Gündelik hayatta yaptığımız birçok işlem, aslında farkında olmadan hukuki bir temel üzerinde yükselir. Bir ev satın almak, bir iş sözleşmesi imzalamak veya bir evlilik yapmak, hepsi birer hukuki işlemdir. Ancak bu işlemlerin geçerli sayılabilmesi için, kanunların belirlediği bazı temel kurallara ve şekil şartlarına uygun olması gerekir. Eğer bir işlem, bu temel kurallara aykırı olarak yapılırsa, hukuk düzeni o işlemi "yok" sayar. İşte bu duruma, hukuk dilinde "butlan" adı verilir.

Zil çalmadan kayıt dönemi başlıyor: 2025 İlkokul 1. sınıf kayıtlarında velileri neler bekliyor?
Zil çalmadan kayıt dönemi başlıyor: 2025 İlkokul 1. sınıf kayıtlarında velileri neler bekliyor?
İçeriği Görüntüle

Arapça kökenli olan ve "boş, geçersiz, hükümsüz" anlamına gelen "butlan" kelimesi, bir hukuki işlemin en baştan itibaren hiçbir hukuki sonuç doğurmadığını ifade eden teknik bir terimdir. Butlanla sakatlanmış bir işlem, adeta hiç yapılmamış gibidir. Örneğin, taraflar arasında butlanla geçersiz sayılan bir satış sözleşmesine dayanarak, kimse mülkiyetin kendisine geçtiğini iddia edemez veya borcun ödenmesini talep edemez. Bu, işlemin temelden sakat olduğu ve hukuk düzeni tarafından tanınmadığı anlamına gelir. Bu kavram, özellikle Borçlar Hukuku, Medeni Hukuk ve Ticaret Hukuku gibi alanlarda sıkça karşımıza çıkar.

Kesin ve mutlak geçersizlik: Mutlak butlan ne anlama gelir?

Butlan kavramının en ağır ve en kesin türü "mutlak butlan"dır. Mutlak butlan, bir hukuki işlemin, kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine, genel ahlaka veya kişilik haklarına aykırı olması gibi çok ciddi ve temel sakatlıklar nedeniyle, en başından itibaren kesin olarak geçersiz kabul edilmesi durumudur. Bu durumda, işlem adeta hiç doğmamış, hiç var olmamış sayılır.

Mutlak butlanın en önemli özellikleri şunlardır:

  • Kesin Geçersizlik: İşlem, yapıldığı andan itibaren hükümsüzdür. Herhangi bir mahkeme kararına veya taraf iradesine gerek kalmaksızın kendiliğinden geçersizdir.

  • Düzeltilemezlik: Taraflar, sonradan anlaşarak veya eksikliği gidererek mutlak butlanla sakat bir işlemi geçerli hale getiremezler. İşlem, "ölü doğmuştur" ve canlandırılamaz.

  • Süresizlik: Mutlak butlan, herhangi bir süreye tabi değildir. Aradan yıllar geçse bile, işlemin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.

  • Herkes Tarafından İleri Sürülebilme: Sadece işlemin tarafları değil, bu geçersizlikten menfaati olan herkes (örneğin mirasçılar veya alacaklılar) mutlak butlanı iddia edebilir.

  • Hakim Tarafından Re'sen Dikkate Alınma: En önemli özelliklerinden biri de budur. Bir davada, taraflar ileri sürmese bile, hakim, bir işlemin mutlak butlanla sakat olduğunu fark ederse, bu durumu kendiliğinden (re'sen) dikkate almak ve işlemi geçersiz saymak zorundadır.

Örneğin, Medeni Kanun'a göre, bir kişinin halihazırda evli olduğu halde başka biriyle resmi nikahla evlenmesi, kamu düzenine aykırı olduğu için mutlak butlanla geçersizdir. Bu evlilik, en başından itibaren yok hükmündedir ve bu durum, taraflar veya bir başkası tarafından her zaman ileri sürülebilir.

Mutlak butlanın sebepleri: Hukukun kırmızı çizgileri nelerdir?

