Gökçe ADAR ÇUBUKÇUOĞLU- İzmir’in gözde turistik yeri Çeşme’nin her geçen gün pahalanması ve konut fiyatlarının hızla artması sebebiyle vatandaşların yeni gözdesi Urla oldu. Başta; Barbaros, Bademler, Birgi, Kadıovacık, Uzunkuyu gibi bölgelerde yapılaşma hızla artarken, Urla Yarımadası İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük kentlerden de göç aldı. Öyle ki Urla’ya İstanbul’da yaşayan pek çok sanatçı da taşındı. TÜİK verilerine göre, ülke genelindeki nüfus artış hızı yaklaşık binde 12 civarındayken, sadece Urla köylerindeki 2016-2022 yılları arasında yıllık nüfus artış hızı yüzde 4 civarında kaydedildi. 

‘TARIM, CAZİP HALE GETİRDİ’

Bu hareketliliğin, turizmi canlandırdığı düşünülse de, turizmciler bölgede sadece yüzde 10 turizm tesisinin olduğunu ifade ederek, Urla’ya yapılan bu göçün turizmi değil işgali artırdığını söyledi. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İşler, “Urla’nın Çeşme’ye göre daha az rüzgarlı oluşu ve tarıma elverişli bir araziye sahip olması, bölgeyi cazip hale getirdi. Burada yapılan ot festivalleri, enginar festivalleri gibi organizasyonlar Urla’nın hareketlenmesini de sağladı” dedi. 

‘TURİSTİK DEĞİL, ŞAHIS YAPILARI’

İşler, şöyle devam etti: “Urla’nın markalaşması yönünde fevkalede hızlı büyüdüğünü gördük ancak bir yandan bölgenin toprağının, botaniklerinin zaman içerisinde yok olduğunu ve buranın şantiyeye döndüğüne şahit olduk. Bir yandan Urla bir marka haline gelirken, bir yandan da plansız ve neredeyse herkese verilen ruhsatlar, izinler bölgenin  katledilmesine sebep oldu. Bu hareketliliğin turizm sebebiyle olduğu söyleniyor. Bu turizmin Urla’nın doğasını yok ettiği söyleniyor. Halbuki, bölgeye baktığınızda yüzde 10’u geçmeyecek bir turistik tesis var. Bölgenin yüzde 90’ı; konut, rezidans ve villalarla dolu. Bu yapılar kamuya değil, şahıslara ait yapılar.”

‘PLANLAMA ŞART’

Urla’nın plansız kaldığını söyleyen İşler, “Urla’ya uygun bir plan, düzen gerekiyordu. Bir yandan yerli yabancı turist çekecek yerler artırılırken bir yandan da onların konaklamalarını sağlayacak bölgeye uygun bir yapılaşma planı hayata geçmeliydi. Böylelikşe bu çarpık ve hızlı yapılaşmaya da engel olunabilirdi” dedi. 

‘URLALI MUTSUZ VE HUZURSUZ’

Batı Urla Köyleri Çevre Koruma Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Aşkın Yaka da bölgedeki ‘kaçak yapılaşma’dan bahsetti. Yaka, “ Özellikle Urla kırsalına baktığımız zaman kaçak yapılaşma artmış durumda. Tarım arazisi satın alan kişiler arazi üzerine 'ruhsatsız' bungalov veya prefabrik yapılar inşa etmeye başladı. Elbette bu durum buralı olan kişileri de mutsuz ve huzursuz ediyor. Çünkü Çeşme, Kuşadası ve diğer sahil bölgeleri de böyle göç alarak kalabalıklaştı. Yarımada’da çok ciddi bir su problemi var. Sular tükeniyor ve bölgedeki bu göcün su krizine sebep olmasını istemiyoruz. Kaçak yapılaşmanın yanında, kaçak sondaj faaliyetleri yapan vatandaşların da olduğunu görüyor, duyuyoruz. Bölge halkı, yeraltı sularının biteceğinden kaygı duyuyor” şeklinde konuştu.