CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, ülkenin ağır bir ekonomik krizden geçtiğini ve bu durumun toplumsal bir çöküşe neden olduğunu ifade ederek iktidara yüklendi. Sahada çiftçiden öğrenciye, esnaftan emekliye kadar toplumun her kesiminin büyük bir geçim derdi içinde olduğunu belirten Güç, “Anketlerde yüzde 20’lerde çıkıyorlar ama gerçekte toplumda karşılıkları kalmadı. Sadece yüzde 10’luk bir menfaat grubu var, o da bitmek üzere. O bittikten sonra, tıpkı ANAP’ın yaşadığı gibi, ilk seçimlerde yok olup gidecekler” diye konuştu.
Toplumda biriken öfkenin “sessiz bir çığlığa” dönüştüğünü vurgulayan Güç, “İnsanlar bu mutsuzluktan, bu gelecek kaygısından, çocuklarının geleceğinden endişe etmekten aşırı derecede sıkılmış durumdalar. Bu sessiz çığlığın karşılığını ilk seçimlerde sandıkta göreceğiz. Özgür Özel ve İmamoğlu'nun sinerjisiyle ülkede bazı şeylerin değişeceğine biz gençler olarak inandık aslında. Toplumun o genç dinamizmi onlara güvendi ve ülkeyi daha iyi yöneteceğine bir kanaat getirdi” dedi.

“Merkezi hükümetin görevini belediyeler üstlendi”
CHP’li yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin boş bıraktığı alanları doldurmak için olağanüstü bir çaba sarf ettiğini belirten Çağatay Güç, sosyal belediyecilik uygulamalarından örnekler verdi. Sadece İzmir’de yerel yönetimlerin 1 milyona yakın insana sosyal yardım ulaştırdığını, 100 bine yakın vatandaşa kent lokantaları ve aşevleri aracılığıyla yemek dağıtıldığını söyledi.
Güç, “Emeklilere destek kartları vermek zorunda kalıyoruz. Durumu dezavantajlı ailelerin beyaz eşyasından mobilyasına kadar ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın engellemelerine rağmen okulların boya badanasını, temizlik malzemesini neredeyse tamamen yerel yönetimler temin ediyor. Sağlık sistemindeki çöküş nedeniyle vatandaşın hastaneye ulaşımını, yaşlılarımızın evde bakım hizmetlerini bile belediyelerimiz yapıyor. Artık halk, tüm beklentisini yerel yönetimlere yöneltmiş durumda” diyerek, merkezi hükümetin sorumluluklarından kaçtığını iddia etti.
“Sendikalar hedef şaşırmasın, asıl sorumlu Ankara”
İzmir’de DİSK’e bağlı sendikaların sürdürdüğü işçi eylemlerine de değinen Güç, sorunun kaynağının belediyeler değil, merkezi hükümetin baskıcı tutumu olduğunu savundu. Pandemi ve deprem dönemlerinde halkın yanında olan belediyelerin SGK ve vergi borçlarının biriktiğini hatırlatan Güç, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı ‘Bunları silkeleyin’ talimatı verdi. Kendi yandaş şirketlerinin vergi borcunu silen anlayış, kamu kurumu olan belediyelerden bu borçları yüzde 50 faiziyle, hesaplara bloke koyarak tahsil etmeye çalışıyor. Bu şartlarda belediyelerimiz hizmet üretmeye devam ediyor. Burada bir döngü var. Sendika eylem yaptıkça merkezi hükümet daha fazla baskı yapıyor, ‘Ne güzel sıkıştırıyorlar’ diyor. O yüzden burada bence sendikayla yerel yönetimler ortak bir paydada buluşup, asıl tepkinin, asıl sorunun merkezi hükümetten kaynaklandığına dair bir yol yürümeleri gerekiyor”
“İzmir’in master planı var, eleştiri yerine yatırım yapın”
İzmir’deki AK Partili siyasetçilerin sadece eleştiri üzerine bir siyaset güttüğünü ve kente hiçbir yatırım yapmadığını öne süren Çağatay Güç, “İzmir’in 20 yıldır bir master planı var. Akıl vermeyi bırakıp bu şehre ne katabileceklerini düşünmeliler” dedi.
Tüm mali baskılara rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin dev yatırımlara imza attığını vurgulayan Güç, “Buca Metrosu yapılıyor. Türkiye’de yerel yönetim bütçesiyle yapılmış en uzun tünel olan Onat Tüneli’ni yüzde 95 seviyesine getirdiler. Mürselpaşa alt geçidi yapılıyor şu anda. İZSU, bedava kredisi engellenmesine rağmen Aliağa-Dikili’deki arıtma tesisini bitirdi. Yatırımlar durmuyorNe diyelim? Yani suni gündemler yaratılarak o gündemi değiştirmenin pek bir anlamı yok. Yani hani gündem aslında bizim şu an sosyal hayatımız. Gündem çocukların geleceği, gündem emeklilerin ne olacağı, gündem yaşlılara kimin bakacağı... Gündem bu” ifadelerini kullandı.





