partinin Genel Başkanlığı'na bir kayyum atansa, o kayyum orada 6 gün durur. Çünkü partinin Genel Başkanı'nın durduramadığı bir süreçtir bu. Ve 6 gün sonra, yani 21 Eylül'de, parti seçilmiş Genel Başkanı'nı yeniden seçer" diyerek, delege iradesinin her türlü yargısal müdahaleyi boşa çıkaracağının altını çizmişti.