Bir hukuki işlemi mutlak butlanla sakatlayan sebepler, genellikle hukukun temel ilkelerini ve toplumsal düzeni ihlal eden durumlardır. Türk hukuk sistemine göre en yaygın mutlak butlan sebepleri şunlardır:

  1. Kanunun Emredici Hükümlerine Aykırılık: Kanunun "yapılamaz", "edilemez" gibi kesin ve emredici bir dille yasakladığı bir işlemin yapılması. Örneğin, tapuda resmi şekilde yapılması gereken bir gayrimenkul satışının, adi yazılı bir sözleşmeyle yapılması.

  2. Kamu Düzenine Aykırılık: Toplumun temelini oluşturan siyasi, sosyal ve ekonomik düzene aykırı işlemler. Örneğin, bir kişinin oy kullanma hakkını parayla satması.

  3. Genel Ahlaka (Adaba) Aykırılık: Toplumun genel olarak kabul ettiği ahlak ve edep kurallarına açıkça aykırı olan işlemler. Örneğin, kumar borcu için yapılan bir sözleşme.

  4. Kişilik Haklarına Aykırılık: Bir kişinin vazgeçilemez ve devredilemez kişilik haklarını (yaşam hakkı, vücut bütünlüğü, şeref ve haysiyet gibi) ihlal eden veya sınırlayan sözleşmeler. Örneğin, bir kişinin böbreğini satmayı taahhüt etmesi.

  5. Konunun İmkansız Olması: Sözleşme yapıldığı anda, sözleşmenin konusunun objektif olarak imkansız olması. Örneğin, artık var olmayan bir geminin satılması.

  6. Ehliyetsizlik: İşlemi yapan taraflardan birinin, hukuki işlem yapma ehliyetine (ayırt etme gücüne) sahip olmaması (örneğin akıl hastası olması).

Bu gibi durumlarda yapılan bir işlem, hukuk düzeni tarafından hiçbir şekilde korunmaz ve en başından itibaren geçersiz sayılır.

Mutlak butlan ve nisbi butlan arasındaki fark nedir?

Butlan, kendi içinde ikiye ayrılır: mutlak butlan ve nisbi butlan. İkisi de işlemin geçersizliği anlamına gelse de, aralarında önemli farklar vardır. Bu farkı bilmek, hukuki işlemlerin sonuçlarını anlamak açısından kritiktir.

  • Korunan Menfaat: Mutlak butlan, adından da anlaşılacağı gibi, kamu menfaatini ve toplum düzenini korumayı hedefler. Bu nedenle geçersizlik kesindir ve herkes tarafından ileri sürülebilir. Nisbi butlan ise, daha çok taraflardan birinin kişisel menfaatini korumayı amaçlar.

  • Geçersizliğin Niteliği: Mutlak butlanda işlem kendiliğinden geçersizdir. Nisbi butlanda ise işlem, başlangıçta geçerli gibi görünür, ancak sakatlığa uğrayan tarafın belirli bir süre içinde bu durumu ileri sürmesiyle geçersiz hale getirilebilir. Eğer taraf, bu hakkını kullanmazsa, işlem geçerli olmaya devam eder.

  • İleri Sürebilecek Kişiler: Mutlak butlanı, menfaati olan herkes ve hakim re'sen ileri sürebilirken; nisbi butlanı, sadece iradesi sakatlanan taraf (örneğin aldatılan, korkutulan veya hataya düşen kişi) ileri sürebilir.

  • Nisbi Butlan Sebepleri: Nisbi butlanın en yaygın sebepleri, "irade sakatlığı" halleridir. Bunlar; hata (bir konuda yanılma), hile (aldatma) ve ikrah (korkutma, tehdit) gibi durumlardır. Örneğin, bir kişinin, antika olduğu söylenen sahte bir tabloyu, aldatılarak yüksek bir fiyata satın alması, hile nedeniyle nisbi butlanla sakat bir işlemdir. Aldatılan kişi, bu durumu öğrendikten sonra belirli bir süre içinde sözleşmeyi iptal etme hakkına sahiptir.

Özetle, mutlak butlan hukukun "olmazsa olmaz" dediği kırmızı çizgileri ihlal ederken, nisbi butlan taraflar arasındaki irade uyuşmazlıklarından kaynaklanan ve düzeltilebilir sakatlıkları ifade eder.

Kaynak: HABER MERKEZİ